Arif, genelde kendi hâlinde takılan bir üniversite öğrencisiydi üniversitedeki son senesi olmasına rağmen pek fazla kimseyi tanımıyordu. Arif, yakın arkadaşları Emre ve Oğuz'la takılırken Emre ikisini de akşamki yılbaşı partisine davet etti.
Oğuz, "Olm çok eğleniriz lan çok iyi oldu bu"
dedi ağzı kulaklarına varır bir şekilde.Arif ise pek öyle düşünmüyordu son ses şarkı, buram buram içki kokusu ona pek cazip gelmemişti.
Arif, "Abi çok ses olur zaten başım ağrıyor siz gidin ben gelmiyim." diyerek teklifi reddetti.Emre,"Kardeşim hiç merak etme partiyi düzenleyenler benim yakın arkadaşım. Mekanda arka odalardan birinde müthiş bir kadroyla inanılmaz oyunlar oynayacağız müzik falan olmaz yani." diyerek Arif'i ikna etmeye çalıştı. Ve işe de yaramıştı çünkü Arif oyun oynamaya bayılırdı.
"Ne oynuycaz lan?" Diye hevesle sordu Arif sonunda onunda yüzü gülmüştü.
Oğuz, "Kardeşim sen boşuna heves etme o ortamda gay falan bulamazsın." Diyerek Arif'in yüzündeki gülümsemeyi adeta bir elektrikli süpürge makinesi gibi çekivermişti. Aynı zamanda Emre'nin ikna çabasını da anında boşa çıkartmıştı.Emre, "Olm niye öyle diyorsun?" Diye fısıldayıp Oğuz'u dürttü.
"Kardeşim Oğuz nerden bilsin var mı yok mu adamları tanımıyor bile" diyerek yeniden bir ikna çabası içersine girdi.Arif,"E sen tanıyorsun söyle var mı?" Diye gözlerinde küçük de olsa bir umutla sordu. 10-15 saniye kadar bir sessizlik oldu Emre arkadaşlarının yönelimi hakkında hiç bir şey bilmiyordu o yüzden cevap verememişti.
Arif,"Tam tahmin ettiğim gibi" diyerek umutsuzluğunu dile getirdi.
Emre, "Olsun ya da olmasın ne fark eder biz oraya eğlenmeye gidiyoruz evlenmeye değil." Arif'in yüz ifadesi üzüntüden sinire ve hayrete bürünüverdi. "Aynen kardeşim en son eğlenmeye gittiğimizde ikinizde birer kız taktınız kolunuza bende gayet güzel eğlendim(!)" Diye sitem ederek söyledi Arif.Emre,"Kardeşim söz veriyorum bu sefer öyle olmayacak çok eğlenicez diyorum bak valla çok iyi insanlar sende tanıyınca çok seviceksin" dedi.
Oğuz, "ee saat kaçta nerde olucak bu parti" diye merakla sordu.
Emre, "Saat 21:00 da başlayacak siz 20:30 da hazır olun ben gelip alırım. Arifim itiraz istemiyorum sende geliceksin konu kapandı" diye keskin bir şekilde söylemişti Arif de istiyordu gitmeyi oynanacak oyunlar için fazlasıyla heyecanlıydı ve kafasını onaylama anlamında aşağı yukarı salladı.Arif yurtta tek kişilik bir odada kalıyordu üniversitenin ilk yılından beri eve çıkacak birini arıyordu malum kira fiyatları oldukça kabarıktı tek başına ödeyemezdi. Emre'nin kendi ev arkadaşları vardı Oğuz ise yurtta kalmanın daha mantıklı olduğunu düşünüyordu.
~~~
Saat 19:30.
Arif, yaklaşık 15 dakikadır kıyafet dolabıyla bakışıyor ortama uygun bir kıyafet seçmeye çalışıyordu. Normalde hemen bir kombin yapıp çıkardı fakat ilk defa tanımadığı insanların olduğu bir yere yılbaşı partisine gidecekti.
Üstüne haki bir kazak altına koyu kahve bir pantolon giydi.Kazağın üstüne kahverengi kalın bir kot ceket giydi son kez iyi görünüp görünmediğinden emin olmak için aynaya baktı bir şeyler eksik gibi gelmişti kombini tamamlayacak bir şeyler aramaya başladı. Kılıca sarılmış ejderha kolyesini alıp taktı.
Arif saçlarını eliyle düzeltip aynadaki yansımasına göz kırptı. Gerçekten çok yakışıklıydı ve bunun farkındaydı.
Saat 20:15 olmuştu.Arif botlarını giydi ve kapının önüne Emreyi beklemeye çıktı. Erkenden çıktığı için pişman oldu çünkü dışarda fazlasıyla şiddetli bir yağmur vardı. Arif normalde yağmuru severdi ama bu sefer fena hâlde ıslanmıştı. Emre sonunda geldi ilk Arif'i almaya gelmisti. Arif şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturdu.
Oğuzu da aldıktan sonra parti nin yapılacağı eve geldiler. Oğuz, arabanın camından bakarak "Olm bu nasıl ev malikhane gibi" derken bir yandan şaşkınlıkla evin dışını inceliyordu. Dışı böylesine güzelse içi kim bilir nasıldır diye merak ediyordu.
Emre arabayı park etti ve hızla arabadan inip eve doğru ilerlediler.
Binaların arasında 2 katlı fazlasıyla gösterişli müstakil bir evdi.
Emre kapıyı güçlü bir şekilde çaldı. İçerideki şarkı sesi dışarıya kadar geliyordu. Arif yüzünü ekşitti çok ses var diye düşündü.Sonunda biri kapıyı açmıştı. Kapıdan girer girmez amerikan mutfağı olan, geniş, güzel dizayn edilmiş ve böyle bir partiye göre şaşırtıcı derecede toplu bir salonla karşılaştılar.
Salonda aşağı yukarı 10-15 kişi vardı. Kimi dans ediyor kimi kendi arasında sohbet ediyordu. Oğuz'un bakışları kapıyı açan kıza takılmıştı. Beraber içeri geçtiler. Emre, bağırarak "BU PARTİYİ DÜZENLEYEN ARKADAŞIM SELEN. BU DA ÖMER" dedi Arif ve Oğuz'a daha sonra Ömer ve Selene doğru dönüp "BUNLAR DA ARKADAŞLARIM OĞUZ VE ARİF" diyerek onları tanıştırdı.
Oğuz bakışlarını Selen'den ayıramıyordu. Selen önce Arif'e elini uzatıp "MEMNUN OLDUM" dedi daha sonra Oğuz'a uzattı. Oğuz, Selen'in yüzüne bakmaktan başka bi şey yapmıyordu. Emre hafifçe Oğuz'u dürtünce Oğuz kendine geldi ve elini uzattı. Selen, bağırarak "BURADA ÇOK SES VAR GELİN DİĞERLERİNİN YANINA GİDELİM" dedi.
Hepberaber Selen'i takip ettiler ve inanılmaz güzel dizayn edilmiş bir odaya girdiler. Bi köşede dizili bir çok kutu oyunu, bi köşede aburcubur dolu bir sepet...
Odada renkli gözlü bir çocuk ve esmer çok güzel bir kız vardı. Selen. "Cenen ve Ebru" diyerek onları tanıttı. Arif ve Oğuz da kendi isimlerini söyleyip tokalaştılar. Herkes çember yapacak bir şekilde yere oturdu.
~《Devam edecek...》~
Merhabaaa bu bölüm ilk bölüm olduğu için pek fazla moment yoktu. İlk kez böyle bir şey yazıyorum destek olursanız çok sevinirim. Şimdiden teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennette 7 dakika~{ArCen}~
Teen FictionBir yılbaşı partisinde tanışan ve cennette 7 dakikayı sonsuz bir cennete kadar götüren 2 genç.