Keyifli okumalar 🫶🏻🩶
.
Yıldırım sesi, yağmur hissi..
Solunda iki yara, gözü her daim kara..
Baygınlık gelmiş çatmıştı kapısına. Bilincini kaybedeli çok olmuştu. Ne gelen vardı ne giden.
Genç kadın ıslanmayı göze almış hatta çamurlu yerlere aldırmadan oturmuştu. Hasta olacağı kesindi.
Oynadığı oyunlar, söylediği sözler, işittiği cümleler onu bir katile çevirmiş; canımı veririm dediği adamı kendi elleriyle bitirmeyi istemişti. İçten içe Ecmel'in haklı olduğunu ve ikinci şansını da boşa götürdüğünün farkındaydı fakat ümit etmekten vazgeçmiyordu.
Buz mavisi gözleri sokağın başında beliren araba ile hareketlendi. Gelen arabayı tanıdığı anda kalkmış ve hızla kaçmaya başlamıştı.
Ecmel'in son gücüyle dudaklarından çıkan "Kaç!" sözünü daha iyi anlamıştı.
Hazar'ın gelişi ise çok sakindi. Ölüm sessizliği, yerde kanlar içinde yatan bedeni görene kadar sürmüştü.
Hareketleri acıyla bağlandı, gökyüzü hallerine acıyıp daha çok ağladı.
Tazeliğini koruyup kan sızdıran yaralara ilk müdahaleyi yapmış ve zamanın darlığına savaş açıp hastanenin yolunu tutmuştu.
Islak zeminde defalarca kayma tehlikesi atlatmasına rağmen gazdan ayağını bir kez bile çekmedi, on beş dakikada hastane önünde ani bir frenle durdu.
"Sedye! Acil sedye!" Yağmur sesini bastırmasın diye adeta haykırırcasına bağırmıştı.
Daha önce zamanı durdurmak istediği hiçbir an olmamıştı, şu an hariç.
Takip edemediği onlarca eylemin ardından birkaç saat önce cerrah olarak girdiği ameliyathaneye kan revan içinde girişini izledi hocasının.