Hyunjin yüzünde şaşkın bir gülümsemeyle, ona bakan kadına bakıyordu. Felix'in annesi ile kaldığını biliyordu, ama kapıyı açanın annesi olacağı, hiç aklına gelmemişti. Salak salak sırıtmayı kesip kadına bir şey söylemesi gerektiğini düşündü.
''Merhaba Meredith, ben Lix'e bakmıştım. '' dedi Hyunjin.
Kadın yüzündeki kocaman gülümsemesiyle Hyunjin'i kolundan tutarak salona sürüklemeye başladı. Hyunjin ise yüzündeki şaşkınlıkla merdivenlerden aşağı inen Felix'e bakıyordu. Kadın siyah saçlı oğlanı salona kadar getirip koltuğa oturttu. Felix merdivenlerden inerken gördüğü görüntüyle gülmeye başlamıştı. Annesinin, Hyunjin'e olan tavrı fazlasıyla komik gelmişti. Kadın resmen Hyunjin'i torba gibi sürükleyip koltuğa atmıştı. Hyunjin'in muhtemelen bu zamana kadar görmediği bu muamele, yüzüne şaşkın bir ifade olarak net bir şekilde yansımıştı. Annesi kahve yapmak için çoktan mutfağa geçtiğinden Felix de Hyunjin'in yanına oturmuştu. Hyunjin'in şaşkın bakışları, Felix'i buldu.
''Beni sürüklemek sizin ailede genetik sanırım Lix.'' dedi Hyunjin.
Felix, çocuğun yüzündeki ifadeden kaynaklı zaten fazlasıyla eğleniyordu. Üstüne onu sürükleyip evden attığı güne gönderme yapması, kahkaha atmasına sebep olmuştu.
''Tek fark ben seni evden atmıştım, Hyunnie.'' dedi Felix.
''Neyse, annen beni içeri aldığı için sanırım ona teşekkür etmem gerekli. En azından senin gibi kaba değil.''
''Dedi, daha yeni tanıştığı birinin evine girerek, duşta gizlice onu izleyen sapık bekçi.'' Felix, kurduğu bu cümleyi sadece Hyunjin'in duyabilmesi için kulağına eğilerek söylemişti.
''Bence şu an bana çok yaklaşma. Annenin karşısında seni öpmemi istemezsin.'' Dedi Hyunjin, kısılmış gözleriyle.
Felix ellerini havaya kaldırıp, birkaç kez salladı. Hyunjin'in arsızlığının başına bela olmasını istemiyordu.
''Tamam tamam, teslim oldum. Ne olur beni öpme.'' Dedi.
Hyunjin sarışının bu hareketi ile gülmeye başladı. Bu çocuk ne tür bir yıkım gerçekleştirebilir ki, sersemin teki diye geçirdi içinden.
''Sonra beni öp diye yalvarma.''
''Uzatma Hyunjin.'' dedi Felix, mutfaktan elinde kahvelerin olduğu tepsiyle salona giren annesini işaret ederek.
Kadın sırayla kahveleri uzattıktan sonra tam Hyunjin'in karşısına oturdu. Kısa bir bakış atarak, baştan aşağı çocuğu inceledi. Sonuç olarak oğlu ile sevgiliyse, onu tanıması gerekiyordu.
''Sam, oğlumla sevgiliymişsiniz.'' Dedi Kadın.
''ANNEE!'' dedi Felix.
Hyunjin bakışlarını Felix'e çevirerek, yüzüne şeytani gülümsemesini yerleştirdi. Benden, annesine sevgilim diye mi bahsediyor diye düşündü.
''Biz sevgili miymişiz, Lix? Keşke bana da haber verseydin. Sanki hayır diyecektim.'' Dedi Hyunjin.
Kadın kaşlarını çattı. Felix'in anlattığı kadarıyla artık sevgili olduklarını düşünmüştü ama Hyunjin'in söylediklerinden bu konunun aralarında daha konuşulmadığını anlamıştı. Felix'in beyaz yüzünün yavaş yavaş kırmızıya dönüyor olması da Meredith'in biraz daha utanmasına sebep olmuştu. Ciddi bir pot kırmıştı.
''Ben özür dilerim. Sevgili olduğunuzu sanmıştım.'' dedi kadın.
''Anne, ne olur sevgili demeyi keser misin?'' dedi Felix, kırmızıya dönen yüzünü elleri ile saklamaya çalışarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Guard Angels / Hyunlix
FanfictionFelix doğduğu günden beri sebebini bilmeden birilerinden kaçmıştı. Ta ki bir gün barda o siyah saçlı oğlana denk gelene kadar. Küçüklüğünden beri sakladığı güçleri artık sır olarak kalabilecek miydi? Canlılar aleminde nefes alması yasaklanmışken...