"babanın laneti! Baban ülkeyi ele geçirmek için içinde ki tüm canlıları lanetledi her biri korkunç canavarlara dönüştü ama sen onları kurtarabilirsin onu öldür çünkü o herkese zarar verecek!' "
Hepimiz şok olmuştuk çünkü eğer Ali doğru biliyorsa Ece'nin babası 'Orhan Bey' di!' tabi Ece bunu bilmiyordu. Ama ben Orhan abinin Ece'nin babası olduğuna inanamıyordum. O kadar iyi bir insandı ki ondan hiç şüphe etmemiştim. Bir derdim olunca ilk ona giderdim ve bana hep bir baba şefkatiyle yaklaşırdı. Belki de Ali yanlış biliyordu. Belki Ece'nin öz babası değildi Orhan abi. Hem kim öz oğlunu öldürürdü ki?. İşte bu noktada Ali' nin yardımı lazımdı hızla Ali'ye seslendim. "Ali ,Ali yardımın lazım. Sesimi duyuyorsan lütfen buraya gel." diye bağırdım Ece şaşırmış ve korkmuşdu "Ve-Veli bir şey yap Mert kafayı yedi ölü birini çağırmaya çalışıyor." dedi ve Veli'nin arkasına saklandı. Veli Ece'nin korktuğunu görünce güldü ve o da beni taklit etti ama daha çok şakayla karışıktı bu sözleri "Ali Ali gel ve Ece'nin ruhunu al " diye bağırdı. Ece korkuyla kapıya koştu ama kapıdan Ali'nin ruhunun çıktığını görünce korkudan ağlamaya başladı. "Allah'ım lütfen kurtar beni kafayı yedim sanırım ruhlar görmeye başladım. Vallahi bir daha kimseye kötü davranmıycam lütfen kurtar beni" diye bağırdı. Biz Veli ile gülmeye başladık. Ali ise bize ters ters bakıyordu. "Siz salaklar kıza ne dediniz" dedi kaşını kaldırarak. Sonra Ece'ye bakarak "Ece tamam bak sakin ol henüz kafayı yemedin" dedi ve Ece'ye yaklaştı fakat bu Ece'nin daha çok korkmasına neden olmuştu. Ece "ko-konuşan bir hayalet. Ahhh uzak dur benden" diye bağırırken bir yandanda yastıkla Ali'ye vurmaya çalışıyordu. Her seferinde yastık Ali'nin içinden geçince daha fazla vuruyordu. Biz ise Veli ile gülmekten karnımıza ağrı girmişti. "Neye gülüyorsunuz ya Ali'nin hayaletini görmüyor musunuz? Aman Allahım kafayı yiyorum sanırım. " Ece kafayı yediğini düşünmüştü ve biz gerçeği bildiğimiz için komik gelmişti. Sonunda kendimi zorladım ve gülmeyi bıraktım Ece'ye döndüm ve "Ece tamam sakin ol henüz kafayı yemedin" ,"henüz mü?" kıpırdadı ve "bu sarayda yaşananlardan sonra veya bugün duyacakları in ardından kafayı yemen muhtemel" dedim ve devam ettim. "Ali öldü evet ama o da bu kitabın kurbanı olan bir çok ruh gibi bu şatoda hapis oldu. Onları sadece sen kurtarabilirsin..." Ece sözümü kesti ve "Nasıl, onları nasıl kurtaracağım?" ,"Sakin ol Ece laneti bozman yeterli ve bunu son bilmeceyi çözdükten sonra şatonun eski sahibini öldürerek yapacaksın!" dediğimde Ece korkuyla bir kaç adım geriye gitti "be-ben kimseyi öldüremem bu canavarlık olur" Ece'nin bu sözlerinin ardından Ali sinirle "Burada ki insanlara bunu yapan, bana bize kendi evlatlarına bunu yapan biri zaten canavar onu öldürmen kahramanlık olur!" Ali, Ece'ye kızmıyordu. Kızdığı kişi babaları olacak canavardı. Kim bilir kaç insanın canını almıştı? Düşündükçe daha da öfkeleniyordum
Ece "benden ne yapmamı istiyorsunuz..." dedi ve duraksadı "ne biz mi dedin sen" "evet biz dedim" dedi ve derin bir iç çekti "biz kardeşiz Ece biliyorum bunu daha önce söylemeliydim ama sen zengin ve popülerdin bu mutluluğu elinden almak istemedim"Sevgili okurlarım uzun zamandır kitaba ekleme yapamadım. Ve önümüzdeki bir kaç ayda ekleme yapamayacağım ama mümkün olduğunca kısa bir sürede tekrar yazacağım beni şu ana kadar destekleyen ve kitabı buraya kadar sabırla okuyan herkese teşekkür ederim :)
Merhaba Sevgili okurlarım Karakterlerin ismini değiştireyim mi? Hangi isimleri önerirsiniz? Lütfen yorumlarda belirtin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktaki Şato
HorrorKitabın lanetiyle karşı karşıya kalan 4 arkadaştan biri inanmayarak kaderini belirlemişti geriye kalanlar ne tür bir tehlikede olduğunu anlamıştı acaba lanetten kurtulabilecekler miydi?...