(22)

2.3K 317 384
                                    


Boşanma mevzusunun belirsizliğinin ardından,herkes kendi köşesine çekilmişti.Ama gözle görülen bir fark vardı.Jimin sanki arayı düzeltmek için çabalıyor gibi görünüyordu.Hiç merak etmediği şeyleri soruyor,durduk yere alakasız konular açıyordu.Jungkook gerçekten onun bipolar olduğunu falan düşünüyordu.İnsan bir gecede değişemezdi ya!

Aslında bir gecede falan değişmemişti.Jimin,Jungkook'un onu yalnız bıraktığı gece sabaha kadar düşünmüştü.Alfanın ilk zamanlardaki haline,bir de nişanlandıktan sonraki haline bakmıştı.O zamandan beri Jungkook,gerçekten Jimin için çabalamıştı.Kimsenin cesaret edemediği mafya kurallarını yok saymış,sırf Jimin istedi diye sorgusul sualsiz yeni kurallar oluşturmuştu.

Alfaya olan kabullenmezliği öylesine büyüktü ki onun için yapılan her şeye gözlerini kapatmıştı Jimin.O gece,yaşadıkları her şeyi tek tek düşünmüştü.Haklı nedenleri olsa bile Jungkook'a haksızlık yaptığını farketmişti.Aynı zamanda farkettiği bir şey daha vardı.O da,alfasının varlığına ne denli alıştığıydı.Artık suçu mührünün üzerine de atmıyordu.Jungkook'la yaşlanma düşüncesi çok da fena görünmüyordu artık.

"Gijeog'u görmeye gidiyorum gelecek misin?"

"Ofiste işlerim var benim için öp"

"Ne?"

"Benim için öp diyorum"

"Beni öp dedin sandım"

Jungkook,kapıdan çıkmak üzere olan Jimin'in yanına gelip alnını kontrol etmişti.Hayır kesinlikle ateşi falan yoktu ama kulaklarının doğru duyduğuna emindi.Tuhaf bir an yaşanıyordu ve şaşırma sırası kesinlikle artık Jungkook'taydı.

"Jimin ne diyorsun?"

"Ben gidiyorum sen de Mochiyi öp"

Kaçmıştı.Hem de komik bir şekilde.Jungkook arkasından bakakalırken,hızlı adımlarla arabasının içine girmişti.Girer girmez de kızarmaya başlayan yanaklarını elleriyle yelpaze misali serinletmişti.

"Aptal! Ne diyorsun sen aptal ya,gel bir de öp deseydin bari!"

Arabayı çalıştırırken kendi kendine söyleniyordu.Hava bugün kötü olduğu için motoru değil de Bentley'ini tercih etmişti.Bir anne nasihati ve kucağına ihtiyacı vardı.Bu yüzden gideceği yer elbette ki Doyun'un yanıydı.

Eve girer girmez Gijeog'un başında almıştı soluğu.Minik yavru her geçen gün daha çok büyüyor her geçen gün daha da şirinleşiyordu.Doyun Jimin'in gelişinden istifade yarım kalan tüm işlerini tamamlamıştı.Ve şimdi ikisi birlikte Gijeog pusetinin içinde mışıl mışıl uyurken keyifle kahvelerini yudumluyorlardı.

"İşte böyle Yuyu,yani aramızda saçma bir gerilim var.Sence boşanmayalım demekle hata mı ettim?"

"Kararlarından hiçbir zaman şüphe etmedim oğlum.Ama sana düğün günü de söylemiştim.Hislerine ve kurduna güven"

"Yuyu,sence uhm...yani bizden olur mu?"

"Neden olmasın güzel oğlum benim? Hem sen bunu sorguluyorsan birçok şey değişmiş demektir"

"Yani... o değil de kuç- şey yani son kavgamız Jungkook'taki değişimi  farketmemi sağladı.Ben sanırım Jungkook'tan nefret etmek için her türlü bahaneye sığındım.Onun benimle gerçekten bir aile yaşamı düşlediğine inanmadım"

"Peki şimdi ne değişti?Sana geldiği gece hata yapmak üzereymiş"

"Ama yapmadı...İstese yapabilirdi.Bilmiyorum Yuyu bu benim aklımı çok karıştırdı.Jungkook'a sadece bakmışım onu görmeye çalışmamışım hiçbir zaman,bunu farkettim"                           

Untamable | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin