Altımda kıvranırken deliğini deli gibi yalayıp emiyordum, dilimi içine ittikçe ellerini yatağa vuruyordu. Sonunda titreyerek sadece deliğinin yalanmasıyla boşaldığında onun sıvısını alıp deliğine sürdüm. Kaygan deliğe parmaklarımı ittiğimde ağzından ufak bir sızlanma çıktı.
Ben onu sertçe parmaklayıp genişletirken açıkça inliyordu artık, minik aleti tekrar sertleşirken onu da diğer elimle kavradım. Elleri hemen ellerime kapandı.
"Şşşttt, çek ellerini yavrum. Merak etme onu da seviyorum, deliğini de." İstemeye istemeye elini çekip yüzünü kapattı, kendi vücuduyla barışması lazımdı.
Yeterince genişlediğini fark ettiğimde onun sıvılarını alıp aletime de bolca yedirdim, kendimi bir kaç kez çekip yavaşça içine kaymaya başladım. İlk kez bir ilişkide bu kadar yavaş ve naziktim.
"Gir artık içime, neyi bekliyorsun?" Bunu bekliyordum, onun beni kendi ağzıyla istemesini. Kalanını sertçe içine gömdüm ve alışmasını beklemeden gidip gelmeye başladım.
Beni yine ensemden tutup dudaklarına çekti, susuz kalmış gibi öpüp emiyordu dudaklarımı. İki bacağını tek omzuma koyup içini daralttığımda aldığım tek cevap yüksek bir inleme oldu.
Son hızımdaydım ve kendimi bu hazzı uzatmak için kasıyordum, altımda dağılmış biçimde uzanırken boştaki elimi aletine sardım ve onu aynı hızda çekmeye başladım. Çığlık çığlığa boşalırken o kadar güzel görünmüştü ki gözüme, kendimi tutmayı bırakıp inleyerek içine gömüldüm ve büyük bir zevkle sona ulaştım.
Yaşlarla dolu gözleriyle bana bakıyordu ve bu hali tam anlamıyla bebek gibiydi. Onu kollarıma alıp jakuziye ilerledim, kucağımda sımsıkı tutarak köpüklerle kaplı suya girip onu da kendime resmen yapıştırdım.
Tenimin üstündeki tenin verdiği his inanılmaz derecede rahatlatıcıydı. Kokusunu içime çekip duruyordum, bu duygu neydi bilmiyorum ama bu minik genç yani Deniz artık benimdi.
Elim gibi yada herhangi bir uzvum gibi bana aitti. Uykulu vücudunu güzel kokulu sularla temizlerken başını omzuma yasladı, gözleri kapalı öylece yatıyordu. Bir süre dinlendik sıcak suyun içinde, derin bir şekilde iç çekerek bana daha da sokuldu.
Kollarımı narin vücuduna daha sıkı sardım, sadece bana aitti. Kimsenin dokunmaması gereken özel bir mücevherdi Deniz.
"Seni seviyorum, saldırgan yada psikopat olman umrumda değil. Senin olmak istiyorum sadece." Kaşlarım çatıldı sözleriyle, zaten benimdi.
"Artık benimsin yavrum, sadece benim." Hafif sinirli çıkan sesimle kucağımda doğruldu, gözleri dolu doluydu.
"Değilim, bilmiyorsun, sadece şuan seninim. Her zaman değil." Vücudum kasılmıştı sözleriyle, ne demekti bu?
"Anlat bana, ne demek bunlar?" Onu sert bakışlarla izlerken dolu gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Başını iki yana sallıyordu durmadan.
"Anlat dedim Deniz, yavrum, ben hala sakinken anlat." Dudağını ısırıp başını cama doğru çevirdi.
"Ben fahişeyim, kirliyim, çöpüm ben." Kaşlarım daha derin çatılırken sözlerini anlamlandırmaya çalıştım, ne demeye çalışıyordu.
"Düzgünce anlat, anlat ki delirip sana dokunmuş olabilecek herkesi gebertmeyeyim." Gözleri hızla bana döndüğünde yüzünde ufak bir gülümseme oluştu.
"Bunu yapar mısın, benim için hem de?" Onu başımla onayladım sadece.
"Tamam, o zaman anlatabilirim." Derin bir nefes alıp bana döndü yine, başını omzuma koyup anlatmaya başladığında keşke dinlemeseydim, keşke hiç anlatmasaydı diyeceğimi bilmiyordum.
Onun yaşadığı şeyleri dinlerken, kendi çocukluğum ve yaşadıklarım gözlerimin önünden geçmeye başladı. Sinirim ve öfkem gittikçe artarken kendimi oturduğum yerde kalmak için zorluyordum.
Minik dudakları sürekli hareket edip yaşadığı olayları bir bir anlatırken kalbim kasıldı ve dudaklarına minik bir öpücük kondurdum.
Boynuma doğru yaslanıp anlatmaya devam etti, ağlamak isteyen yanımı susturup bu miniğin içimde oluşturduğu hislere kucak açtım. Kollarımın arasında tuttuğum minik bedeni korumak için kendimi bile harcamaya tam da bu anda karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Knockout
RandomLakabı Ex olan bir psikopat boksör feminen bir gence aşık olur ve hayatının en zor sınavını verir