Hoşuma gidiyordu gitmesine de, yine tam anlamıyla bütün ilgisini istiyordum. O da bana benim ona baktığım gibi baksın, onu sevdiğim gibi sevsindi.
Yüzümde ki gülümsemeyle onu izledim. Domatesleri doğrarken, yumurtayı çırparken bile ona aşık oluyordum. Umutsuz bir vakayım.
Oğuz, Kahvaltı yaparken akşam yemeğimizi Ahmet amcalarda yemek isteyip istemeyeceğimi sordu, ben de 'tamam' dedim.
Masayı toplayıp salona geçtik, koltuğa oturup gerindim. Oğuz'un bakışları üzerimde dolandı. Gerinmemle beraber pijamamın üstü göğsümün altına kadar çıkmıştı.
'Üşümüyor musun?' dedi.
'yoo' dedim, ev sıcaktı.
Ellerimi göğsümde birleştirdiğimde sessizce 'siktir' dedim. Sütyen giymeyi unutmuştum.
Oğuz'un bana bakarken neden bakışlarının koyulaştığı belliydi. Baştan aşağı utançtan kızarsamda, umursamamaya karar verdim.
Beni beğeniyor olması da hoşuma gidiyordu, bakışlarından anlıyordum. Anlıyordum anlamasına da hep kendini frenliyordu, bir noktada tekrar umursamaz Oğuz oluyordu. Duygularını bu kadar kontrol edebilmesi sinirimi bozuyordu.
Gerdek gecesinden sonra Edward ona dokunmuyor diye kuduran Bella gibiydim. Hayır Oğuz vampir de değildi yani.
Biraz dokunsaydı ya bana, bir kerecik öpseydi beni ne olurdu? Dudağı geçtim bari yanağımdan öpseydin be adam.
Oflayınca Oğuz bana döndü. Gözleri biraz yüzümde dolandıktan sonra tekrar televizyon izlemeye devam etti.
Akşam olunca Emine teyzelere geçtik. Çok şeker bir evleri vardı. Sobayı da yakmışları içerisi sıcacıktı.
Ellrini öpüp koltuğa oturduğumda mutfaktan genç bir kız çıktı. Yüzünde kocaman gülümsemesiyle 'Oğuz abi, hoş geldin.' Dedi ve sonra bana dönüp 'Sen de hoş geldin abla.' Dedikten sonra mutfaktan yemekleri taşımaya başladı. Bende hemen yardımcı olmak için yanına gittim ama bana zahmet etmemi, misafir olduğumu söyledi.
Bende tekrar salona yerime geçtim. Oğuz bana genç kızın arkadaşı Uğur'un kız kardeşi Oya olduğunu söyledi. Üniversite sınavlarına hazırlanıyordu.
Hepberaber yemeğe oturduk. Çorbadan başlayacaktım ama yemyeşildi. Hayatımda hiç böyle bir renk çorba görmemiştim. Ben biraz duraksayınca Oya 'Isırgan çorbası Haziran abla, daha önce hiç içmedin mi?' dedi.
Derin bir nefes alıp verdin. Hiç yememiştim. Şuan da da yememezlik yapamazdım, çok ayıp olurdu.
Gergince gülümsedim.'Yok içmedim ama çok güzel gözüküyor elinize sağlık.'
Yüzümü buruşturup kendimi zorlayarak içmeye başladım ama tadı benlik değildi.
İçerken Oğuz'la gözgöze geldiğimizde sırıttığını gördüm. Bu halim hoşuna gidiyordu. Ayıp olmasın siye diye bir sürü şey yemiştim, onlarda devamli bir şeyler ikram ediyordu. En son koltuğa kendimi attım ama çatlayacak gibiydim. Tabi bu sırada da biraz da olsa Oğuz'un sevdiği şeyleri öğrenmiştim. Mesela Emine teyze ev yapımı yoğurdunu beğendiğini söylemişti. Kendim de yapmayı hemen not aldım.
Pantalonum düğmesinden iki tane açıp akşamı geçirmeyi başardım ama kendi evimize gide gitmez kendimi koltuğa attım. 'Oğuz, 911 i ara.'
Kaşlarını çatıp bana baktı. 'Ne diyorsun?' dedi
'Ambulansı ara çatlıyorum. '
'112 mi demek istiyorsun.' Dedi.
'Ay ne bileyim, fenalık geçiriyorum çok yedim.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerin Yazı
Ficção GeralKendi halinde sadece annesi ve kız kardeşiyle sakin bir hayat yaşayan Haziran'ın başına gelen beklenmedik olaylar ve hayatında hiç istemediği bir aşkın hikayesi. Hikayenin telif hakkı saklıdır. Hikaye tamamen hayal ürünüdür.