5)

16 2 0
                                    

İyi okumalar dilerim.

__

Jihyo, saat 08.00 gibi restauranta gelmişti. Her zamanki gibi çalışanları aynı zamanda iş arkadaşlarını selamlayıp mutfağa girdi. Önlüğünü taktı ve bütün mutfak ekibi olarak sipariş edilen yemekleri yapmaya koyuldular.

__

Saat 14.50'ydi. Genellike bu saatlerde müşteriler azalıyordu. Ama yinede fazla müşteri oluyordu çünkü gerçektende Güney Kore'de tanınan zarif, sade ve lüks restaurantlar arasında ilk 5'e giriyordu. Gerçekten sevilen bir restauranttı. Daha çok zenginlerin, yabancıların ya da birçok çiftin yıl dönümleri gibi özel günlerinde tercih ettiği bir yerdi ya da çalışan birçok insanın iş çıkışı veya öğle vakti yemek yemeyi tercih ettikleri bir yerdi. Ve çoğu gastronomi alnında çalışan aşçıların, şeflerin sevdiği ve birçok gurmenin buradaki yemekleri tadıp kendi kitaplarında olumlu şekilde bahsettiğide bir yerdi.

__

Uzun bir günün ardından Jihyo,
2 kadın ile restauranttan çıkmış kendi evinde kahve eşliğinde oturarak sohbet ediyorlardı.

Ve aralarından süt beyazı tenli, yanakları bir bebeğin yanakları kadar tombul olan ve dış görünüşü yetmezmiş gibi dişlerininde bir tavşana benzemesi ile yaşına göre fazla tatlı olan kadın konuştu.

- Jihyo, bugünde gidecek misin?

- Büyük ihtimalle gideceğim Nayeon unnie.

- Neden oraya bu kadar sık gidiyorsun?

Diğer kadın merakla sordu.

- Bilmiyorum Mina. Beni orada çeken bir şey var gibi. Galiba o da yemeklerinin güzel olması.

Gülümseyerek yanıtladığı zaman bu dediğine kendisi bile inanmamıştı.

Im Nayeon ve Myoui Mina, 2 yıllık evli bir çift ve Jihyo ile 10 yılı aşkın arkadaşlardı. Üçü her zaman birlikte aynı okula gitmişlerdi ve sonucunda aynı mesleği seçmişlerdi ve şimdide birlikte Park Restaurant'ta devam ediyorlardı. Tabii ki de Mina ve Nayeon'un kendisine ait restaurantı vardı -hâlâ da var- ama ikiside Jihyo'nun yanında olmayı seçmişlerdi. Yine birlikte devam etmeyi.

Ve Mina konuştu.

- Sence sadece yemekleri mi güzel?

- Yani evet yemekleri güzel ama müşterilere olan samimiyetleri ya da davranışlarıda bir o kadar insanı onlara yakın hissettiriyor. Belki bundan dolayı da olabilir.

- Yani başka bir neden yok öyle mi?

- Ne gibi unnie?

Jihyo, anlamamış bir şekilde Nayeon'a sormuştu.

- Bilmiyorum, oraya gittiğin ilk günden beri Hirai Momo'yu araştırıyorsun ve herhangi bir konuya Hirai'yi de katıyorsun. Demek istediğim her şeyde onun hakkında konuşuyorsun ve sanki oraya gitmenin asıl nedeni
Hirai Momo gibi.

Nayeon bunu dedikten sonra Mina'da onu küçük ve sessiz bir mırıldanma ile onaylanmıştı ve ortam sessizleşmişti. Jihyo, onları uzun bir süre yanıtlamamıştı. Sanki kendi içinde bir savaş veriyor gibiydi ama değildi de. Düşünüyordu ve en sonunda konuştu.

I Wanna Taste You [MoHyo]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin