29-Son Döngü

38 5 16
                                    

    

     Büyük bir kargaşa oluştu. Canavarın patlaması önlenemeyecekti. Wangxian ayrılarak yine eski hallerine dönüp ışınlandılar. Gözleri kör eden bir ışın patlaması meydana geldi. Herkes birbirini kontrol ediyordu. Ani bir bağırış kulakları çınlattı. Wuxian ve Wangji bağırıyordu.

     - Wen Niiing..

     - Jin Raaan..

                    ~~~~~~

     - Wuxian ne oldu orada?

     - Wen Ning ayrılmadı yaratıktan. Jin Ran'ın oraya  ışınlandığını gördüm bir an. Onun başka gücü mü vardı? Nerede ikisi şimdi?

     - Wuxian, Wangji sakin olun buradayız biz. İyiyiz. Geliyoruz yanınıza.

     - Oh Tanrım. Çok şükür iyisiniz. Yaralı mısınız yoksa? Neden hemen gelmiyorsunuz?

     - Wuxian endişelenme oğlum. Biz iyiyiz yaratığın öldüğünden emin olmak istiyoruz. Bulut dağılınca göreceksiniz zaten.

     - Yok ben bekleyemem geliyoruz yanınıza.

     Toz bulutunun içine ışınlandı herkes. Manzara kan dondurucuydu. Wen Ning ve Jin Ran yaratıktan kalan her parçayı küçük parçalara ayırıyordu. Asıl şaşırdıkları Ran amcalarıydı. Gözlerinden çıkan ışınla tüm parçaları yakıyordu. Ning ise hala demir adam şeklinde kalanları yok ediyordu.

     - Artık durabilirsiniz. Ran amca, Ning. Bir araya gelme gücü yoktur bu canavarın. Olsaydı bizi de kendiyle öldürmek istemezdi. Bitti hepsini yok ettik. Kazandık. Qing yaralı var mı aramızda?

     - Merak etme Wuxian. Ufak tefek yaralar. Hepsiyle şifacılar ilgileniyor.

     - Wuxian ben tehlike seziyorum hala. Biri kalmış ve ahh dikkat et Xiaaan.

     Yaratıkların geldiği uzay gemilerinden biri onlara doğru gelmiş ve bir anda ateş etmeye başlamıştı. Yanli koruma kalkanını açsa da geç kalmıştı. Wuxian dahil epey kişi vurulmuştu. Jin Ran gözlerinden çıkan ışınla uzay gemisini yok etmişti. Mark hemen inisiyatifi ele aldı.

     - Yaralıları alt şehre götürün. İki grup benimle gelsin. Gemileri kontrol etmeliyiz. Bir kötü sürpriz daha kaldırmam şu an. Ran, Ning bizimle gelin. Qing, Alvin yaralılara ilgilenin.

     Wangji kanı gördüğü an donup kalmıştı. Wuxian vurulmuştu ve kanıyordu. Qing onun şoka girdiğini anlamıştı. Cheng'e bakarak başıyla Wangji'yi işaret etti. Cheng onu minik bir elektrik şokuyla bayılttı. Wuxian da  baygındı. Alt şehire ışınlanıp hemen yaralılara ilgilenmeye başladılar. Doktor Sam de şaşkındı. Wuxian'ın vurulmasını beklemiyordu. Qing onu iyileştirmek için ellerini uzattığında şaşırdı.

     - Sam şuna bak. Gözlerime inanamıyorum. Wuxian'ın bedeninde iki kurşun deliği var ve hareket ediyor. Yoksa o silahtan çıkanlar virüs gibi bir şey mi?

     - Ahh sabırlı ve hazır olalım. Bir yaratık çıkarsa hemen öldürmeliyiz. Ah ahhah Tanrım bu gerçek mi? Qing kurşunlarmış çıkan. Wuxian'ın bedeni onları dışarıya atıyor. Onun bedeni kendini tedavi ediyor. İnanılmaz bir şey. Mark'a bildir hemen.

     - Gerek yok Sam. Konuştuklarınızı duyduk. Wuxian gerçek bir mucize, gerçek kutsanmış. Hiç müdahale etmeyin birazdan kendine gelir. Demek biz onların soyundan geliyoruz.

     - Ne demek istedin Mark?

     - Sonra konuşuruz. Burası tamamen temiz. Uzay gemileri işimize yarayacak. Onları parçalayıp yeni gemiler yapabiliriz. Birazdan geleceğiz.

New World & New Life ~ Yizhan ~ Wangxian ~ Yeni Dünya & Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin