"Aga ben çok kötü bir şey yaptım..." iyice yatağıma gömülmüştüm. "Hayatımın hatası..."
"Abartma JK," diyordu Taehyung kettleda makarna yapmaya çalışırken. Bugün yurt yemekhanesinde ıspanak vardı ve ne dışardan yemek söylemeye ne de gidip yemek yemeğe ikna olmuyordum.
"Nasıl abartmayayım tanrı aşkına? Roseanne, aptal San Woo'yla beraber. Ben de manyak Jennie'yle daha kaç hafta prova yapmak zorundayım! İnanamıyorum.. San Woo'ya tekme attım ben."
"Ne?" Hızla bana döndü. "Ciddi olamazsın-" Birdenbire cam tıklatılmaya başlayınca Taehyung duraksadı. "Hiçbirimizin sevgilisi de yok kim acaba?"
Yorganımı üstümden atıp kafamı cama doğru uzattığımda yan odadan Dong Hwa'yı görmek şok etkisi yaratmıştı. "Dong Hwa'nın odası A blokta değil mi?"
Taehyung makarnayı süzerken onayladı beni. "Evet."
Taehyung'a çevirdim bakışlarımı. "Ee bu manyağın yan odamızda ne işi var? Wo Chan'la mı kalmaya başladı?"
"Lan bir camı açın bir şey söyleyeceğim! Ayıp oluyor ama!" Dong Hwa'nın bağırışlarını duyunca camı açtım. Camdan içeri giren rüzgar nefes almamı zorlaştırıyordu.
"Telefon diye bir icat var duydun mu hiç?!" Diye bağırdım beni duymasını sağlamak için.
"Size yakın olmak için oda değiştirdim!" Göz kırptı. "Bu arada helal olsun San Woo'ya iyi geçirmişsin. Antrenör seni arıyormuş."
Gözlerimi devirdim. "Bir kere de iyi haber ver Allah rızası için aq.." hızla içeri girip camı kapattığımda Taehyung makarnaların üzerine peynir rendesi döküyordu.
"Galiba yaşananları herkes duydu."
Taehyung kıkırdadı bana dönerken. "Bu okulda gizli bir şey kalmaz JK, öğrenemedin mi hâlâ?"
Başımı ellerim arasına aldım. "Şu aptal gururum olmasaydı! Hem terk edilen benim, saplanıp kalan benim..." yeniden yorgana gömüldüm. "Yaşananları umursayan bir tek ben miyim tanrı aşkına!"
*
Mahalleme dönmüş, evime gelmiştim. Sokak lambasının aydınlatmaya çalıştığı karanlık sokağımızda merdiven basamaklarına oturup öylece etrafa bakınıyordum. Bu hafta yaşanmasını istemeyeceğim şeyler yaşanmış, ciddi anlamda moralim çökmüştü.
San Woo'ya vurduğum için gram pişman değildim. O tekmeden sonra rahatlamam gerekirdi ama içimde bir yerlerde o rahatsızlık hissi devam ediyordu.
"Bugün o yüzden mi eğitime gelmedin?"
Sol tarafta beliren silüete döndüğümde ayağa kalkıp gülümsedim. "Kusura bakma Hyung.. Kötüydüm biraz."
O yanıma oturunca ben de eski yerime geçtim. "Kötüydün? Öyle mi?"
"Öyle.." diye mırıldandım.
"San Woo'ya tekme atmışsın."
Şaşkınlık birdenbire gözlerimin büyümesine sebep olmuştu. "Siz nereden duydunuz?"
Tebessüm etti, bakışlarını gökyüzüne çevirirken. "Haneul söyledi." Bana bakarak sırıttı. "Artık seni hiç sevmediğini de söyledi."
Başımı ellerim arasına aldım. "Yöntemim yanlış olabilir ama kesinlikle doğru bir şey yapmaya çalışıyordum."
Ben ona bakmazken. "Tekvandoda bu dediklerin işe yaramaz biliyorsun değil mi?" Dedi. "Yöntem yanlışsa doğruya ulaşamazsın."
Derin bir nefes verdim. "Biliyorum.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love, rosie ✘ rosékook
FanfictionEski âşıklar Jungkook ve Roseanne'in yeniden bir araya gelmesi tüm okulda bomba etkisi yaratmıştı. Aralık | 2023