Luhan zamanı,mekanı herşeyi unuttu. Luhan nefes almayı unuttu. Tam karşısında gözlerinde hapsolmuş bir çift göze mühürledi kendini o anda. Sanki adım atsa atamayacak,konuşmak istese konuşamayacak gibi hissediyordu. İçinde bir şeyler kırılıyordu. Tıpkı yerde duran binbir parçaya bölünmüş bardak gibi her seferinde paramparça oluyor,ama onu görünce de aynı hızda tekrar birleşerek kalbinin atmasını sağlıyordu. Bir insan bir insana karşı bunu nasıl başarabilirdi. Ama o başarıyordu...
Kai karşısında duran incecik ve çelimsiz kalmış bedene bakarken içinde birşeyler kırılıyordu.Şu anda nasıl nefes alabildiğini bile bilmiyordu. Hayatında sevip sevebileceği tek adam gözlerini gözlerine kitlemiş onu esir etmişti adeta. Kai ne kadar uzak durmaya çalışsa da her seferinde bir şekilde kendini onun yanında buluyordu. Ve bu kader olabilir mi diye düşündü. Ama öyle bile olsa sanırım bu sadece kendisi için geçerli diye düşündü. Luhan onun değişmez kaderiydi. Ama o Luhan için sadece bir arkadaş bile değildi. Çünkü aralarındaki bu gerilimden dolayı artık eskisi gibi arkadaş bile değillerdi. Birbirlerinden öyle uzak duruyorlardı ki görenler onları birbirlerini hiç tanımayan iki yabancı sanırdı.Aslında bir nevi öyleydi aynı evde yaşayan,aynı şirkette çalışıp,aynı hayali paylaşan iki insandı ...
Kai bakışlarını kaçıran ilk kişi olmuştu ve hafifçe öksürerek havadaki gerilimi dağıtmaya dikkattini başka tarafa vermeye çalışarak etrafına bakındı. Luhan o anda kendine geldi hemen ve dikkatini dağıtmak için oda hızla yere çömelip cam parçalarını toplamak gibi bir hataya düşmüştü .Eline aldığı büyük parçaları çöpe attı. Küçük parçaları da toplarken bir yandan da Kai'ye kısa ve kaçamak bakışlar atıyordu. Gözleri istemsiz doluyordu. Gözpınarları ile adeta gözündeki yaşları akıtmamak için savaş veriyordu. Tam o sırada bir acı hissetti. Ama bu acı şu anda kalbine dem vuran acılar kadar büyük değildi. Eline bakınca oluk oluk kan aktığını gördü. Aldığı cam parçası küçüktü,ama o sırada Kai'ye baktığı için elindeki camı unutarak tüm sinirini boşaltmak ister gibi avuçlarını sıkmıştı. Ve bu da yaptığı hatalardan biriydi. Luhan düşündü.Hayatında yapmadığı tek hata acaba neydi ? Kim Jongin'i sevmek ? Aslında bu hayatının en büyük hatası olmalı iken Luhan hiçbir şekilde bu hatadan pişman değildi. Yine o günü yaşasalar yine tam o anda Kai'ye aşık olurdu. Hemde yine delicesine, yine ölümüne...
Etrafına bakınıp Luhan ile gözgöze gelmemeye çalışan Kai hafif bir kızgın ses tonu ile ona bakmadan konuştu.
'' Hadi artık ne yapıyorsun ? Çıksana artık bende su içeceğim yolumu tıkıyorsun.''
Aslında mutfak oldukça büyüktü . Ama Luhan'ın olduğu her yer ona çok küçük göründüğü ve santim santim kendisini ona yaklaştırdığını hissederek nefesini keserken mekanın büyüklüğünün hiç önemi kalmıyordu...
Kai o anda duyduğu hafif bir inilti ve hıçkırık sesi ile hızla arkasını döndü . Ve gördüğü manzara karşısında şoka girmişti. Kalbi sanki iki el tarafından sıkılıyordu. Hızla ve endişe dolu korkmuş gözlerle hemen Luhan'a yaklaştı ve tam karşısına dizlerinin üstüne oturdu.
'' Sen ne yaptığını sanıyorsun ? Aptal filan mısın Luhan ? Nasıl o küçük cam parçalarını ellerinle toplamaya çalışırsın söylesene ...'' dedi ve hemen onu elinden tutup kaldırarak lavaboya götürdü.Suyu açıp elini suya soktuğu anda Luhan suyla temas eden yarasının acısıyla içi ürperdi ve inledi. Kai sonra çekmeceden bir havlu alıp hemen elini kuruladı. Daha sonra bir anda en yakın ortak banyoya koştu. Elinde ilkyardım dolabından getirdiği yara bandı ile geri dönmüştü. Luhan'a bakmamaya çalışarak tekrar elini tuttu. O sırada Luhan şaşkınlık ve kırgınlık dolu bakışları ile Kai'ye baktı. Hiçbirşey olmamış gibi hala rahatça elini tutabilmesi Luhan'ı iyice çıldırtmıştı. Sertçe elini birden Kai'nin elinden çekti ve ayağa kalktı. Öfke dolu bakışları ile bakarken daha sonra pişman olacağını bildiği sözlerle adeta nefretini kustu Kai'ye karşı ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Çıkmazı (Akame,İnfinite,Exo)
FanfictionYaoi bir fictir rahatsız olanlar okumasın ...