Multi de Armina var :)
Aktuğ'dan
Küçük cadıya yaptıklarım az gelmiş olacak ki gelip özür dileme tenezzülünde bulunmadı. Ama unuttuğu birşey var , yapılan hiç bir yanlış cezasız kalmaz. Öyle ya da böyle ayaklarıma geleceksin küçük kız .
Telefonumu elime alıp , okuldaki ayak işlerimi yapan çocuklardan birini aradım .
'' Herşey hazır mı Berk ? ''
'' Evet hazır Aktuğ abi , herşey istediğin gibi .''
'' İyi yanlış , eksik hiç bir sorun istemiyorum , bu sefer o kız benim ayağıma gelecek .''
'' Peki abi .'' dedi Berk ve telefonu kapattım.
Koltuğa keyifle yerleşip olacakları beklemeye başladım. Çocuklar bana merakla bakıyorlardı . Kaşlarımı kaldırıp '' ne var '' gibisinden bakış attım.
'' Aktuğ kızı tüm okula rezil etmedin mi zaten ne diye uğraşıyosun zavallı kızla intikamını almadın mı . '' dedi Eren . Rüzgarda onu destekleyip '' Salla gitsin be oğlum , harcadığın zamana değmez .'' dedi.
'' İntikamımı almış olsaydım şuan o kız ayaklarıma kapanmış yalvarıyor olurdu. Ayaklarımın ucunda bi böcek gören var mı , yok. O zaman bu mevzu kapanmadı .''
Biz kendi aramızda tartışırken Cem sessiz kalmayı tercih etmişti . Bu günlerde canı sıkkındı bi sorunu olduğu belliydi , Sebebinin Defne olduğuna emindim. Zaten o kızdan başka kafasını hiç birşeye takmazdı.
Çocukluğumuzdan beri o kıza takıktı , Defnenin kendisinden 3 yaş büyük olmasını büyüdükçe sorun edeceğini sanarken o gittikçe yaş farkını yok saymıştı.
Defne üniversite için başka şehre taşındığından beri iyice durgunlaşmıştı ama yüzünün bu denli asık olması , ciddi bi sorun olduğuna işaretti.
Cem üçümüzden biraz daha farklı , duygusaldı. Rüzgar ile Eren kızlarla günü birlik takılırken ben hiç oralı olmuyordum. Avarların tek varisi olarak şirket yönetmeye programlanmıştım ailem tarafından. Şimdiye kadar hiç bir kızla birlikte olmamış , kızların bulunduğu ortama dahi girmemiştim. Ailem bu tarz şeyleri hoş karşılamaz , Avarlar varisinin kızlarla takılmasına razı göstermezdi . Bunu bildiğim için bende hiç o taraklara girmemiştim.
Çocuklara baktığımda Cem'in kasavetinden etkilendiklerini gördüm. Alışkın olmadığımız bu durumdan kurtarma görevi bana düşmüştü.
'' Toplanın çocuklar squash oynamaya gidiyoruz. ''
*****
Armi'den
Diğer okulumda beden dersi boş ders demekti. Öğrencilerin en sevdiği , en fazla yorulup en fazla eğlendiği dersti. Kimi zaman sınıftaki çocuklarla kızlara erkekler voleybol maçı yapar , kimi zaman kağıt oyunları oynardık. Bazen de çocukların satışına gelir onlar futbol oynarken biz kız kıza muhabbetin dibine inerdik.
Tabi ki muhteşem Avarlar kolejinde işler böyle yürümüyordu. Beden hocamız suyumuz çıkana kadar koşturmuş , ayaklarımızın takati kalmayınca çimlerin üzerine halka şeklinde oturtmuştu. Hayatımda hiç duymadığım spor dalları hakkında not tutarken nihayetinde parmaklarım uyuşma derecesine gelmişti.
İnsafa gelen gelen hoca 2. dersin ortalarında yazı yazma işini sonlandırmış , serbest bırakmıştı. Tabi bu serbestlik beden eğitimi dersi için ayrılmış devasa büyüklükteki çim alan içinde geçerliydi.
Çimlerde oturup dinlenirken sınıftaki kızlar yanıma gelmiş onlarla voleybol oynamayı teklif etmişti. Artık beni kabullendiklerini düşünüp kabul etmiştim.
Filelerin ardına geçip, elime verilen topu alıp servis atışıyla oyunu başlattım . Sporun herhangi bir dalıyla münasebetim olmasada, küçüklükten beri sokakta kendi aramızda , kendi kurallarımızla oynadığımız voleybol saolsun , rezil olmayacak kadar topa vurabiliyordum.
Top karşıya geçince kızlar kendi aralarında paslaşıp topu bana laf sokan kıza gönderdiler. Daha sonradan öğreneceğim okulun voleybol kaptanı olan uyuz kız topu sert bir şekilde bana doğru yolladı. Alnımın ortasına çarpan top , kafamın içindeki tüm hücreleri öldürüp yere düştü. Aldığım darbeyle sendeledim ama düşmemeye dikkat ettim. Anlaşılan bu kız laf sokmayla bırakmayacaktı bu işi. Sert oynamayı seviyorsa bende hakkını verecektim. Oyun tekrar başladığında benim takımımdaki bir kız pas atma bahanesiyle bir sert top daha yolladı. Bravo önceki top kadar isabetli atamamış olsa da omzum yerinden çıkmış gibi canımı yakmıştı. Dişimi sıkmış oyuna devam etmiştim. Aldığım darbeler sertleşmişti. Ama yılmadım ta ki karşıdan gelen top burnuma çarpıp beni yere düşürene kadar.
Burnumdan akan kan eşofmanımı kana bulamıştı. Kendimi sıkıp göz yaşlarıma hakim oldum. Kızlar başıma toplanmıştı çoktan. Kesinlikle yardım etmek için değil alay etmek için . Bana ilk darbeyi atan kız yanıma gelip eğildi. Elini çeneme koyup kafamı kaldırdı. Diğer elindeki telefonuyla yüzümün fotoğrafını çekti. '' Ah tatlım çok şirin çıktın Aktuğ buna bayılacak .'' dedi ve telefonundan bildirim sesi geldi.
Ayağa kalktım '' pis yalakalar '' diye bağırdım ve ardıma bakmadan lavaboya doğru koşmaya başladım. Lavaboya vardığımda göz ucuma yerleşmiş yaşları serbest bıraktım. Paslanmış musluktan doğru orantıda akan kanı durdurmaya çalıştım. Küçük düşürülmüş , rezil olmuş , canım yanmıştı . Tam istedikleri gibi . Ne olursa olsun susacaktım , acımı belli edip mutlu etmeyecektim.
Suyu burnuma çekip kanı temizlerken önümde bir el ve elin için bir mendil belirdi. Kafamı kaldırıp baktığımda Cem karşımdaydı . Bu çocuk cidden onlardan olamazdı. Başım her belaya girdiğinde bir mendille karşımda beliriyordu.
'' Başını bu kadar çok belaya sokmak zorunda mısın ? ''
'' Ben birşey yapmadım hepsi senin o aptal arkadaşın ve yalakaları sayesinde oldu .''
'' Sözlerine dikkat et , tabi başını derde sokmamaya da sayende evimde mendilim kalmayacak gibi görünüyor .'' dedi.
Cevap vermeme fırsat bırakmadan gitti. Son söylediğine takılmıyordum , ne olursa olsun sonuçta arkadaşlarına laf etmiştim savunabilirdi . Ama onları desteklemediği aşikardı , bana yardım ettiğine göre.
Okul üniformalarımı giyip sınıfıma doğru ilerledim. Geçtiğim koridorda ki tüm bakışlar bana çevriliydi. Görmemezlikten gelip sınıfa girdim. Sıramın üzerinde küçük bir hediye paketi vardı. Bana kim hediye gönderir ki !!!! Sırama oturup paketi elime aldım . Etrafa bakındım kimse oralı değildi. Paketin üzerinde sana layık değil ama ... yazıyordu. Kurdeleyi tutup çektim , paketin süslü ambalajınıda nazikçe açtım. Derin nefes aldım ve kutunun kapağını açtım .
Midem bulandı öğürdüm , öğürdüm ve öğürdüm. Kusmamak için elimle ağzımı kapayıp koşmaya başladım . Sınıftan kahkahalar yükseliyordu. Tam kapıdan çıkarken derse gelen hocayla çarpıştım. Çarpışmanın etkisiyle içimdekileri tutamayıp hocanın üzerine midemdeki herşeyi kustum. Bu rezilliğin üzerine sınıftan daha yüksek sesli kahkahalar yükseldi. Gözyaşlarıma izin vererek kapıdan çıktım.
Nasıl nasıl bu kadar vicdansız olabilirlerdi . Nasıl kafası kesilmiş iğrenç bir fareyi hediye olarak yollarlardı. Nasıl , ne tür bir insan böyle bişeyi yapabilirdi. Bu kadar mı çok nefret etmişlerdi benden. Kime ne zararım dokunmuştu bunları yaşayacak kadar. Düşünüyordum , düşündükçe ağlıyordum. Sanırım bu yapraklarla kaplı bankıda benim için yapmışlardı . Rahat rahat ağlayabileyim diye bu kadarını düşünmüşlerdi değil mi.
Daha fazla bu olanlara katlanamayacaktım , okullarıda yere batsın , bursları da , özel eğitimleri de , geçiş hakkı olan üniversiteside hepsine lanet olsun . YETER
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUKLAR
Roman pour AdolescentsŞiddetli SOĞUKLAR Başladı.... Kitabımda kötü çocuk yoktur , mükemmel 4 erkek ve bir adet kız vardır !