Bol bol yorum atmayı ve bölümü oylamayı unutmayalımm
Keyifli okumalar dilerim ✨
- 9. BÖLÜM -
"KRALİÇENİN İSTEĞİ"
🖇️
Veronica Fexuna'nın ardından Nefelia'nın da yıkıldığı haberini Winchent'dan alınca yaptığının doğru olup olmadığını sorgulamaya başladı bir anlığına, ama vazgeçti.
Zamanında Wolstra ondan ailesini, krallığını, halkını, en önemlisi de mutlu bir çocukluk geçirme fırsatını elinden almıştı elbette ki bunun bedelleri olacaktı. Geçmişi düşünerek içindeki intikam ateşini yeniden uyandırdı.
Böylelikle Wolstra'da ayakta duran tek krallık onunkiydi.
Veronica saraydan çıkmış ölü topraklara doğru yola koyulmaya başlamıştı. Ölü topraklar zaman içerisinde tüm Wolstra'ya doğru yayılmaya başlayan bi çeşit zehirdi. O topraklar bir daha kolay kolay hayat bulmazdı. Ama Veronica yakında elinde tüm Wolstra'nın gücünü tutacağından, belki yeniden canlandırabilirim düşüncesiyle ölü toprakların merkezine Silva Regnuma gitti.
Silva Regnum tıpkı diğerleri gibi bir krallıktı fakat diğer krallıkların aksine bu krallık bir taraf seçmiyor sadece Wolstra'nın güvenliğiyle ilgileniyordu. Ölü topraklar olmadan önce barış toprakları olarak da bilinirdi. Wolstra evreninin ortasına kurulan bu krallık tüm evrenin içindeki barışın sağlamasını istiyordu.
Aslında istediğini başarıyordu da ta ki büyük yıkım gerçekleşene kadar. Büyük yıkım Wolstra'nın tarihine adını kanlı harflerle yazdırmıştı. Büyük yıkımda kullanılan sırf savaşı kazanmak pahasına oldukça tehlikeli, tarihinin çokça eskiye dayandığı bir kaç büyü kullanıldığını biliyordu Veronica. Bu büyüler toprakların içindeki saf büyüye zarar vererek onların ölmesine sebep olmuştu.
Uçsuz bucaksız, kurumuş dalları olan, eski muhteşem canlılığı yerine siyaha bürünmüş ağaç gövdeleri olan bir ormanın başındaydı. Ölüm kilometrelerce öteden belli ediyordu kendini. Veronica burada tek bir canlı yaşayamaz diye düşündü içinden.
Veronica adımlarını ölü ağaçların arasından geçerek ormanın merkezine attı. Eskiden araları oldukça sıktı şimdi ise hepsi incecik ve verimsizdi.
Ormanın merkezine ulaştığında o incecik ağaçların arasında kalın gövdesi olan bir ağaç duruyordu. Yanına ilerledi, kovuğuna şöyle bir göz attıktan sonra elini sokarak içeriyi yokladı. Buranın zaten yıllar öncesinde yok olduğunu biliyordu gelerek aptallık ettim diye düşünerek arkasını döndü ve ilerlemeye başladı. Henüz bir iki adım atmıştı ki arkadan bir şeyin sesi duyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİREN
FantasySoğuk iyice kendini göstermeye başlamış, gecenin karanlığı soğuk ve sisli havaya eşlik ederken bir ses yankılanmıştı. Hızla elindeki feneri çevirdi. Alnından dökülen terler gerginliğinin göstergesiydi. Bu sefer oldukça sık olan ağaçların arasından b...