"Aşk Eşittir Biz" (AlNaz)

"AŞK EŞİTTİR BİZ" (146. BÖLÜM/4. SEZON)

(AKŞAM SAATLERİ)

Herkes işlerini bitirmiş ve eve dönmüşlerdir, herkes yemek masasına oturmuş yemek yiyorlardı. Yemekler yenmeye devam ederken Ali'nin telefonu çalar, Ali arayanın ismine bakar ve hiç bekletmeden telefonu açar
Ali: Efendim Vuslat teyze
Vuslat: Ali Ahmet beyin ameliyatı güzel ve sorunsuz bir şekilde geçmiş, şimdi yoğun bakım ünitesinde gözetim altında tutuluyor. Doktoruyla konuştum, yarına kadar bir sorun çıkmaz ise normal odaya alınacağını söyledi
Ali: (derin bir nefes alır) Vuslat teyze çok teşekkür ederim sana. Hakkını nasıl öderim bilmiyorum
Vuslat: Sen çok güzel bir davranışta bulundun Ali, sen kimsenin yapamadığını yaptın. Zorda kalan insanlara yardım ettin. Burda biri teşekkür etmesi gerekiyorsa oda benim, senin yaptığın takdire şayan bir davranıştı. Kendinle gurur duymalısın Ali
Ali: Ben bir şey yapmadım ki, sadece onlara küçük bir yardımda bulundum o kadar
Vuslat: Küçük deyip geçme Ali. Senin sayende genç bir kız hayallerine kavuşacak, onu ve ailesini kurtardın
Ali: Estağfurullah Vuslat teyze
Vuslat: Neyse ben seni tutmiyim, iyi akşamlar Alicim
Ali: İyi akşamlar Vuslat teyze (görüşme biter, Ali ise kendisine bakan ekibe döner) Ahmet beyin ameliyatı başarılı geçmiş, şimdi yoğun bakım ünitesinde gözetim altında tutuluyormuş
Ferman: Yine bir insanın hayatını kurtardın Ali
Ali: Ya biliyorsunuz böyle olayların büyütülmesini sevmem, o insanların yardıma ihtiyacı vardı, bende yardım ettim o kadar lütfen büyütmeyin
Açelya: Senin bu halini ne yapacağız bilmiyorum kıvırcık
Ali: Hangi halimi
Selvi: Senin bu temiz kalbin ve iyi niyetin oğlum
Ali: Ben sizden gördüklerimi uyguluyorum sultanım.
Adil: Seninle gurur duyuyoruz oğlum
Ali: Estağfurullah baba, size layık olabildiysem ne mutlu bana
Selvi: Allah herkese senin gibi hayırlı bir evlat nasip etsin oğlum
Ali: Amin annem amin
Ekibin hepsi de "Amin" der ve yemeklerine devam ederler, yemekler yendikten sonra masayı toplarlar ve hep birlikte çay faslına geçerler
Ali: Nazlım Masal uyuyor mu
Nazlı: Uyuyor canım
Ali: İşten dolayı sizinle ilgilenemiyorum gibi hissediyorum
Nazlı: Sakın öyle düşünme Ali, sen bizimle çok güzel ilgileniyorsun
Ali: Ya ne bilim
Selvi: Öyle bir düşüncen olmasın oğlum
Ferda: Hem sen merak etme kuzum, sen olmasan bile biz varız
Beliz: Evet Alicim
Ali: (çayını bitirir) Evet, çayımızı da içtiğimize göre ben (Nazlı'nın elinden tutar) Nazlı'mı alıp kaçıyorum, size iyi geceler
Nazlı: (gülerek) Galiba birileri beni özlemiş
Ali: Ben seni hep özlüyorum Nazlım, sen yanımdayken bile özlüyorum
Açelya: Ay bunların "Aşkı" yine tavan yaptı (gülerek)
Nazlı: Açiii
Açelya: (gülerek) Tamam canım bir şey demedim
Ali Nazlı'yı da alarak odaya çıkar ve odaya girer Ali kapıyı kapatır ve arkasını döner ve hiç vakit kaybetmeden Nazlı'ya sarılır, Nazlı ise şaşkındır
Nazlı: Ali ne oldu
Ali: Çok özledim seni
Nazlı: Bende seni çok özledim... De bugün bir farklısın sanki
Ali: Bilmiyorum ama çok özledim seni... De hala bana sarılmadığının farkında mısın acaba
Nazlı: (Ali'ye sarılır) Birileri aklımı başımdan alıyor da
AlNaz birbirine sarıldıktan sonra ayrılırlar ama hala burun burunalardı
Nazlı: Seni çok seviyorum Alim (Ali'nin dudağına küçük bir buse kondurur)
Ali: Bende seni çok seviyorum Nazlım
AlNaz üstlerine rahat bir şeyler giyip yatağa girerler ve birbirlerine sımsıkı sarılarak huzurlu bir uykuya bırakırlar kendilerini...
(SABAH)

Güneş ışınları perdenin arasından geçerek AlNaz'ın odasına girer. Ali yüzüne gelen güneş ile kaşlarını çatar biraz kıpırdanır sonra yavaş yavaş gözlerini açar. Üstünde bir ağırlık hisseder ne olduğuna bakınca yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamaz
Ali: Allah'ın bu nasıl güzelliktir, insan uyurken bile bu kadar güzel olabilir mi ya
Nazlı: Şımartıyorsunuz beni Ali bey
Ali: Nazlım (Nazlı kafasını kaldırıp Ali'ye bakar) uyandırdım mı, özür dilerim uyandırmak istememiştim
Nazlı: Ben zaten uyanmıştım canım
Ali: Acaba diyorum
Nazlı: Ne diyorsun
Ali: Sabah öpücüğümü versen mi diyorum
Nazlı: Hay hay memnuniyetle
Nazlı Ali'ye yaklaşarak aralarında ki mesafesi kapatır, AlNaz'ın dudakları tam birbiri ile buluşacakken Masal ağlamaya başlar
Ali: Ah be kızım ya ağlamanın sırası mı ya, ne güzel anneni öpecektim
Nazlı: (Ali'nin kolunu cimcikler) Aliii
Ali: Tamam canım tamam kızma
Nazlı yataktan kalkar ve Masal'ın yanına gelerek Masal'ı beşikten alır
Nazlı: Kızım Masal'ım ( Masal'la birlikte yatağa girer) sen acıktın mı
Nazlı Masal'ı emzirmeye başlar, Ali ise Nazlı ve Masal'ı izlemeye başlar
Nazlı: Niye öyle bakıyorsun sen
Ali: Bilmem
Nazlı: (Nazlı Masal'ı emzirirken Ali'nin nereye baktığını anlar) Ali gözlerini ordan çek istersen (gülerek)
Ali: Ama çok güzeller ne yapim (gülerek)
Nazlı: Sen iyice arsız biri olmaya başladın ama
Ali: Kimin yüzünden acaba (gülerek)
Nazlı: Aaa şuna bak, benim yüzümdenmiş (o sırada Masal emmeyi bırakır) benim kızım doydu mu
Ali: Gazını ben çıkarabilir miyim
Nazlı: (Masal'ı Ali'ye uzatır) Al bakalım babası
Ali Masal'ı kucağına alır ve sırtını sıvazlayarak gazını çıkarmasını sağlar. Ali Masal'ı n gazını da çıkardıktan sonra Masal'ı tekrardan beşiğe katar ve beşiği sağa sola sallayarak Masal'ın uykuya dalmasını sağlar, Masal bir süre sonra uykuya dalmıştır Ali Masal'ın alnına çok nazik bir öpücük kondurur. Nazlı'da hayran gözlerle Ali'ye bakıyordur
Ali: Hadi bizde elimizi yüzümüzü yıkayıp aşağıya inelim
Nazlı: (Ali'nin yanına gelir ve ellerini Ali'nin boynuna dolar, dudaklarını Ali'nin dudaklarına yaklaştırır ve milim kala durur. Ali vücudunun baştan aşağı yandığını hissediyordu, Nazlı ne zaman Ali'ye böyle yaklaşsa Ali kontrolünü kaybediyordu) Sen az önce ne diyordun
Ali: Na... Nazlı ne yapıyorsun
Nazlı: Masal'ı emzirirken nereye bakıyordun öyle
Ali: Eğer rahatsız ettiysem özür dilerim Nazlım
Nazlı Ali'nin bu masum hallerine çok fena düşüyordu.
Nazlı: Bir daha sakın öyle şeyler için özür dileme. Ben senin karınım Ali beni arzulaman, beni istemen gayet normal. Öyle şeyler senin de hakkın
Ali: Kızmadın değil mi
Nazlı: Kızmadım hatta (alt dudağını ısırır) hoşuma da gitti. Hem tatile gideceğiz ya hani, belki orda bir şeyler yaparız (göz kırpar)
Ali: (bir anda) Gerçekten mi (Nazlı Ali'nin bu sözü üzerine bir kahkaha atar) özür dilerim, çok mu belli ettim
Nazlı: Az önce ne dedim, özür dilemek yok dedim
Ali: Tamam (Nazlı bilerek Ali'den ayrılır, Ali ne olduğunu bile anlamamıştı. Nazlı Ali'ye bakınca tekrardan bir kahkaha atar) az önce ne oldu ya
Nazlı: Yalnız Alicim surat ifadeni görmen lazımdı (gülerek)
Ali: Bunun intikamı alınır biliyorsun değil mi
Nazlı: O günü sabırsızlıkla bekliyorum (alt dudağını ısırır)
AlNaz günlük işlerini halleder ve odadan çıkıp aşağıya inerler ekip ise kahvaltı masasına oturmuş kahvaltı ediyorlardı
AlNaz: Günaydın herkese
Ekip: Günaydın
AlNaz'da kahvaltı masasına oturur ve kahvaltılarını yapmaya başlar. Ekip kahvaltı yapmaya devam ederken kapı çalar, Açelya kapıyı açmaya gider, kapının önüne gelince kapıyı açar
Ayşe: Merhaba
Açelya: Merhaba Ayşe hoşgeldin
Ayşe: Hoşbuldum, içeri girebilir miyim
Açelya: Sorman hata Ayşecim, tâbi ki girebilirsin
Açelya ve Ayşe birlikte içeriye girer ve ekibin yanına dönerler
Ayşe: Herkese merhaba
Ekip: Merhaba
Ali: Ayşe
Ayşe: Ben okula gitmeden önce sizleri görmek istedim
Selvi: İyi yapmışsın canım benim
Ferda: Kahvaltı yaptın mı Ayşe
Ayşe: Evet yaptım teşekkür ederim
Adil: Baban nasıl oldu kızım
Ayşe: Çok şükür sayenizde daha iyi (Ali'ye döner) siz olmasaydınız biz şu an bu durumda olmazdık. Size çok teşekkür ederim
Ali: Estağfurullah ben sadece size yardımcı oldum o kadar. Sizleri mutlu edebildiysem ne mutlu bana
Ayşe: Sayenizde babam kurtuldu, ben okula başladım hayallerimin peşinden gidecem, başımızı sokacak yeni bir ev verdiniz, yeni kıyafetler aldınız... Neyse ben okula geç kalmiyim, gitmeden sizi görmek istemiştim
Adil: Kapımız sana her daim açık kızım, istediğin zaman gelebilirsin
Ayşe: Çok teşekkür ederim
Ayşe evden çıkar ekip ise kahvaltılarına devam ederler. Kahvaltı faslıda bitince AlDorDem evden çıkarak şirkete doğru yola çıkarlar.....