hayatımda olup ilham kaynağım olan lapetosq 'a çok teşekkür ederim. ULAN TEK LAFINLA HİKAYE YAZIYORUM SEN NASIL BİR KRALSIN SLDŞQŞDLDŞXĞWŞDĞFLFŞXŞDĞ
enes, uzun bir süre sonra yeniden baturay'la karşılaşır. ikilinin, konuşabilmek için yeteri kadar vakitleri vardır.
x
Yaşadığınız sürece hikayeler yarım kalmaz. Tamamen sona da ermez. Yaşadıkça yeni anılar üstüne konar, karakter bir miktar ana konudan uzaklaşır ama sonuç olarak o sayfalara bir şeyler eklenmeye ve bazen de olsa ana konuya geri dönülmektedir.
Oysa Enes, o defterin kapandığını düşünmüştü. Hikayenin mayıs ayının bilmediği bir gününde son noktasına kavuştuğunu düşünmüştü. Hoş bir son değildi. Hatta belki böyle bitirmeyi de hiç istememişti. Fakat tüm kuruntu ve hoşnutsuzluğuna rağmen bir kez bile devam etmek ya da tatlı bir sona bağlamak aklına gelmemiş, aklının ucundan dahi geçmemişti.
Görüyor. Yeşil gözler, onu görmeyi beklememesine rağmen şaşkınlıkla açılmıyor. Sanki içinde bir taraf bugünün geleceğinden haberdarmış gibi davranıyor. Yine de konuşmaya yakın bile değil davranışlardı. Enes yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlayan ortamda onu ilk fark ettiğinde dünya dönmeyi bırakmış gibi davrandı. Gerçekliğindeki herkes silinmişti. Ona bir kez bakıp başını arkadaşına doğru çeviren Baturay ve onu şaşkınca izleyen kendisinden başka kimse yoktu dünyasında. Neden peki? Onun buraya geleceğini bilse hiç gelmezdi. O, Enes'in buraya geleceğini bilse hiç gelmezdi. Adı gibi emindi. Tesadüfün böylesi... Ama pek de tesadüf denemez çünkü böyle ortamlar Enes'in yeridir.
O halde niçin burada? diye sorarken kulüp sahibi arkadaşını Baturay'ın çevresine yaklaşırken gördü. Muhammet'e yürürken yüzünde gülümseme vardı arkadaşının, bunu oynayan çene kasından fark edebiliyordu sadece. Kısa bir kucaklaşmadan sonra Muhammet'i köşelerde, oturabilecekleri bir yere yönlendirerek ses ve müziği kontrol etmeye gitti. Tüm bunlar uzağında gerçekleşti Enes'in ve yanındaki arkadaşı dürtmese asıl gerçekliğe dönecek gibi değildi.
"Enes kadın iki saattir bir şey anlatıyor sana." diyerek uyardı onu yanındaki Mert. Üç arkadaş bir gece kulübünde ne yapılırsa onu yapıyordu. Ortama gelenleri inceliyor, arada konuşuyor ve bazen Mert'in flörtleşme çabalarını izleyerek eğleniyorlardı.
Dinlemek istemedi. 2023'ün son demlerini laf-u güzaflara yedirmeyecekti şimdi. Ruhunun en derinlerine inmek için bir çift yeşil gözün ela gözlerine değmesi yeterdi de artardı. Peki bu yük nereye kadar zorlardı onu? Belki bu yüzdendir şimdi hiç pas vermek istemeyişi.
Başını sağa sola salladı Enes. "Ben konuşmak istemiyorum," diye kestirip attı. Elleri cebindeydi ve öyle seri değişmişti ki ruh hali, Mert şoktan sadece başıyla onaylayabildi. Bazen yetişemiyordu Enes'e. Evet, Enes hızlı bir çocuktu. Hem hayatta hem şakada. Bir de iç dünyası vardı bu çocuğun ve Mert o dünyada ne zaman fırtınanın başladığını, ne zaman bitip güneşin açtığını ve ne zaman esen yellerin dindiğini bilmiyordu. Zira hayatına çok küçük tesir ediyordu bu ruh halleri. Enes'i kaybetme korkusuyla yaşıyordu ve uzattığı o yardım elini tutmayan çocuk, her geçen gün arkadaşlarını da çok koyu bir karanlığa boyuyordu aslında bilmeden.
Sözler ağırdı. Mert ne zaman Enes'le konuşmaya çalışsa havada süzülemeden yere düşen birkaç ağır kelam dışında hiçbir şey alamadı sorunlarına dair. Bir maske vardı yüzünde fark edilmeyen. O maskede bir gülen yüz, tasasız hayat vardı ama tam ardında duran çökmüşlüğü, devrilmişliği hisseden tek kişiydi Mert. Yine de yardım edemeyen tek kişiydi aynı zamanda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
değmesin ellerimiz - mayısın yedisi spin-off
Fanfictionanartekin // mayısın yedisi spin-off mayısın yedisi finalinden sonra özel bir bölüm gibi düşünebilirsiniz.