"Sorma bana 'ne kadar seviyorsun?' diye. O kadar işte! Tavanı kadar sokağı, dibi kadar cehennemin."
Nazım Hikmet
☁️☁️☁️
03-04.01.2024
İmer Varlıklı
Deli biri olduğumu düşünmüyorum ama çok da sağlıklıyım diyemem. Bir ayar var, orası attığı zaman insan olduğumu, çevremdekilerin de insanlar olduklarını kafamdan siliyor, sadece saldırı modunu açıyorum. Hiçbir şeyden korkum yok, gerekirse sevdiklerimi korumak uğruna ölebilirim ki bunu Yamaç sayesinde anlamıştım. Aynı zamanda onlar bir şey istediklerinde anında gerçekleştirmek zorunda gibi hissediyorum. Atahan'ı hayatıma tekrar dahil ettiğimde ikimiz de çok fazla şey yaşamış, acılarımızı yüreklerimizin derinliklerine gömmüştük ve ne ben ne de o, onları açığa çıkartmak istiyoruz. Ama bundan sonra her acıyı birlikte yaşamak zorundayız.
İki kurşun yarası almış adamı on beş saatlik yola çıkartmak mantıklı olmasa da sorun değil, hastalanırsa ben bakarım ona ki uçakla geldiğimizden iki-üç saat kadar sürmüştü. Motorumu Tekin abi getirmiş, tugaya uçakla dönmüştü. Amacı kesinlikle tugaydan uzaklaşmak değilmiş, sadece motoru getirmekmiş diye konuşsa da kimse ona inanmadı.
Atahan abime yanımdaki odayı hazırlamıştık, ateşini de kalan değerlerini de ben ölçeceğim. Hastanelere güvenmediğimden falan değil, bizde çok az kalacak ve o zamana kadar sadece beraber olmak istiyorum. Hem zaten gerçekten önemli bir durumu yokmuş, tüm doktorlarıyla konuştum. En kötüsüyse Kaya abime olmuştu, tekrar birimizin vurulduğunu duyduğunda her ne kadar göstermek istemese de etkilendiğini hepimiz anlamıştık.
"Yavrum harbiden iyiyim," diyen Atahan abim, Çilek ablamın zorla içirttiği çorbadan kaçmaya çalışıyordu. "Yahu midemden vurulmadım, bana İskender getirin."
"Abi ne İskender'i Allah'ını seversen? Tamam bak bu kaşık son, vallahi son. Hadi ham yap."
"Ham diyor ya..." Abim söylenerek kaşıktaki çorbayı içerken onları oturduğum koltuktan gülerek izliyordum. "Çok mu komik İmer? İnsan, abisine acır da bir İskender getirir. Oğlum harbiden canım çok çekiyor lan, hadi sipariş edin."
"Siparişe gerek yok, ben yaparım." Kaya abimin sözlerinden sonra Atahan'ın gözleri parladı. "İyileş, İskender köpeğin olsun."
"Hay siki!.." Çilek ablam, Atahan'ın kafasına vurduğunda küfrü bile yarım kalmıştı. Kahkahalarla yerimden kalktım.
"Adamı eve getirdim ki rahat etsin, eğlensin diye. Hastanede bile daha rahattı," dedim Çilek ablamın elindeki tepsiyi alırken. Abime dönüp konuştum; "Kaya bebeğim, hadi bir İskender yap."
"Ama..." Tek kaşımı kaldırdığımda Kaya gülerek başını salladı ve odadan çıktı. Çilek ablam çoktan Atahan'a sarıldığından onlara dokunmadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhteriz Beyefendi
RomanceMuhteriz: İnce düşünceli olduğu için aşırı düşünceli davranan, kimseyi kırmamak için kendi kırılan insan. Hayatım hiçbir zaman genç bir kızın yaşayabileceği bir hayat olamadı; babamın işleri yüzünden defalarca kaçırıldım, alıkonuldum, ablamın gözler...