Satır arası yorumlarınızı bekliyorum beni daha çok motive ediyor hem de düşüncelerinizi merak ediyorum 😚
🌷
"Yüzbaşı şehit oldu"
Korkuyla inip kalkan göğsüm duyduğu birkaç kelimeyle çoktan yavaşlamaya başlamıştı. Ayakta duracak gücü kendimde bulamadım. Yavaşça duvara yaslandım. Ne yapacağımı bilmiyordum, zaten deminden beri ne yaptığımı da bilmiyordum. Ben şuan hiçbir şey bilmiyorum...
"AKİF! "
Koridorda acıyla yankılanan sesle oraya döndüm. Hamile bir kadın deli gibi ağlıyor bir yandan da karnına rağmen güçlükle koşmaya çalışıyordu. Arkasından gelen yaşlı bir çift korkuyla kadının peşinden geliyordu. Köşede sessizce ağlayan Rıfat ayağa kalktı. Kadın Rıfat'ı görünce hemen yakasına yapıştı.
"Rıfat! Söyle bana Akif'im nasıl? Nerede o!"
Rıfat, o duvar gibi ifadesiz yüzüyle bildiğim asker şuan dudakları titreye titreye ona bakıyordu. Gözünden bir yaş damladı.
"HAYIR! HAYIR OLMADI YAŞIYOR O NEREDE KOCAM NEREDE!?"
Rıfat ayakta zor duran kadının kolundan tuttu. Ve o titreyen dudaklarından fısıltı gibi çıkan sesiyle konuştu.
"Başımız sağolsun."
"Hayır hayır hayır! Akif'imi görmek istiyorum! Akif!"
Eli karnına giden kadın birden bayılınca hemen yanına gittim ve gelen sağlık personelleriyle birlikte onu kaldırdık. Elimi sımsıkı tutuyordu. Birden dudaklarından koca bir çığlık çıktı.
"Bebek geliyor!"
Hemşirenin dedikleriyle korkuyla kadına baktım. Erken doğum muydu!? Elimi sıkı sıkıya tutan kadınla göz göze geldik. Baygın bakan gözlerinden sık sık uzun yaşlar akıyordu ama tek bir kelime dahi etmiyordu.
"Acil ameliyathaneye!"
Ve onu ameliyat odasında kadar yanında olduğumu belli etmek istercesine elini sıkarak karşılık verdim. Ameliyathane kapısının önüne gelince yanına yaklaşıp sadece onun duyabileceği bir sesle konuştum.
"Şimdi ondan geriye kalan tek parçanla seni burada bekleyeceğiz. "
Gözlerini sımsıkı kapattı, açtı...
Ameliyathane kapısının önünde şimdi tek başıma kalmıştım. Bembeyaz olan hastane koridorlarına baktım. Az önce neler olmuştu? Ben nelere şahit olmuştum? Aklım allak bullak olmuş boş boş kapının önünde dikiliyordum. Ta ki yanıma gelen yaşlı çiftle. Meraklı ve ıslak gözleriyle bana bakan yaşlı kadına sarıldım. Bunu bekliyormuş gibi o da bir anne edasıyla karşılık verdi.
"Merak etmeyin. O ve bebeği iyi olacak Allah'ın izniyle."
"İnşAllah kızım.."
•••
Tamı tamına yarım saat geçmişti. Ameliyathane kapısının önünde ki sandalyeye geçmiş bekliyordum. Yaşlı çift Rıfat'la beraber kantine inmişti. Ben ise tek başıma öylece oturuyor, önce duymuş olduğum tarifsiz acıyı ardından az önce olanlara şahit olmuşluğun şaşkınlıklığı içindeydim... Omzuma birinin dokunmasıyla korkuyla sıçradım. Gelen Melike'ydi.
"İyi misin?"
"Bilmiyorum."
"O iyi."
Melike'nin kastettiği kişiyi anlayınca hemen ona döndüm. Saatlerdir hissettiğim kalp ağrısı neden şiddetlenmişti?
"N-nasıl? Yüzbaşı şehit oldu dediler? "
"Abimlerin ekibine yardım için başka bir ekip geldi. O ekibin yüzbaşı olarak görevli olduğu Akif komutan şehit olan."
İçimi bir bir kemiren kurtlar şimdi durmuştu. Almıştı istediği cevabı. Derin bir nefes verdim.
"Onu seviyor musun?"
Melike'nin sorusuyla kalakalmıştım. Kalbim teklemişti. Sessizce önüme döndüm. Sanki duymamış gibi. Onun tekrar konuşacağını anlayınca hemen ayağa kalktım. Zor bela çıkan sesimle tuvalete gideceğim dedim ve hemen koridordan ayrıldım. Alt kata inen merdivenler bitince sola döndüm. Aniden birine çarpınca dengemi kaybedip birkaç adım geriye doğru sendelemiştim. Kafamı kaldırmadan konuştum.
"Özür dilerim."
Hızla yürümeye devam edecekken duyduğum sesle kalakaldım.
"İyi misin?"
Kalbim neden karıncalanmaya başlamıştı? Neden şuan nefes almak çok zor geliyordu? Ben ona dönmeyince birkaç adımda yanıma geldi ve tam karşımda durdu. Kafamı kaldırıp şöyle bir ona baktım. Kaşı ve dudağı patlamıştı. Sağ elmacık kemiği mosmordu. Ellerinin üzeri yara bere içindeydi. Üzerinden çıkarmadığı kamuflajı çamur olmuştu. Dolan gözlerime engel olamamıştım. Bir elini kaldırdı tam yüzüme doğru getiriyordu ki bir adım geriye gittim ve ona baktım.
"Yaralı mısın?"
"Neden ağladın?"
Aynı anda konuşmuştuk. Ve ikimizde şuan ne yapacağımızı bilmiyorduk. Eski sert bakışları gitmiş yorgun bitkin bakan bakışlarıyla karşı karşıya kalmıştım. Gözleri gözlerim hariç her yere değdi. İçimde ki tarifsiz bu duygu neydi? Neden özlem duyuyordum? Ne olmuştu bana!?
"Değilim, ufak tefek sıyrıklar..."
Sadece kafa sallamakla kaldım. Telsizinden gelen askerin sesiyle istifini bozmadan telsizi eline alıp yanıtladı. O esnada istemsizce yanaklarımdan bir bir yaşlar düştü. Hissettiklerimin altında eziliyor gibiydim. Tırnaklarımı avuçlarıma batırıp gözyaşlarımı durdurmak istedim. İşe yaramıyordu aksine daha da çoğalıyordu. Daha fazla onun karşında ağlamak istemediğim için hızla arkamı döndüm. Ve tek tek indiğim tüm merdivenleri geri çıktım. Ameliyathaneden elinde tıbbı aletlerle çıkan Melike'yi görünce hemen boyuna sarıldım. Bunu beklemiyordu. Bende beklemiyordum.
"Ne oldu bana? Neden böyle oldu birden? Ne yapacağım? "
Boşta olan eliyle sırtımı sıvazladı. Ardından geriye çekilip yüzüne koca bir gülümseme yerleştirip konuştu.
"Sadece sev."
Hoop! Selamünaleyküm 💞
Nabersiniz?
2k olmuşuz wjzjsk
Ben şok!
Bir sonraki bölüm beklentilerinizi alayım👉🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BARUT KOKAN PAPATYALAR
Romance"Daima yanında olmamı isteyeceksin ama operasyon dönüşümü garanti edemem!" "Benden seninle vakit geçirmemi isteyeceksin ama ben her an ölümle burun buruna olacağım!" "Benden sana çiçekler getirmemi isteyeceksin ama benim çiçeklerim barut kokar!" ...