Bölüm 5: Lahmacun

585 41 56
                                    

Sonunda buluşma günü geldi. Arif sabah erkenden kalkıp duş aldı. Ve dolabını açıp uzun bir süre kıyafetleriyle haşır neşir olduktan sonra sonunda karar vermişti.

20 dakikanın sonunda üstüne siyah bir tişört altına beyaz pantolon ve beyaz kot bir ceket giymeye karar verdi. Ve tabii ki küpesi ve o kolyeyi de taktı. Arif bey yine ortalığı yakıyordu. Basit bir kombinle bile fazlasıyla çekiciydi.

Arif gecikmekten korktuğu için 1 saat erken çıktı evden. Hiç bir sorun çıksın istemiyordu ama sanırım biraz abartmıştı. Buluşacakları pideciye otobüsle gidecekti. Ve indiği duraktan sonra bi süre yürüyecekti. Bu yüzden işini şansa bırakmak istemedi.

Vardığında saat 13:35 di. Tam istediği saatte gelmişti. Arif mutlu bir şekilde pideciye girip oturdu. Gelen garsona arkadaşı gelince siphariş vereceğini söyleyip Cenan'ı beklemeye başladı.

~~~

Cenan geçen gece hiç uyumadığı için sabah uyanamamıştı. Saat 13:30 da daha yeni kalkıyordu. Saate baktığında Arif ile olan buluşmasını hatırlayıp fırlayarak kalktı yataktan. Elini yüzünü yıkayıp dünden hazır ettiği kıyafetlerini giyindi. Beyaz tişört siyah deri ceket ve siyah pantolon.

O kadar hızlı hazırlanıyordu ki az daha telefonunu unutacaktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O kadar hızlı hazırlanıyordu ki az daha telefonunu unutacaktı.

Neyse ki Arif'den gelen bildirim sayesinde unutmamış oldu.

[Cenan1]
Arifguloglluu: Buluşmamızı unutmadın değil mi? Lahmacunlar seni bekliyor.
14:00

Cenan yolda olduğunu söylemişti fakat daha yeni evden çıkıyordu. Yurtta aynaya bakmaya bile vakti olmamıştı. Asansörde saçını eliyle düzletti ve kendine son bir kez bakıp asansörden indi. Hızlı adımlarla durağa doğru gitti. Tam otobüs geldiğinde çantasına baktı ve otobüs kartını evde unuttuğunu fark etti. Bunca aksilik ancak bu kadar peşpeşe gelebilirdi.

Otobüsü siktiredip pideciye doğru koşmaya başladı. Öyle hızlı koşuyordu ki nefes nefese kaldı. 20 dakikanın sonunda gelmişti. Vakit kaybetmeden içeri girdi ve gözleriyle Arif'i aramaya başladı. Arif, Cenan'ı fark edip elini kaldırdı. Cenan, Arif'in yanına geldi.

Arif, oturduğu sandalyeden kalkıp Cenan'a sarıldı. "Hoşgeldin" "Hoşbuldum" diye cevap verdi Cenan nefes nefese. Arif, "Hayırdır nefes nefesesin"

"Sorma ya ilk telefonumu unuttum sonra durakta beklerken bir baktım otobüs kartı da yok. Bende yürüyerek geldim."

"Biraz hızlı yürümüşsün sanki"

"Zaten gecikmiştim seni bekletmek istemedim"
Arif gülümsedi. "Keşke kendini hiç yormasaydın ben seni beklerdim"
Cenan da Arif'in bu sözü üzerine gülümsedi. Ardından lahmacunlarını sipariş ettiler.
Siparişi beklerken Arif sohbet başlatmak amacıyla "eee boş zamanlarınızda ne yaparsınız Cenan bey" diye sordu.
"Yani pek bişi yapmıyorum aslında. Eskiden arkadaşlarla parka gider çekirdek kola yapardık."

"Şimdi neden gitmiyorsunuz?"

"Çoğunun ilişkisi oldu. Daha çok kız arkadaşlarıyla vakit geçirmeye başladılar sonradan hiç çıkmamaya başladık"

"Sence bu kötü mü oldu?" Arif, Cenan'ın ilişki hakkındaki düşüncelerini anlamaya çalışıyor sevgilisi varmı yokmu diye sormadan anlamaya çalışıyordu.

"Hayır aslında yani hepsi hâlinden memnun gibi ve bu iyi bir şey sanırım."

"Sen memnun değilmisin?"

"Aaa ama Arif sende beni sorguya çekmiş gibi" Cenan'ın da amacı ilişkiden bahsetmekti fakat heyecanlanmıştı ve bir an ilişkisi hakkında konuşmaya cesaret edemedi.
"Biraz da sen bahset kendinden"

"Ben genelde Emre ve Oğuzla takılıyorum. En son 10 ay önce ilişkim oldu. Onunla sevgiliyken çok farklı ortamlarda bulunmuştum. Ve iyi insanlar değillerdi." Diye biraz bahsetti Arif.

Cenan da konuşacak şeyler arıyordu.
"Kardeşin var mı?"
"Yok."
Lahmacunlardan birer ısırık aldılar. Arif ayrandan içince dudağının kenarında biraz ayran kaldı. Cenan sırıttı.
Arif, "Ne var noldu?"

Cenan, Arifin o şaşkın tepkisine daha çok güldükten sonra yavaşca elini Arif'in dudağına doğru götürdü. Arif'in kalbi yerinden çıkacak kadar hızlı atmaya başladı. Gözleri Cenan'ın elini takip ediyordu. Cenan yavaşça Arif'in dudağının kenarına bulaşan ayranı sildi. Arif yutkundu ve gözlerini kaçırdı. Cenan ise kitlenmişcesine Arif'in gözlerine bakıyordu.

Arif, sessizligi bozmak adına "Sende arkadaşların gibi manitanla gezsene"
Arif, Cenan'ın sevgilisi olup olmadığını direkt soramazdı o yüzden böyle bir yolla çaktırmadan sormaya çalıştı.

Cenan,"sevgilim olduğunu nerden çıkardın?"
"Yok mu yani?"
Cenan bir an için duraksadı. Vereceği cevaptan emin değildi. Bir kaç saniye düşündükten sonra cevap verdi.
"Var ama olmasını istemezdim" bu cümle Cenan'a çok yanlış gelmişti. Söyler söylemez pişman oldu.

"Neden?"
"İlişkimiz pek iyi değil."
"Anlatmak istermisin?"
Cenan derin bir nefes alıp üstü kapalı anlatmaya başladı.

"Ben bu kızla sevgili olduğumda yaklaşık 2 yıl öncesiydi başlarda çok güzeldi herşey ikimizde çok mutluyduk. Birbirimizi çok seviyorduk fakat 2. Yılımızda herşey o kadar berbat bir hâle geldi ki. İlk büyük kavgamızı o beni aldattığı için etmiştik. Kendisi hâlâ inkâr etse de kanıtları dahi hâlâ elimde. O günden sonra işler iyice sarpa sardı her hafta kavga etmeye başladık. Defalarca ayrılmayı denedim ama kavgalar hep tatlıya bağlanıyor. Son 3-5 aydır doğru düzgün konuşmadık bile anlayacağın durum içinden çıkılamaz bir hâl aldı."

Arif içinden Cenan'ın nasıl aldatıldığına anlam vermeye çalışıyordu. Gerçekten böylesine eğlenceli, yakışıklı ve gördüğü kadarıyla iyi biri nasıl olur da aldatılabilirdi ki. Bir yandan da "kız arkadaşım" demişti Cenan sevgilisinden bahsederken. Arif, Cenan'ın eşcinsel olmadığından emin olmuştu artık. Belki de biseksueldi. Ama bunun olasılığının düşük olduğunu düşünüyordu Arif.
Sebebini bilmiyordu.

"Bence gidip kızla konuşursan ayrılmanız çok kolay olur çünkü belli ki o da seni sevmiyor. Geçmişteki kavgalarınızın sebebini ya da kızın kişiliğini bilmiyorum fakat ayrılmak için konuşmaktan başka şansın yok."

"Ya ayrılmak istemezse?"

"Sen istiyormusun?"

"EVET!"

"Pekala o zaman ilişkiniz devam etse bile sağlıklı ilerleme ihtimali yok. Çünkü sen ayrılmak istiyorsun. Bunu ona anlatırsan anlar bence"

Bu fikir... fazla mantıklıydı. Cenan'ın kafasındaki tüm kaygılar bir anda su buharı gibi uçup gitmişti. Huzurla gülümsedi.
"Teşekkürler Arif" dedi Cenan.
"Rica ederim ne demek" diye cevap verdi Arif gülümseyerek.
Cenan yine ona bakarak dürüm yaptığı lahmacundan ısırdı. Aslında ortada bir şey yoktu fakat Arif insanların bakışlarına çok dikkat ediyordu. Cenan'ın bakışları, Arif'in gözlerinden boynuna doğru inmişti.
Cenan'ın bakışlarını görünce utandı ve elini küpesine götürdü.

Bir dakika! Küpesi kulağinda yoktu! Bu küpe onun vazgeçilmeziydi. Gülümseyen suratı bir anda panik ve üzüntü duygusuna bürünüverdi.
Arif sağa sola bakınmaya başlayınca Cenan,"noldu?" Diye sordu.
"Küpem yok"
"Tamam sakin ol buluruz şimdi"
"Cenan lütfen bulalım ben o küpesiz yaşayaman lütfen"
"Tamam nasıl bir şeydi tam olarak?" Arif bir yandan küpeyi anlatıyor diğer yandan sağa sola heryere bakıyordu.

Cenan bir anda Arif'in kolunu tuttu ve dedi ki...

~《Devam edecek...》~

Eveeet bu bölümü heyecanlı bir yerde bitirmek istedim. Uzun süredir bölüm atamıyorum kusura bakmaaaayınnn tabii okuyan varsa bilmiyorumm.

Cennette 7 dakika~{ArCen}~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin