3.Bölüm:Kabul

97 5 6
                                    

Üç ya da dört haftanın ardından evime yerleşmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üç ya da dört haftanın ardından evime yerleşmiştim. Bugün burada ilk gecemi geçirecektim.
Yaptığım kahvemi tezgahtan aldım ve mutfaktan çıkıp merdivenlere yöneldim.
Sanırım odamın üst katta olması kaderimdi. Sonunda odama ulaşınca ışığı dirseğimle yakmaya çalıştım,ışık yanmayınca daha fazla çabalamadım.
Yatağımın üzerindeki birkaç ıvır zıvırı ayağımla itekledim ve yatağıma uzandım.
Haftalardır doğru düzgün dinlenememiştim ve şuan tam sırasıydı.
Tam gözlerimi kapattığım sırada odam biraz aydınlanmıştı. Gözlerimi açınca karşı evin,tam karşımdaki odasının ışığının yandığını görmüştüm.
Odasının tamamını çok rahat bir şekilde görebiliyordum. Siyah ve gri ağırlıklı bir odaydı.
Kendisinin arkası dönüktü ve odanın içinde bulunan boks torbasına doğru yürüyordu. Üzerindeki tişörtü bir hışımla çıkarıp attı ve boks torbasına yumruklarını peş peşe geçirdi.
Onu izlememin doğru olmadığı aklıma gelince,komidinin üzerinden telefonumu aldım ve gece lambasını açtım.
Telefonuma bakarken nedense onun buraya doğru baktığını hissetmiştim. Bu yüzden o tarafa doğru bakmamaya çalışıyordum.
Telefonda yaptığım şey ise ana ekranda bir sağa bir sola doğru kaydırmaktı...
Bakışlarını hâlâ üzerimde hissediyordum. Belkide buraya doğru bakmıyordu?
Telefonu kapattım ve korkarak karşı eve doğru baktım.
Tahmin ettiğim gibi buraya bakıyordu
Yüzünü odamın karanlık olmasından dolayı göremiyordum.
Yataktan kalktım ve odamın ışığını açtım
Tekrar karşı villaya baktığımda ise gördüğüm yüz "Yok artık!" dememe sebep olmuştu.
Bana evlenme teklifi eden o adam benim komşum olamazdı!
"Sen..."dedim cama doğru yürüyerek
Gülerek,arsızca bana el salladı.
Derin bir nefes aldım
Bana arkasını döndü ve odasından çıkıp ışığı kapattı.
"O kadar ev varken nasıl komşu olabiliriz?"dedim kendi kendime
Belkide bu evrenin sana bir mesajıdır ha?
"Evrencim... Ne mesajı gönderiyorsan görüldüde bırakıyorum ve seni engelliyorum."
O esnada zil sesini duymuştum. Kapım ilk defa çalıyordu ve muhtemelen gelen Uygar'dı.
Odadan çıktım ve merdivenleri hızla indim. Kapıyı açmadan önce canım bir kez daha çalmasını istedi. Bir kez daha çaldıktan sonra açacaktım.
Birkaç saniye sonra tekrardan zilin sesini duydum. Gülerek kapıyı açmıştım ki,Uygar diye açtığım kapının ardında Uygar değil,bana evlenme teklifi eden adam vardı.
"Ne var?"dedim
"Nasıl ne var? Yeni taşınmışsın kibarlık edeyim diye hayırlı olsuna geldim gördüğüm muameleye bak"dedi
"Geldiğin gibi gidebilirsin"dedim
"Çok ayıp... Kocaman kızsın hiç yakışıyor mu sana?"
"Ay bela mısın sen? Git kendi evine!"

"Uygar!"diye seslendim
"Arka bahçede fare gördüm senin... Ona bakmaya gitti ya gelir birazdan"dedi rahat bir tavırla
Onun bu rahatlığı sinirimi bozmuştu. Derin bir nefes aldım sinirim
belki bir nebze olsun geçer diye...
Anlaşılan buraya taşınarak başıma çok büyük bir bela almıştım
"Ne istiyorsun benden?"dedim
"Ne istediğimi söylemiştim aslında.Ama b12 eksikliğin varsa tekrar söyleyeyim... Seninle evlenmek istiyorum bu kadar basit"
"Hah basit mi? Şaka mısın sen? Evlenmiyorum seninle! Manyak mısın nesin? Git kendine başka birini bul be!"diye bağırdım
"Bulmayacağım. Ya sen,ya sen. Başka biri yok. Olmayacak"dedi tek tek
"Niye ben?"
"Bir müsaade et de anlatayım içeride"dedi
"Burada anlat"
"Ben burada anlatırım da senin ayakların ağrır,üşürsün falan..."
Evet gerçekten de ayakta durmaktan bacaklarım ağrımıştı

ATEŞLE OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin