23. Doğru Benim Kararımdır

366 40 8
                                    

Hyunjin, Felix'e doğru uzanarak kolunu çocuğun ince beline sardı. Tek hamleyle sarışın ile arasında olan mesafeyi kapamıştı. Mor ile parlayan irislerini önce Felix'in gözlerinde, sonra dudaklarında gezdirdi.

''Seni özlemişim, Lix. Karşıma kim çıkarsa çıksın, beni bir daha bırakmana izin vermeyeceğim. Bunu biliyorsun, değil mi?''

Felix de aynı çocuk gibi yüzünde özlemin getirdiği bir tebessümle Hyunjin'in yüzünü inceliyordu. Biz seninle ruh eşi olmalıyız diye düşündü Felix. Tanışmalarının üzerinden çok süre geçmemiş olmamasına rağmen, Hyunjin, Felix'in bütün cümlelerinin hem başlangıcı hem sonu haline gelmişti. Belki de zarar veririm diye korktuğu bu çocuk, onun hayatta kalabilmesinin tek anahtarı olmuştu.

Felix, ellerini usulca Hyunjin'in ensesinde salınan siyah saçlarına doladı. Son kez Hyunjin'in mor irislerine baktıktan sonra dudaklarını siyah saçlı oğlanın büyük bir ihtiyaçla bekleyen dudakları ile buluşturdu. Felix'in şu an düşünmek istediği tek şey karşısında onun için alev alan dudakları daha fazla öpebilmekti. Güçleri artıkça sanki içindeki tutku da yükselmişti. Hyunjin'le öpüşmelerinin şiddeti arttıkça, siyah saçlı oğlanın içinde akan öteki dünya enerjisini rahatlıkla hissedebiliyordu.

Hyunjin de bu zamana kadar farkına varamadığı Felix'in gücünü şu an net bir şekilde hissedebiliyordu. Felix artık kendini kabullendiği için güçleri, Hyunjin'in varlığı ile daha da yükseliyordu. Hyunjin daha fazla dayanamayarak Felix'i daha sıkı kavrayıp, kucağına oturttu. Felix ise hiç direnmeden Hyunjin'in tutuşuna boyun eğmişti. İki çocuk da çevrelerinde yaşananlardan bihaber birbirlerine duydukları uzun süren özlemini yatıştırmaya çalışıyordu. Bu sırada ikilinin enerjilerinin birleşimiyle çevrelerini saran mor alev, birbirlerini duydukları tutkulu aşkı simgeler gibi günün ilk ışıklarında adeta büyüleyici bir an yaratıyordu.

Kısa bir sürenin ardından, Hyunjin kapalı olan gözlerini yavaşça araladı. Çevreleri sarmalayan mor alevi görünce şaşırmıştı. İçlerinde taşıdıkları enerji bile birbirlerine cevap veriyordu. Felix'in beline sardığı kolunu daha da sıkılaştırıp, boştaki elini sarışının güzel yüzünde gezdirdi. Hyunjin'in hareketlenmesi ile birlikte Felix de yavaşça kendini geri çekmişti. Hyunjin'in yüzünü görebilmek için gözlerini açtığında siyah saçlı oğlanın mor ile parlayan irislerinin yanı sıra çevrelerini saran mor alevi de gördü. Bir an Hyunjin'in anlamasından korktuğu için korkak bakışlarını Hyunjin'e sabitledi. Siyah saçlı oğlan ise Felix'in aksine yüzünde yumuşak bir gülümseme ile Felix'e bakıyordu.

''Beni bu kadar özlediğini fark etmemiştim. Bilseydim daha erken gelirdim, Lix.''

Felix küçük bir kıkırdamanın ardından Hyunjin'i ittirip kucağından indi. Hyunjin'e aslında kim olduğunu söylemek istiyordu, daha fazla gizleyemezdi. Bu korkuyla yaşamak istemiyordu. Eninde sonunda gerçek ortaya çıkacaktı, en azından kendisi anlatırsa belki kendisini savunma şansı da olurdu. Hyunjin dikkatlice Felix'in yüzünü inceledi. Sarışının bir şey düşündüğünün farkındaydı. Normal de davrandığından farklı olarak şu an hissettiği hüzün değildi. Felix fazlasıyla heyecanlı hissediyordu. Hyunjin kısılmış gözlerini Felix'e yaklaştırarak kafasını hafifçe yana eğdi.

''Lix bir şey mi var, ne düşü-?''

''Akşam seninle, beni götürdüğün göle tekrar gidelim mi?'' diye sözünü kesti Felix, yüzünde fazlasıyla heyecanlı ve sorar bir ifadeyle.

Hyunjin çocuğun bir anda bunu istemesine şaşırmıştı. Tamam anlamında kafasını salladı.

''Tabii ki Lix götürürüm, ama neden istiyorsun?''

Bu konu, Felix için çok önemliydi ve alelade bir yerde anlatmak istemiyordu. Hyunjin, ona güçlerini ilk o gölde göstermişti; o da aynısını yapabilirdi. Gerçekte kim olduğunu paylaşacağı, ilk değer verdiği kişi olacağı için şu an fazlasıyla heyecanlıydı. İçinden bir his, Hyunjin'in onu bırakıp gitmeyeceğini söylüyordu. Yüzünde kocaman bir gülümse ile heyecandan ışıl ışıl parlayan gözlerini Hyunjin'e çevirdi.

Guard Angels / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin