Mektup 1

7 0 0
                                    


Bir bebeğin doğuşu...Annesi için bir mucize, babası için bir rüya, sevdikleri için unutulmaz bir andır. İlk adım, ilk kelime, ilk olan her şey kaydedilmeye değerdir. O kadar masumdurlar ki, bir bakışı, minik elleriyle parmağını kavrayışı, mis kokusu... Uyutmayan o ciyak ağlama sesi bile bir mucize gibidir.

Tabi kader değişkenlik gösteren bir şey olduğu gibi her bebeğinde kaderi farklıdır. Her bebek maalesef ki çok şanslı doğmuyor. Her bebek gözlerini mükemmel bir hayata veya aileye açmıyor. Bazı bebeklerin doğumu 40 gün 40 gece kutlanırken, bazı bebeklerin varlığı unutuluyor.

Bende o şanssız bebeklerden biriydim. İyi denebilecek bir aileye sahip değildim- ki keşke hiç olmasalardı diye ağladığım çok gün oldu- Diğer bebekler gibi sevgiyle büyüyemedim. İnsanların doğruları annemin yanlışı, insanların yanlışı annemin doğrusuydu.

Diğer bebekler gibi bir mucize değildim. Aksine annemin her gün nefretle baktığı, doğmamam için her şeyini verebileceği bir bebektim ben.

Her bebeğin ilk yaşı çok değerli olmuştur. Her ne kadar bebeklerin o günü hatırlamayacaklarını bilseler bile haftalar önceden verilecek partinin planı oluşturulur, hangi mekânda kutlanacağı, kimlerin davet edileceği, hediyeler, pasta, şarkılar... Hepsinin en iyi olması için bir sürü kişi günlerce çalışır.

Her insanın 1. yaş gününün de neler olduğunu öğrenme şekli ya eski bir kamera ya çekilen videolar ya da ailesinin hazırladığı bir albümdür. Benim elimde sadece teyzemin bana bıraktığı bir mektup ve arkasında ikimizin olduğu bir fotoğraf vardı.

25.11.1994

Bugün tam, gözlerini dünyaya açalı 1 yıl oldu. Nasıl bu kadar çabuk büyüdün anlayamadım. Gördüğün ilk insan bendim. Kokusunu aldığın ilk insan bendim. Annen olarak bildiğin ten benim tenimdi. Parmağını ilk sıktığın, gülümsediğin, ilk adımını attıktan sonra kollarına düştüğün bendim. Ve bugün kucağımda ilk doğum günü pastasının üzerindeki mumlara dokunmaya çalışan ve elin yanmasın diye seni tutan da bendim.

Anneannen ne annenin ne de benim ilk doğum günüme dair bir şey saklamamıştı ve ben bunun yokluğunu her zaman çok hissettim. Her insan ister istemez ilk doğum gününde neler olduğunu, neler yaşandığını bilmek ister. Bir insanın ilk doğum günü sadece anlatılanlardan ibarettir ve ben bu yokluğu çekmemen için sana bu mektubu yazıyorum.

Bugün annenle babanın boşanma davası vardı bu yüzden seni bana bırakmışlardı. Her sabah olduğu gibi o sabahta cin gibiydin. Yatağının korumalarına tutunmuş seni oradan çıkarmam için çığlıklarınla evi inletiyordun. Çok güzel bir bebektin. Kumrala kaçan kahverengi saçların ve yemyeşil gözlerin vardı. Hatta adının Hazal olmasının sebebi de yemyeşil gözlere sahip olmandı. Hastane de seni benim kucağıma ilk verdiklerinde gözlerini görür görmez aklıma yapraklar geldi. Sonbahar mevsiminde doğduğun için anlamı ağaçtan düşen yaprak olan "Hazal" ismini koydum sana.

Seni yatağından çıkartır çıkartmaz kucağımdan inmek için debelenmeye başladın. Her geçen gün attığın adımlara bir yenisi daha ekleniyordu. Çok dirayetli bir bebektin. Düştüysen bile kimsenin seni kaldırmasını beklemeden hemen kendin kalkar ve yoluna devam ederdin.

Her sabah kahvaltını etmeden önce süt içmek isterdin ve yine minik adımlarınla mutfağa gidip dolabı açmaya çalışıyordun ve hep de açamadığın için sinirleniyordun. Emin ol çok komik gözüküyordun. Sütünü sana verir vermez salondaki koltuğun baş köşesine geçip ayaklarını uzatıp sütünü keyifle içerdin.

Sen sütünü içerken bende hızlıca doğum günün olduğu için en sevdiğin yiyecek olan patatesli yumurta yaptım. Keyifle kahvaltımızı yaptıktan sonra seninle doğum günü alışverişine çıkmak için sana doğum günü hediyesi olarak aldığım ve verdiğim günden beri her yere giderken giymek istediğin pembe balerin elbisesini giydirdim.

Evden çıktıktan sonra çarşının içinde olan mağazaya girip birkaç balon aldık. Sen mağaza da eline geçen ne varsa sepete atıyordun ve bende her birini tekrardan reyonuna yerleştiriyordum.

Eve geri döndüğümüzde sen uyuyakalmıştın. Sen uyurken doğum günü pastanı yapmaya başladım. Düz çikolatalı bir pasta yaptım ve üzerine birkaç yaprak çizdim. Uyandığında saat 5'e geliyordu. Üzerine tekrardan balerin elbiseni giydirdikten sonra salona getirdim seni. Yerdeki renkli balonları gördükten sonra deliye döndün. Kendini yere atıp emekleyerek balonların peşinden koşturmaya başladın. Çok şapşal duruyordun.

Oynamaktan yorulduktan sonra seni mutfak masasının üzerinde duran pastanın yanına getirdim. Üzerinde büyük sadece bir tane mum vardı. Dikkatlice mumu yakar yakmaz sen muma dokunmaya çalışmaya başladın. Seni tutayım derken pastanın yerle buluşması bir oldu. Normalde bir bebek bunun için ağlardı ama sen öndeki minik dişlerini göstererek gülmeye başlardın. Yaramazlığı çok severdin, hiçbir zaman rahat durmazdın ve bu seni çok eğlendirirdi.

Seninle, bende gülerken yerdeki pastadan bir parça alıp burnuna sürdüm. Minik kaşlarını çatarak baktın bana. Pasta düşerken masada kalan birkaç parçayı ellerine alıp alkış yapmaya başladın ve parçalar her yere uçuşmaya başladı. Uçuşan parçalardan üstüme gelen, saçıma, yüzüme gelen parçalar oldu. Sen eğlenirken ben ellerini durdurmaya çalışıyordum ama senin o neşe dolu kahkahaların için bilerek ellerini sıkı tutmuyordum.

Sen masanın üzerinde pasta kalıntılarıyla oynarken ben hemen salonda olan fotoğraf makinesini kurup ikimizin fotoğrafını çektim.

Birkaç saat sonra yorgunluktan hemen uykuya daldın. O gece odanda bulunan şifonyerin üzerine bir sandık bıraktım. Hayatta unutulmaz anılarını bu sandığın içine koy ve o anıları sadece soyut olarak değil de somut olarak da unutulmaz yapman için sana böyle bir hediye verdim. Belki onu bu yaşında anlayamayacaksın ama ilerde bunun için bana çok teşekkür edeceksin.

Doğum günün kutlu olsun yeşil gözlüm. Doğum günün kutlu olsun Hazal'ım.

Teyzen

.....................................................................................................................................

Teyzem o gün bu mektubu o sandığın içine koymuştu. Aslında o sandığın içinde anılarımın olması gerekiyordu ama hayat her zaman yaptığı gibi acımasız davranıp sandığın içine anılarımı değil de ölüm mektuplarımı koymama sebep oldu. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölüm MektuplarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin