Kulağına gelen şimşek sesiyle gülümsedi. Bulutların, üzerini süslediği masum ruhların yaşamına karşı yapılan kötülüklere öfkesi miydi bu sesi,yoksa yalnızca kuru bir gürültü mü. Bilmiyordu. Derin bir nefes aldı ve başını yasladığı koltuktan ayırdı. Odadaki şimşeğin ve yağmurun sesine ek olarak tek ses; hatasıyla-başarısıyla, merhametiyle-dik başlılığyla, karısının alıp verdiği nefesinin sesi, onun yanında oluşu,hissetdirdikleriydi belki de. Bundandı pekâlâ yıllardır içindeki ona karşı gitgide büyüyen bu sevginin sebebi.
Başını cama çevirdi,yağmur gittikçe hızlanıyordu.Sanki, ölen ruhlara, yitik, yorgun bedenlere ve artık gerçekleştirelemeyecek olan hayallere ağlıyordu.Tül perdenin ardından gecenin örtüsünden sıyrılmaya çalışıp odaya mükemmel görüntüsünü sergileyen aya çevirdi bakışlarını.Geceyi mi süslüyordu yoksa ruhu karanlıktan beslenenlerin işine çomak mı sokuyordu. Bilmiyordu.
Elini yavaçşa dizindeki başın altına koydu ve karısının başını koltuğa bıraktı.Önünde diz çöktü ve soluğunun tınısında huzur bulduğu gibi ona yaşamı daha değerli hissettiren kokuyu içine çekmek için O'nun saçlarını kokladı.Mis gibi kokuyordu. O, bu kokuyu; kendisinin ruhunu besleyen gecenin karanlığını en güzel şekilde üstünde taşıyan- karısının saçlarından başka hiçbir yerde duymamıştı.Eğildiği yerden başını biraz daha eğdi ve şakağına bir buse kondurdu.Doğruldu,gülümsedi ve bu saatte karısını severken, ona yalnız olmadığını hissettiren karısının şişkin karnına uzattı elini.Bebeğinede böylece selam göndermiş oldu.
Ayağa kalkıp karısını kucakladıktan sonra odalarına doğru adımladı.
Geriye odada duyulan tek sesin sahibi olan yağmur kalmıştı.05.08