3.Bölüm

30 5 31
                                    

Medya: Doruk

Hastaneden çıkalı çok olmamışken dolunay gökyüzünde tüm ihtişamıyla parlıyordu. Gözlerim gitmekte olduğumuz yolu ezberlemek istercesine sonuna kadar açıktı. Sokakta bizden başka kimsenin arabası yokken bu durum nedensizce hoşuma gitmişti. Sanki kendime benzetmiştim sokakların şu anki halini. Onlar da benim gibi yalnızlardı.

"Geleceğini ,Zafer sağ olsun, bilmiyordum kızım bu yüzden odanı hazırlatamadım."

Yasemin Hanım arkasını dönüp mahcup bir şekilde bana baktığında içten bir gülümseme kondurmaya çalıştım dudaklarıma.

'Kızım' demişti. Hem Zafer Bey hem de Yasemin Hanım her fırsatta uzun zamandır duymadığım bu kelime ile bana sesleniyordu. Bu kelimeyi babamdan ,yani beni evlatlık alan babamdan, duymak uzun zaman önce imkansız olmuştu. Şimdi ise babamın ölümünden sonra Betül'ün bırak bu kelimeyi ağzından duymayı yüzüme bile bakamaz hale gelmiştim.

Yıllardır hasret kaldığım 'kızım' kelimesinin asıl hitabı olmak ben de karmaşık duygular ortaya çıkarmışken bu, üzerimde ufaktan bir baskı hissetmeme sebep olmuştu. Sanki en kısa sürede bu yeni ya da asıl ailemi kabullenip onlara anne baba dememi bekliyorlardı. Hayır tamam tabii ki de böyle bir beklentileri olacaktı. Mantıken ben onların kızlarıydım ama yine de baskı hissediyordum. Böyle bir şey olacaksa bile tercihim zorla olması yerine gerçekten kabullenerek olmasıydı. Bunun da ne kadar zaman alacağını bilemiyordum.

"Bugünlük misafir odasında kalırsın, yarın kahvaltıdan sonra eksiklerini almaya alışverişe çıkarız. Olur mu?"

Başımı sallayarak onu onaylarken bunun fırtına öncesi sessizliğim olduğunu mu yoksa sakin Ece şimdilik bedenimi kontrol altına mı almıştı bilmiyordum ama ne derlerse uzlaşıyordum. Zaten şu anda başka bir seçeneğim pek yoktu.

Zafer Bey eşinin elini tutmuş ve "Çok güzel düşünmüşsün canım." demişti.

Bu kısa diyaloğun üzerinden beş dakika geçmişti ki kocaman demir kapısı olan bir evin önünde araba yavaşladı. Kapının arkasındaki iki kişi dünyadan ağır duran demir kapıyı açtıklarından Zafer Bey arabayı geniş alana gelişigüzel park etmişti. Gözlerim arabadan indiğim ilk andan itibaren önümdeki kocaman evde takılı kalırken kesinlikle bu kadar zengin olacaklarını düşünmemiştim.

"Gel canım." diyerek bana yön veren Yasemin Hanım'ı izlerken açık kapıdan içeriye adımladım. Girişin hemen ortasında kocaman bir açıklık vardı ve bu açıklığın iki yanında merdivenler bulunuyordu. Ev iki katlı dururken en olarak aşırı uzundu. Kapının sağ tarafı mutfağa açılırken sol tarafta salon bulunuyordu.

"Normalde sana evi gezdirmek isterdim ama malum herkes uyuyor ve-"

"Sorun değil."

Yasemin Hanım'ın sözünü hızla keserken evi nasıl açlıkla incelediğimin yeni farkına varmıştım.

Üzerimdeki montumu çıkardıktan sonra Yasemin Hanım'ın bana gösterdiği odaya geçmiştim. Kaldığım oda merdivenleri çıktıktan sonraki solda kalan ilk odaydı ve açık konuşmak gerekirse odanın içinde televizyon vardı. Misafir odasında neden televizyon bulunduğunu kendi kendime sorgularken kapımın çalınmasıyla bakışlarımı o tarafa çevirdim.

Yasemin Hanım elinde yeni alındığı belli olan bir çift pijamayla odaya girene kadar yanıma gerçek anlamda hiçbir şeyimi almadığımı fark etmiştim.

"İnan seninle ilk tanışmamızın çok daha güzel olmasını istemiştim ama hayatta her istediğimiz olmuyormuş." demişti burukça. Dediklerine gülümserken uzattığı pijamaları aldım.

1-0 |Belki Bir Gün SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin