Secrets & Lies | Harry Potter

4. Bölüm: Aşk Haberleri

Freda ertesi güne gözlerini araladığında herkesten önce kalktığını fark etti. Üzerindeki örtüyü iterek bacaklarını yataktan sarkıttı ve çıplak ayaklarıyla zemine bastı. Herkesten önce uyanmasını lehine çevirerek eşyalarını alıp banyoya gitti. Sıcak, rahatlatıcı bir duşun ardından okul formalarını giyip saçlarını dalgalandırdı.

O hazırlığını bitirken oda arkadaşları yeni yeni uyanmaya başlamıştı. Dün geceden hazırladığı çantasını omzunna atarak odadan çıktı.

Freda dünü düşünmeden duramıyordu. Turnuvanın ikinci görevi bitmiş, üçüncü ve son görev heyecanı başlamıştı. Fakat Freda'yı heyecanlandıran bu değildi. Harry Potter'a yardım etti diye ona tepkisi ne olacaktı? Yakın arkadaşlarına söylemiş miydi bu durumu? Bu konuda ne düşünüyordu?

Ortak salona girdiğinde gözlerini içeride gezdirdi. Theodore'u tavana kadar uzanan ve Kara Göl'e bakan pencerenin önünde sigara içerken gördüğünde adımlarını ona çevirdi. Yanında kimse yoktu.

"Günaydın." dedi Freda neşeli bir sesle. Theodore sesini duysa da ona doğru dönmedi. Ancak Freda camdaki yansımalarında onunla göz göze geldi. "Kane'i mi bekliyorsun?"

Theodore ilk önce başını çevirip Freda'ya baktı, ardından bütün vücudunu ona çevirdi. İki yanında sallanan kollarına, elinde öylece dumanı tüten sigarasına, dağınık saçlarına ve her zamanki gibi ifadesiz bakan gözlerine baktı Freda. Yorgun görünüyordu.

"Seni bekliyordum." dedi Theodore. Sigarasının yanan ucunu cama bastırarak bir süre bekledikten sonra söndüğünden emin olup cebine koydu. "Gidelim." Omzundaki çantasını düzelterek yürümeye başladı.

Kahvaltıdan sonra İksir dersliğine gitmek için birlikte koridora çıktıklarında Kane ve Blaise Zabini de onlara eşlik ediyordu. Freda Blaise'in genellikle Draco'yla takıldığını biliyordu. Zeytuni tenli, kısa saçlı, uzun boylu sessiz bir çocuktu. En azından dışarıdan bakan bir göz onun sessiz göründüğünü söyleyebilirdi.

İksir sınıfından içeriye girdiklerinde kapının sol tarafındaki Pansy'i fark etti Freda. Arkasına birkaç kız arkadaşını almış, kıkır kıkır gülüyorlardı. "Pansy?" Theodore ve Blaise sıralarına giderken Freda kızın yanında durdu. "Neler oluyor? Neye gülüyorsunuz?"

"Şuna bak," dedi Pansy ve Freda'nın elinde tuttuğunu fark etmediği dergiyi ona verdi. "Oku hadi."

HARRY POTTER'IN GİZLİ AŞKI

"Ne bu şimdi?" dedi Freda başlığı okuduktan sonra. Derginin kapağına baktı. "Cadı Gündemi mi? Gerçekten mi? Hâlâ burada yazılan haberlere inanıyor musun?"

Pansy gülerek omuz silkti. "Niye inanmayayım? Sen bi' oku, ondan sonra kendin karar verirsin artık doğru mu yalan mı olduğuna." Freda gözlerini devirse de içinde uyanan merak duygusuna karşı koyamayıp okumaya başladı.

Belki de başka kimselere benzemeyen bir çocuk - ama ergenliğin bütün sıradan acılarını çeken bir çocuk. Annesiyle babasının trajik ölümünden sonra, on dört yaşındaki Harry Potter teselliyi Hogwarts'taki uzun süreli kız arkadaşı olan, Muggle anne babadan doğma Hermione Granger'da bulduğunu düşünmüştü. Kısa süre sonra, zaten kişisel kayıplarla dolu olan hayatında yeni bir duygusal darbe yiyeceğini bilemezdi tabii.

Gösterişsiz ama hırslı bir kız olan Bayan Granger'ın ünlü büyücülere karşı, Harry'nin tek başına tatmin edemeyeceği bir düşkünlüğü var gibi görünüyor. Bulgaristan Arayıcısı ve son Dünya Quidditch Kupası'nın kahramanı Victor Krum'un Hogwarts'a geldiğinden beri, Bayan Granger her iki çocuğun da sevgileriyle oynuyor. Entrikacı Bayan Granger'a açıkça abayı yakmış olan Krum, onu yaz tatilinde Bulgaristan'a gelip kendisini ziyaret etmeye davet etti bile. Krum ısrarla "daha önce bir kız hakkında hiç böyle şeyler hissetmediğini" söylüyor.