45. bölüm

402 31 47
                                    

-akşam-

Sadi eve gelmiştir ama resmen yürüyen bir ölüdür. Songül onun için her şeyden önemlidir. Olanları ona nasıl söyleyeceğini düşünüyordur. Resmen saçları beyazlamıştır. Normalde olsa bile Songül'ü hayli üzebilecek bir olaydır ama Songül hamiledir ve bu olaylar Songül'ü daha da üzecektir. Sadi kendini toparlayıp girer eve. Songül ve Busecik mutfaktadır.

Sadi: Ben geldim.

Songül: Hoş geldin kocacığım.

Busecik babasını görünce yürüteciyle ona doğru gitmeye çalışır. Sadi alır kızını kucağına, mis kokusunu çeker içine. Busecik kendince öper Sadi'yi. Sadi de kızını öper. Songül de gelir yanlarına. Sarılırlar. Sadi Songül'ü öper, Songül Sadi'nin bir şeyi olduğunu anlar hemen.

Songül: Bir şey olmuş?

Sadi: Konuşuruz sonra. Şimdi yemeğimizi yiyelim.

Sadi bir kere daha öper karısını ve Buseciği yere bırakır, ellerini yıkamaya gider.

Lavaboda da düşünür, bunun kolay söylenebilecek bir yanı yoktur çünkü. Songül'ün hayal kırıklığını tahmin edemiyordur.

Tekrar elini yüzünü yıkayıp içeriye gelir. Songül'e bir şey belli etmemek için çabalar ama Songül bir kere anlamıştır, sorup duracaktır.

Yemekten sonra Busecik babasıyla kitap okuyordur, aslında daha çok Sadi okuyordur, Songül ise menengiçlerini yapıyordur.

Songül: Kahvelerimiz geldiii.

Sadi: Ellerine sağlık karıcığım.

Songül: Afiyet olsun.

Kahvelerini içerken Buseciğin huysuzlanma saati başlamıştır ve Songül Buseciği uyutup geri gelir.

Songül: Tüm gün huzursuzdu, uyuyamadı öğlen de pek.

Sadi: Hasta falan mı olacak acaba?

Songül: Diş çıkartacak herhalde.

Sadi: O kadar büyüdü mü ya?

Songül: İnsan inanamıyor bazen.

Sadi: Öyle...

Sadi: Kahven soğumuştur, yenisini yapıp geleyim mi?

Songül: Yo, gerek yok. Onu bunu boş ver de, operasyon ne oldu bugün? Yakalayabildiniz mi?

Sadi: Yakaladık...

Sadi'nin farkında olmadan parmaklarıyla oynamaya başlaması Songül'ü tedirginleştirmiştir. Songül Sadi'nin ellerini tutar.

Songül: Sadi'm, ben biliyorum... Yani tahmin edebiliyorum olacakları. Senin bu kadar keyifsiz oluşun, yüzüme bile bakmayışın... Kötü bir şey olmuş, belli. Ben hazırım, gerçekten. Bence bir çırpıda söyle bitsin. Omuzunda ki bu yükten kurtul.

Sadi: Senin üzülmeni istemiyorum.

Songül: Üzülürüm/üzülmem bilmiyorum ama yanımda sen varsın, sana sarılınca, kızımıza sarılınca her şeyi unuturum.

Sadi Songül'ün yanına oturur, bu sefer Sadi Songül'ün ellerini tutar. Öper.

Sadi: Tüm operasyonu biliyorsun zaten, bugün limana gelecek kişi bu örgtün ele başıydı, sabah gittik, herkes yerleşti, başladık beklemeye. Bir araba geldi, üç kapı açıldı. Üç kişi indi.

Songül: Üç mü?

Sadi onaylar başı ile.

Sadi: Arabadan inenler...

YENİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin