Medya: Burak
Bir buçuk saat kadar önce kolumdan kan aldıkları yer bir kere daha sızlarken oturmuş olduğum bankta bacaklarımı biraz daha kendime çektim. Saat çoktan gece yarısını geçmişti ve biz laboratuvar sonuçlarının çıkmasını bekliyorduk. Daha doğrusu bunu bekleyen Kenan ve annemdi. Tabi belki bundan sonra o, annem olmayacaktı. Gözlerimi bahçedeki ağalara dikerken Ankara'nın ayazının suratıma esmesine izin vermiştim.
Kafamda Özdemir Asaf'ın sözleri dönüp dururken burukça gülümsedim.
Sonra çekildim bir kenara seyrettim bütün olup biteni... Baktım kimde ben ne kadarım, kim bende ne kadar kalmış diye...
Ben bu dünyaya sahip olduğum insanlar açısından eksilerde başlamışken şimdi tam olarak sahip olmasam da evim, odam da mı benden alınacaktı? Gerçekten de bir kenara çekilip seyretmeye gerek var mıydı olup bitenleri?
Başımın iki yanındaki ellerimle bacaklarımı sarmalarken hastanenin kapısında bugünkü adam, babam olduğunu iddia eden kişi, belirmişti. Etrafına şöyle bir bakındıktan sonra benimle buluşan gözleri yanıma gelmek için cesaret almış gibi duruyordu.
"Oturmamda bir sakınca var mı?
Başımı iki yana hayır dercesine sallarken gözlerimi tam karşıma hastane kolonlarından birisine dikmiştim. Yanıma oturmak istemesine rağmen ilk birkaç dakika sessiz geçmiş, sonrasında bu sessizliği o bozmuştu.
"Şu an neler hissettiğini tahmin bile edemem ama inan bana, eşim ve ben kötü insanlar değiliz."
"Sorun sizin iyi ya da kötü insanlar olmanızda değil. Sorun..." devamını getiremezken içimdeki öfke, hayatın benimle dalga geçişineydi. Daha birkaç saat önce annem ve Kenan'ın yurt dışına çıkma dertlerini dinlerken şimdi... belki de tüm bu zamanlarda yanımda olup beni büyütebilecek bir ailem olabileceğini öğrenecektim. Kara bulutlar düşüncelerimde dans ederlerken birden bire aklıma çok farklı bir şey takılmıştı.
"Diğer kız... Ona ne olacak? Yani eğer ben sizin kızınızsam. Sonuçta ben yetimhaneden geldim bu aileye."
Normalden oldukça kısık çıkan sesim kesinlikle yaşadıklarımın şokundan dolayıydı.
"Onun ailesi bulunana kadar bizimle yaşaması gerekli. Sen bizim gerçek kızımızsan, ki içimden bir his öyle diyor, onu bu hastaneye bırakan anneyi bulmamız gerekecek demektir. Bu senin için bir sorun olur mu?"
Başımı olumsuz anlamda iki yana sallarken son sorduğu soru ve Kenan'ın beni annemden ayırma çabasının aksine bu adamın iyi birisi olduğunu anlamıştım.
"Peki ya kızınız değilsem?"
Adam derin bir nefes alıp verdikten sonra tüm vücudunu bana çevirmişti. Her ne kadar bende ona bakmak istesem de şu an bunu yapamayacak kadar kendimi tükenmiş hissediyordum.
"Kızım değilsen bile seninle şu an konuşmak, seni kısa süreliğine dahi olsa tanımak benim için çok önemli Ece. Ben sadece çok uzun süre sonra gerçek kızının kim olduğunu öğrenmeye çalışan bir babayım. Bu süre zarfında kimlerle tanıştığım neler yaptığım benim için hep önemli olacak."
Adamın sözlerinin bitmesi ile hastanenin önünde ani bir frenle duran arabadan orta yaşlı bir kadın çıkmıştı. Koşarak hastaneye gireceği sırada yanımdaki adam ayağa kalkmış ve kadına doğru "Yasemin!" diye seslenmişti.
Kadın, adamın ona seslendiğini duyar duymaz arkasını dönerken bu sefer bize doğru koşmuştu.
"Gecenin bir vakti bana haber vermeden evden tek başına çıkarken aklın neredeydi senin Zafer?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1-0 |Belki Bir Gün Serisi
Teen FictionYaşadığımız hayatta her insanın kendini ait hissettiği bir yer, kişi ya da en azından bir an vardır. Ben ise bu acımasız dünyaya karşı bir sıfır geride başlamıştım. Yaşadıklarım, duyduklarım... 17 yılımı çöpe atmak istediğim zamanlarda yanımda olma...