5.Bölüm: Hastane

116 13 23
                                    

Yn: Bir daha olursa yine atlarım. Hiç acımadı ama
şu an çok acıyor.

Wong: Sığınağa gidince iyileştireceğim.

Wong: Bak sana ne göstereceğim.

Telefonunu çıkarttı ve meyve suyu içerken çektiği komik fotoğrafları gösterdi.

Kolundaki yara bandını da çekmişti.

Fotoğraflara bakarken gülüyordum.

Yn: Acıdı mı kan alınırken?

Wong: Yoo.

Wong: Bu arada birazdan senden de kan almaya gelecekler. İğnesini gördüm. Kocamandı.
Baya kalın. Tetanoz aşısı için kullanılan hissettirmiyor bile, ama bu acıtır.

Yutkundum.

Yn: Gerizekalı niye korkutuyorsun?!!

Wong: Benden kan aldıkları iğneden daha kalındı.

Yn: Valla mı?!

Wong: Şaka yapmıyorum. Ciddiyim.

Yn: WONG BENİ SAKLA ÇABUK!

Wong: Hareket edemezsin. Yaralısın.
Dikişler açılır.

Yn: Korkutmasaydın keşke.

Yn: En azından bu kadar korkmazdım.

Wong: Korkacak bişey yok. Azıcık acıyacak o kadar.

Wong: Hem sen 9 yerinden vuruldun. Bundan mı korkuyorsun?

Yn: FOBİM VAR FOBİM!

Wong: BAĞIRMA LAN ANLADIK!

Yn: İyi. Anla. Ve götür beni.

Wong: Götürmüyorum.

Hemşire geldi odaya. İğne cidden çok kalındı.

Kalkmaya çalıştım ama canım yandığı için hareket edemedim.

Yn: Sıçtım.

Wong: Abartma.

Hemşire yanıma geldi.

Yn: Abla, elin hafif değil mi?

Hemşire: Damar patlatmışlığım var. Hafif değil.

Yn: BUNU BANA NİYE SÖYLEDİN?!

Wong kolumu tuttu.

Wong: Üstünü çağır. Senin yapmanı istemiyorum.

Hemşire: Şaka yapıyordum. Hafiftir elim.

Wong: Dikkatli ol.

Hemşire Wong'a sinirlenmişti.

Wong elini kolumdan çekti.

Diğer elimi tuttu yine. Kafamı göğsüne yasladı.
O tarafa bakmamı engelliyordu ama kendisi bakıyordu.

Kolumda bir acı hissettim.

Hemşire: Özür dilerim.

Oraya baktım. Damarımı patlatmıştı.

Yn: Özür dileme. Siktir git.

Manyak karı. İğneyi kolumda bırakım gitti.

Wong: Şuna bak ya. Şikayet edeceğim bunu.

Yn: Etme boşver. İlla ki birisi şikayet eder.

Wong kolumdaki iğneyi çıkarttı.

Yn: Acıyor.

Wong: Dur bekle.

O küçük yarayı iyileştirdi.

Bu sefer doktor geldi.

Doktor: Az önce sorun çıkmış sanırım.
Ben hallederim.

Yine aynı pozisyona geçtik.

Hızlıca halletmişti.

Doktor: Geçmiş olsun.

Odadan çıktı.

Yn: Eli hafifmiş. Hiç acımadı.

Wong: İyi bari.

Yn: Diğerlerine bakar mısın?

Wong: Yee-jae bakıyor. Uyanırlarsa haber verir.

Yn: Yee-jae burda mı?

Wong: Valla çok yardımcı oldu.

Yn: Şu kafamdaki yarayı iyileştirsen farketmezler bence. En çok orası acıyor.

Wong yarayı iyileştirdi.

Wong: Umarım farketmezler.

Yn: Dizi izlemek istiyorum. The Walking Dead.

Wong: Bu arada o gelmiş geçmiş en iyi dizi.

Yn: Bazı insanlar onu All of us are dead ile karşılaştırıyor. Sadece gülüyorum. Bir de
All of us are dead tekledi diyenler var.

Wong: Twd izlememişler. Boşver.

Wong bana telefonunu verdi.

Wong: Al izle.

Yn: Teşekkür ederim.

Bir süre onu izledim.

Telefon kapandı.

Yn: Yaa şarjı bitti.

Wong: Ne ara bitti ya?

Yn: Bilmiyorum.

Yee-jae odaya geldi.

Yee-jae: Bayan Chu ve Motak uyandı.

Wong: Sen Yn ile kalır mısın? Ben onlara bakayım.

Yee-jae: Tabii.

Wong çıktıktan sonra Yee-jae yanıma geldi.

Yee-jae: Daha iyi misin?

Yn: Acıyor. Ama onun dışında iyiyim.

Yee-jae'nin telefonu çaldı. Guwon arıyordu.

Yee-jae: Efendim oğlum?

Guwon sessizce konuşuyordu.

Guwon: Baba. Evde birileri var. Çok korkuyorum.

Yee-jae: Korkma sakın. Sakin ol. Gelip alacağım seni. Dolaba saklan.

Guwon: Oradayım zaten.

Çığlık sesiyle birlikte telefon kapandı.

Yee-jae: Alo!

Yee-jae: GUWON!

Yee-jae: Benim acil gitmem lazım. Guwon tehlikede.

Yn: Koş kurtar çocuğu.

Yee-jae hemen gitti.

The Uncanny Counter Evreni 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin