Aşka isyan

2.3K 103 103
                                    

Birlikte olduktan bir ay sonra

Ferman gitmişti, artık yoktu. Giderken de bir mektup bırakmıştı. Sadece bir tane aptal bir mektup. Orda göreve gitmesi gerektiğini ve ne zaman döneceğini bilmiyor oluşuydu.

Bütün herşeyini bana bırakmıştı banka hesaplarını, evi ,kızını. Geriye bir enkaz bıraktığını bilmeyerek gitmişti. Bu benim ilk birlikteliğim di ve o adamın benim yanımda olmasını isterdim. Kızgındım. Çünkü bana hiç bir şey dememişti.

Aynı zamanda kırgındımda beni kendisine aşık ettiği için. Fermanla konuştuğumuz gibi çıkarmışlardı beni. Teskeremi elime verip göndermişlerdi. Beni bende eşyalarımı toplayıp mahalledeki eve geri dönmüştüm.

Ama bu sefer kucağımda bir kız çocuğuyla dönmüştüm. Taksiden inerken mahallenin yaşlıları çay ocağında tavla oynarken beni görmüşlerdi. Gördükrleri anda ise çok sevinmişlerdi.

Neden bu kadar erken geldiğimi sorduklarında ise bacağımın eğitim sırasında sakatlandığımı söylemiştim en basitinden. Onlarda çok sorgulamamışlardı.

Ama yanımda elimi tutan çocuğu gördüklerinde bayağı bir soruya çekmişlerdi. Çöpten buldum demiştim alayla. Kumsal bir yaşındaydı. Benim yanımda olduğu için mutluydu baba baba diye ağlamıyordu.

Bazen gerçekten benim kızımmı? diye düşünmüyor değildim. Mutfaktan işimi halledip çıktım ve oturma odasına geçtim.

Kumsalı bir saat önce uyutmuştum. bende çok yorulmuştum ev işleri anca bitmişti. Yanımdaki kumandaya uzanıp haberleri açtım belki Fermandan haber vardır diye. Telefonuda açmıyordu. Acaba hayattamıydı.

Umarım hayatta olurdu onu yeni bulmuşken kaybetmek istemiyordum. Onu düşünürken gözlerim doluyordu. Burun deliklerim sızlıyordu. Çok zordu.

Tam buldum dediğim anda bir anda gidivermişti. Geri gelirdi dimi herşeyden önce kızı vardı. Onu çok özlemiştim. Aniden midem bulanınca doğru banyoya koştum. Eğilip klozetin kapağını açıp içimde ne var ne yok kusmaya başladım.

Kusma işim bittikten sonra ayağa kalkıp sifonu çektim sonra aynadan kendime bakıp elimi yıkadıktan sonra ağzımı çarkaladım. Ardından banyodan çıkıp oturma odasına geri geldim.

Son bir kaç gündür böyleydi ama neden sürekli kusuyordum hiç bir fikrim yoktu. Ama kendimi düşünemeyecek kadar bitik hissediyordum. Biraz hava alması için pencereyi açtım.

Sonra kumsalın olduğu odaya girip kontrol ettim hâlâ mışıl mışıl uyuyordu. Soğuk gelmesi diye odasının kapısını kapattım.

Bir süre sonra kapı çaldı açmaya gittim kapıyı açtığım anda sırıtarak bekleyen Sanemi gördüm." Nasılsın?" diyerek içeri girdi bende omuz silktim.

"Bir insan nasıl oluyorsa o kadarım ne iyiyim ne kötüyüm" diye konuştum. Sanem üzgünce gözlerime bakarak içeri geçti etrafa baktıktan sonra bana baktı."Hala aynısın biliyorsun değilmi? Hiç bir dağnık eşyan yok" dedi "bazen seni kıskanıyorum."

Bende kaşlarımı çatıp"neden?"diye sordum merakla." Tek başına mücadele ediyorsun bıkmıyorsun,yılmıyorsun Eray bu yüzden"dedi içtenlikle.

Bir koltuğa oturup" hayat senin sandığın kadar toz pembe değil. Çünkü hayatta kalmassam ben ölürüm Sanem annem ve babam öldükten sonra zar zor toparlandım... Toparlanmam gerekti, çünkü yaşamam lazım gerekti."dedim. Sesim sonlara doğru kısılırken.

Sanem bana bakıyordu ama ben ona bakmıyordum. Halıların desenlerine bakıyordum." Askerdeyken ne oldu Eray?"diye sordu sesinde şevkat vardı.

Kafamı kaldırıp üzüntüyle ona baktım ve kafamı olumsuzca iyi yana salladım." Olmaz söyleyemem"dedim."Neden?"diye sordu.

Asker Sırrı[BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin