Arkadaşlar multimediada Can ve Cenk var. Vote ve yorumlarınızı bekliyoruz.
Arkadaşlar ben bu kitabı tek başıma yazmıyorum arkadaşım sinem ile beraber yazıyorum. nlsinem1 . Aranızda tek yazdığımı düşünüp bana mesaj atanlarınız var.
Bu arada Demir ve Doruk'u merak edenleriniz var mı? Artık onlarıda medyada paylaşmanın vakti geldi mi sizce ?
***
Ece'den
Mira'nın yanından ayrıldıktan sonra kütüphaneye doğru yürüdüm. Mira neden gelmedi ya? Galiba can'ı çok özledi. Neyse sorarım ben ona... Bu arada ağır ağır cool adımlarla yürüyordum ki dikkat çekeyim. Ah zaten güzelliğimle dikkat çekiyorum öyle değil mi? Ben böyle düşünürken kütüphanenin oraya gelmiştim. Zor oldu ama sonunda buldum.
Yavaşça kapıyı açarak içeri girdim ve aradığım kitabı bulmak için rafların arasında dolaşmaya başladım. Kitaplara bakarken aradığım kitap gözüme çarptı ve o tarafa doğru yürüdüm. Kitabın olduğu rafın önüne geldiğimde büyük bir hüzün kapladı içimi. Neden mi? Çünkü aşağıda yer yokmuş gibi kitabı en üst rafa koymuşlar. Arkadaş herkesin boyu 1.90 değilya niye bunu yukarı koyarsınız anlamıyorum. Parmak uçlarımda yükselerek kitabı almaya çalışıyorum ama yok. Alamıyorum. Şimdi sandalyeye çıkıp alsam , olmaz rezil olurum. Biraz daha deneyeyim. Of ya alamıyorum. Son kez deniyorum. Parmak uçlarımda biraz daha yükseldim ve o sırada başka bir el kitabı aldı raftan. Kimin olduğuna bakmak için hızlıca arkamı döndüm ve yere düşmemiz bir oldu çünkü hızlıca dönünce çocuk bana sarıldı bende ayağına basınca yeri boyladık. Birkaç saniye Doruk ile birbirimize baktık. Evet arkamdaki çocuk DORUKMUŞ.
"Kızım sen ne sakar birşeysin ya!"
"Şey... Özür dilerim. " Dedim utanarak ve Doruk'un üzerinden kalkarak. Ayağa kalktıktan sonra üstümü başımı düzelttim ve Doruk'a dönerek.
"Ayrıca senin benim arkamda ne işin var? Madem geldin ne diye kitabı alıyorsun? Hadi alıyorsun madem düzgün bir şekilde al ama yok. İnsanlık kim sen kim. MAGANDA. " Dedim sinirle.
"Hop! Tek tek gel. Ayrıca sakarlığını bana yükleme. "
"Ben mi sakarım ya?"
"Yok kilimci. Sensin tabi kızım. Ayrıca senin yüzünden sırtım acıdı. Kemiklerim kırıldı galiba. "
"Hı benim yüzümden tabi. Uyuz ya uyuz. Hem senin gibi bir kalasa birşey olmaz. "
"Valla birşey olmaz da... Hiç üstüme fil ağırlığında bir kız düşmemişti. Onun için bilemiyorum. "
"Ben mi fil kadarım? Kör müsün yoksa mal mı? Yok yook. Sorunlusun sen sorunlu. "
"Yo gayet iyiyim. "
"Keşke sırtındaki kemik yerine kafan kırılsaydı. Nasıl olsa orada boş boş duruyor. İçinde beyin yok. "
"Yeter. Hatırlatırım ki burası bir kütüphane. " dedi kütüphade görevlisi kadın. Kafamı çevirdiğimde herkes dönmüş bize bakıyodu. Ne varsa sanki burada.
"Çıkın dışarı. " Dedi kadın eliyle kapıyı göstererek. Yerden çantamı aldım ve çıkışa doğru ilerledim. Arkamdan Dorukta geliyordu. Hızlıca yürüyüp kütüphaneden çıktım. Arkamdan Dorukta çıktı.
"Uyuz hepsi senin yüzünden. " Dedim Doruk'a bakarak.
"Benim mi? Sen biraz dikkatli olsaydın şimdi böyle olmazdı. " Dedi bağırarak.
"Öyle mi?"
"Öyle efendim. " Dedi. İkimizde bağırıyorduk. O sırada kütüphanenin kapısı açıldı ve yine o kadın çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN APTAL HALİ...
HumorMutluluk mu? Aşk mı? Peki ya hayaller mi? Hangisi? Hepsini seçmek mümkün mü? Peki ya birisinden vazgeçmek zorunda kalırsan? Sizce Mira ve Ece hangisini seçti, ya da hayat onlara seçme sansı tanıdı mı? Her sayfası sürükleyici bir roman. Keyifle okuma...