Kız her zaman gecenin kutsal olduğuna inanaırdı. Gecenin katilini sabah olarak bilmişti bu yaşına kadar. Bu yüzden de sabahları sevmezdi.
Oturduğu sandalyeden doğruldu ve elindeki çizelgeden bir günü daha sildi. Bileğindeki saate baktığında saatin ilerlediğini fark etti. Derin bir nefes çekti ve dolabından siyah bir takım giydi. Saçlarınıda topuz yapıp botlarını da giydi ve evden çıktı.
Yağmur yağmıyordu ve o buna üzülmüştü. Yinede yağmurdan sonra oluşan o ferah kokuyu her şeye değişirdi. Adımları oldukça dalgındı. Adama gerçekleri göstererek doğru mu yapıyordu? Sonuçta herkesin gerçeği kişiye özeldi. Yanaklarını şişirip aklındaki soruları bir kenara bıraktı.
İnşaatın önüne geldiğinde siyahlar içindeki adamı gördü. Hayal kırıklığıyla başını sallayıp yanına gitti. Adam gülümsedi.
- Günaydın "Sana ne"
Kız kaşlarını çattı
- Hâla mı?
Adam başını salladı. Kız yürümeye başladığında adam tekrardan söze girdi.
- 1 mi 2?
- Ne?
- Yav sen seç.
- 1 ne 2 ne?
Adam eliyle alnına vurdu.
- Sana ne olduğunu söyleyecek olsam neden 1/2 diyim?
Kız başını salladı
- Mantıklı 2.
Adam genişçe sırıttı.
- Peki senin adın artık siyahlar içindeki.
- Güzelmiş. İlk defa mantıklı bir şey söyledin.
Adam gururla elini göğsüne vurdu. Dar sokaklardan geçerken kız bir anda durdu ve adama döndü.
- İki çocuk, üç yetişkin.
Adam kaşlarını çattı.
- Ne o bana aileni mi tanıtıyorsun ?
Kız ona " Ciddi misin?" Bakışları atarken dudaklarını ıslattı.
- İki çocuk dilenci üç yetişkin dilenci gördük inşaatan bu yana.
Adam irice gözlerini açtı. Kızla sohbet ederken etrafa dikkat etmemişti. Yutkundu. Kız devam etti.
- Ve sen onları görmedin.
- Ben...ben dalmışım.
- Hep mi dalmışsın?
- Hep dalmışım.
Kız başını salladı ve kollarını iki yana açtı teslim olur gibi.
- Al sana gerçekler. Her insanın gerçeği kendisinedir. Ama ama sizin gerçeğiniz bizim hayatımız. Sizin dalmışım fark etmemişim gibi saçma bahaneleriniz yüzünden her gün onlarca çocuk ölüyor. Hayır onlara yardım etmek zorunda değilsin ama kalkıpta gerçek diye diye de sayıklama.
Bunların hepsini tek nefeste söylemişti. Ve konuştukça adam sert bir yumruk yemiş gibi olmuştu. Kız tam gözlerinin içine bakarken.
- Sen niye yardım etmedin peki?
Kız acı dolu bir şekilde gülümsedi.
- Çünkü ben yapamıyorum.
- Neyi ?
- Onlara acımayı. Sen onları görmemene rağmen onlara üzüldün ben ben ise gördüm. Ama hiçbir şey hissetmedim.
Adam birkaç kez gözlerini kırptı. Karşısındaki kız acı içinde kıvranıyordu. Bir şeyler hissetmek istiyordu. Yutkundu. Dudaklarını ıslattı. Birazdan red yiyeceğinden emindi ama yinede denemeye değerdi.
Karşısında ki kız için her şey değerdi.
- Sen bana hayatı gösterdin izin verde ben de sana nasıl hissedileciğini öğreteyim.
Ve söylemişti. Göğsü heyecanla inip kalkarken kız ona sadece baktı. Kızda derin bir nefes aldı ve.
- Takip et beni, dedi
Adam hayal kırıklığı içinde başını salladı ve yürümeye başladılar.
Onlar yine susuyordu ama bu sefer düşünceleri susmuyordu.Sabah olmasına rağmen oldukça kalabalık olan bir bardan içeri girdiklerinde adam.
- Ne o yoksa beni sarhoş edip sarhoşluğumdan mı faydalanacaksın ?
Kız ona garip garip bakıp.
- Aslında sadece sana bir şeyler anlatacaktım.
Adam alt dudağını ısırıp onu onayladı ve boş taburelerden birine oturdular. Geldikleri bar normal bir bardan oldukça farklıydı. Hüzünlü bir müzik çalıyordu, etraf kalabalıktı ama kimse dans etmiyordu. Kız etrafa bakıp.
- Ben buraya acıların barı diyorum,dedi.
Adam kaşlarını çattı.
- Neden?
- Sebebini şimdi anlayacaksın.Adam içgüdüsel olarak duruşunu dikleştirdi. Kız çenesininucuyla sağ tarafta oturan adamı işaret ettiğinde adam o tarafa doğru döndü. Oldukça çelimsiz ve bir o kadarda yaşlı olan bir adamı gördü.
- Bahri amca 52 yaşında. 3 çocuklu bir aileya sahipti. Ama bundan 8 yıl önce ailesi katledildi. Peki neden biliyor musun?
Adam yutkundu.
- Çünkü çocukları açtı o da sanırım bir fırından ekmek çalmış ve fırıncıda ailesini öldürdü.
Adam dondu sanki hiç bir uvzu hareket edemiyordu.
- N-Nasıl?
Kız omuz silkti.
- Öldürdü ve 8 ay yatıp çıktı.
Daha sonra kız kucağında bir kadın olan adamı işaret etti.
- Adını hatırlamıyorum ama sanırım Salmandı. Salman düşmanının kızıyla gizlice görüşüyormuş. Bilirsin şu saçma kan davası meselesi.
Neyse bir gün kızın babası bunları öğrenmiş. Ve... Ve Salmanın gözü önünde kıza tecavüz ettirmiş. Sonrada Salmanın silahıyla kızı öldürmüş.Durup soluklandı ve devam etti.
- Bu olaydan sonra Salman 3 yıl bir klinikte tedavi altına alındı. Çıktığında ise gördüğü her siyah saçlı kızı öpüyor. Çünkü sevdiği kızın saçlarıda siyahtı. Bana bunları kendisi anlattı ama hâla aynı hataları yapıyor.
Adam gözlerini irice açtı. Bakışları Salmanı bulduğunda ağladığını fark etti. Salman yine anlamıştı kucağındaki kız onun sevdalısı olduğu Fatma değildi.
Adam hızlı adımlarla bardan çıktı. Yakasını tutup çekiştirdi. Kızda çıktığında adama.
- Ne düşünüyorsun? dedi
- Bilmiyorum.
Kız başını salladı. Adam ona döndü.
- Ben gidiyim en iyisi.
Arkasını dönmüş gidiyordu ki kız bağırdı.
- Kabul. Tamam bana nasıl hissedileceğini öğret.
Ve arkasını dönüp evine doğru ilerledi.
💔
Kız gıcırdayan sandalyesine oturmuş elindeki fotoğrafa bakıyordu.
- Anne baba biri girdi hayatıma. Sanırım arkadaş olduk bilmiyorum. Onun yanındayken garip hissediyorum. Ama güzel bir gariplik. O bugün yanımda acı çekti ağlamadı ama biliyorum eve gidip ağladı. Annem babam ben niye hep çevremdekilere acı çektiriyorum. Bunu istemiyorum ama yapıyorum. Sanırım lanetli biriyim. O bana yarın bir şey öğretecek ne olduğunu sormayın çünkü bende bilmiyorum. Benim için dua edin olur mu? Umarım başarabilirim. Keşke... keşke yanımda olsanız. Hayır ağlamıyorum sadece olsanız işte olmaz mı?....... Sanırım olmaz. Her neyse sizi seviyorum. Hemde çok. Orda kendinize iyi bakın olur mu? Hasta olmayın. Sizi seviyorum hemde tahmininizden de fazla. Görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Gerçekler
Teen Fictionİki farklı dünya insanı ve tek ruh.Peki bu ruh kime ait. Çoktan hayattan ümidini kesmiş kıza mı? Yoksa hayatını kaybeden adama mı?