14. BÖLÜM "BOZAY"

38 6 1
                                    

Selam Cesurlar📘

Bu hikayede bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler...

Umarım beğenirsiniz...

Keyifli okumalar.📖

⌨⌨⌨

"Siz kimdiniz?" Sesindeki şüphe miydi yoksa başka bir şey mi?

"Dedim ya bir arkad-" Lafımı keserek "İsminiz neydi?" Diye sordu.

"Çok da önemli değil." Diyerek hızla oradan uzaklaştım.

Kadını geride bırakarak aklıma gelen en son yeri de kontrol etmek için yola koyuldum. Yani, Sığınak'a doğru. Çünkü malesef ki Sığınak benim son şansımdı...

**********

Alaz Karayağız'dan(Geri dönmeden günler önce)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alaz Karayağız'dan
(Geri dönmeden günler önce)

Duyduğum fazla gürültülü sesle gözlerimi hızla açarak yastığı başımın üstünden çektim, kafamı kaldırdım ve komidinin üstündeki saate baktım. Sabah saat 7'yi 10 geçiyordu, kaşlarımı çatarak yataktan istemeyerek de olsa doğruldum bu saatte kimin gelebileceğini tahmin etmeye çalışarak kırılacakmış gibi çalmaya devam eden kapıya doğru sarsak adımlarla yürümeye başladım.

Kapının deliğinden bakmamla görmeyi hiç beklemediğim yüzle karşılaştım, anlık donup kalmış gibi olsam da kapının bir kez daha çalması kapıyı açmama neden oldu ve açtığım gibi onun bakışlarında ilk defa rastladığım sertlikle bana baktığını gördüm. "Sedat abi?" Diye neden geldiğini sorgular gibi seslendim.

Hiçbir şey demeden öfkeli gözlerle bana baktı ve yanımdan geçerek salona doğru hızlı adımlarla yürüdü. Gözlerimi kapatarak elimi kapıya yasladım ve sıkıntılı bir nefes vererek salona doğru ağır adımlarla yürüdüm. Albay Sedat Torak... Sedat abi babamın çoçukluk arkadaşı, aynı zamanda silah arkadaşıydı. Babamla birlikte aynı karargahta aynı il'de asker olmuştu, çoğu görevini de adına layık bir asker gibi tamamlamıştı.

Ama şuan neden bu saatte benim evime geldiğini anlamadan salonun ortasında ellerini arkasında birleştirmiş bir sağa bir sola volta atışını izliyordum. Hafifçe öne doğru eğilerek ellerimi koltuğun başına yasladım ve kirpiklerimin altından ona baktım. "Sedat amca ne oluyor sabah sabah?" Dedim sabırsız bir sesle.

Hızla bana doğru dönerek işaret parmağını havaya ve bana doğru kaldırdı. "Döneceksin! Dönmek zorundasın!" Diye yine son 5 ayda kurduğu cümleyle ve itiraz kabul etmeyen sesle konuştu.

Kafamı önüme eğerek bıkkın bir sesle ofladım. "Daha nereye kadar bunu yapacaksın abi? Bitti dedim. Benden bir daha olmaz dedim." Diyerek yine ona baktım.

Yüzünde alaylı bir ifade oluşunca öfkelendim. "Şu hâline bir bak!" Dedi, beni işaret ederek. "Sanki karşımda bir Üsteğmen, asker değil de bir sokak serserisi duruyor." Bu sefer onun yüzündeki alaylı ifade benim yüzüme de yansıdı.

ŞAH&MAT Mahalle HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin