Episode 20: A Child's Sorrow

16 3 39
                                    

"Tamam Aaron, ben size gelirim öyle ayarlarız ödevi. İşim var şimdi, dediğim gibi cezaevine geldim." Mark kulağına dayalı olan telefonun mikrofonuna doğru mırıldandı. Buraya tam olarak kendi isteğiyle gelmemişti aslında. Babasının annesini öldürdüğü gün Mark ile ilgilenen ve sonrasında da Mark ile iletişimini kesmemiş bir polisin ısrarıyla gelmişti.

"Tamam o zaman, yarın konuşuruz. Sinirlerini bozmamaya çalış." Telefonun karşı tarafından gelen sesle Mark, Aaron'un onu göremediğini bilmesine rağmen kafasını olumlu şekilde salladı.

"Denerim." Sonra Mark, telefonu kulağından çekti ve aramayı sonlandırdı. Telefonu cebine tıkıştırdığı sırada yavaş adımlarla cezaevine yaklaşmaya başladı. Kapının yanında duran ve görevli polisin bulunduğu kulübe tarzı yapıya doğru yürüdü ve kabarık sarı saçlarını düzeltti. Kulübenin önünde durdu ve açık olan pencereden içerideki polise baktı.

"Merhaba, ben Morgan Dainty ile görüşmek için gelmiştim. İsmim Mark Dainty. Mahkumun oğluyum." Polis Mark'ın sözlerine karşılık kafasını salladı ve arkasındaki açık kapıdan kafasını uzatıp birisine seslendi. Cezaevinin kapısı açıldı ve Mark içeriye girdi. Sonra, oğlanın yanına bir polis geldi. Mark polisi takip etti ve cezaevi binasına girdiklerinde de polis onu bir odaya sokana kadar da polisi takip etmeye devam etti. Odaya girdiğinde bir masaya oturdu ve beklemeye başladı. Bir ya da iki dakika sonra da içeriye yanında bir polisle birlikte babası girdi.

Morgan içeriye girdiğinde birkaç saniye odaya bakındı ve Mark'ı gördüğü zaman o masaya doğru yürüdü, Mark'ın karşısına oturarak Mark'ı inceledi biraz. 4 yıl geçmişti Mark'ı son görüşünün üstünden.

Oğlunun ona nefretle bakan mavi gözlerine baktı bir süre. Oğlanın biraz karışmış olan kabarık sarı saçlarına baktı, yavaş yavaş tamamen oturmaya başlamış yüzü onun babasına benzemesine yol açıyordu, tabii Mark'ın bu durumdan hoşnut olduğu söylenemezdi fakat yine de babası gibi olmayacağından bu duruma fazla takmak istemiyordu. Sonuçta görünüş sadece görünüştü.

Mark da aynı anda babasını inceledi. Babasının beyazlamaya başlamış sarı saçları özenle taranmış gibi duruyordu. Adamın siyah denebilecek kadar koyu olan koyu kahverengi gözleri sadece Mark'ı inceliyordu. Sakalları belli ki birkaç gün önce kesilmişti, hafifçe yenileri çıkmaya başlamıştı.

Sessiz geçen bir dakikanın sonunda Mark dudaklarını aralayarak konuşmaya başladı. "Kendinde gerçekten benim hayatıma karışmaya yüz bulabiliyor musun?" Mark'ın soğuk sesi ikili arasındaki yaklaşık bir dakika süren sessizliği bozmuştu. "Ben senin babanım, istersem karışırım falan deme sakın. Biyolojik olarak babam olabilirsin fakat hapishaneden çıktığında bana yaklaşman bile yasak."

"Ama amcanın sana yaklaşması yasak değil. Ve onunla tamamiyle aynıyız." Mark karşısındaki adamın sözlerine karşılık hafifçe kıkırdadı.

"Sana söylemedi mi? Onun da bana yaklaşması yasaklandı. Hatta geçen sene oldu bu. Haberinin olmamasına şaşırdım aslında. Normalde kardeşin yetiştirirdi hemen sana her şeyi, acaba ne oldu da söylemedi bunu sana? İkiniz de ne bana ne de Sasha'ya yaklaşamazsınız." Morgan'ın gözleri bir anda kısıldı. Eh, bu aslında tüm planlarını bozmuş oluyordu fakat bunu uzun süre boyunca neden öğrenemediği daha büyük bir sorgu konusuydu o an onun için.

"Myron'un suçlu olduğu bile kanıtlanmadı. Onun için uzaklaştırma kararı çıkartmaları saçma değil mi?"

"İkiniz de birbirine tıpa tıp benzediğiniz için ona da uzaklaştırma kararı çıkarttılar. Yani saçma değil. Aslında sonuç olarak ikiniz de suçlusunuz. İkiniz de eşlerinizin ölümüne sebep oldunuz ve hatta çocuklarınızı bile öldürmek istediniz. Neyse, yine de kabul etmem gerekiyor ki amcam senden daha iyiydi. En azından iyi davranmıştı eşine. Ama sen eve her geldiğinde dövüyordun annemi. Ah ama pardon, alkollü olduğun için öyle davranıyordun değil mi? Unutmuşum..." Mark son cümlelerini içindeki siniri tutmaya çalışarak söylemişti fakat 16 yaşındaki bir genç sinirini ne kadar tutabilirse o kadar tutabilmilti işte, sesinde hala büyük bir nefret ve sinir vardı. Kesinlikle şu anda bu konuşmayı öylece bırakıp buradan gitmek istiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TonightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin