More Than Friends • TaeJin

3↬ Arkadaştan daha fazlası

Tık tık ben geldim! 👻

Bu bölümde ne olacağını siz iyi biliyorsunuz keyifli okumalar diliyorum 🤣

...

Taehyung

Bugün yaşadığım şeyler hâlâ şaka gibi geliyordu, az önce tüm bunların iğrenç olduğunu söyleyen ben değilmişim gibi hareket ediyordum. Beni heyecanlandıran şey biraz sonra seks yapacak olmam mıydı yoksa bunu en yakın arkadaşımla yapacak olmam mı? Ah bilmiyorum sadece akışına bırakmayı seçtim.

Dilek mevzusu tam olarak yalan değildi, uzun zamandır öpüşmenin nasıl hissettirdiğini merak ediyordum ama artık biliyordum. İlk öpücüğümü Jin'e vereceğimi söyleseler güler geçerdim, en tuhafı da bunun hoşuma gitmiş olmasıydı. Onun dudaklarını dudaklarımda hisseder hissetmez sanki uzun zamandır aradığım ihtiyacım olan şeyi bulmuş gibiydim.

Yavaşça dudaklarımızı ayırdığımızda açtığımız gözlerimiz buluştu ve biz bir saniye ciddi kalamayıp gülmeye başladık. Jin elini yanağıma çıkarıp okşadı "Bir dahakine tıraş olmazsan sevinirim, bunu sen sakallıyken yapmak isterim" bunu söylerken gülmeye devam etti.

Bir dediği bir dediğini tutmuyordu "İlk ve son demiştik diye hatırlıyorum"

Geriye çekilip elleriyle saçlarını karıştırdı "Mmmh" düşünür gibi alt dudağını dişleyip gözlerini kıstığı anda anlamıştım içinden geçenleri. Ben konuşacakken kaldırdı elini "Önce şu konuya açıklık getirelim" elimden tutup beni koltuğa sürüklediğinde takip ettim onu "Napıyorsun?"

Çapraz bir şekilde koltuklara oturduktan sonra ilk üç parmağını uzattı "Seksten önce yemin etmemiz gerekecek"

"Ne yemini?"

"Bir filmde görmüştüm, sence de çok mantıklı değil mi?" dedi otuz iki diş sırıtarak, yine ne saçmaladığını anlayamamıştım "Vazgeçtiysen eve gidiyorum ben-" tam kalkmıştım Jin kolumu tutup çekti "Lan nereye?" kaşlarını kaldırıp dürttü omzumu "Sabırsızlanıyorsun anlıyorum ama biraz bekle"

"Kes lan!" ensesine vurduğumda güldü orayı eliyle ovuştururken. Parmaklarını tekrardan uzattı ve gözlerime bakarak konuşmaya başladı "Her zaman olduğu gibi en yakın arkadaşım olacaksın, aramızdaki hiçbir şey değişmeyecek. Sen veya ben istediğimiz zaman birbirimizi-"

"Siktir git manyak" sinirle ittirdim omzunu "Sözleşme mi imzalıyoruz lan? Her istediğin zaman demek, hani sadece bir kereydi-"

Ayağa kalktığımda yine gitmeme izin vermeyip tuttu kollarımı "Ya bir dur dur!" durup bekledim konuşmasını, önüme geçip elleriyle omuzlarımı kavradı "Bir kere yaptığımızda devamının gelmeyeceğine nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Benim gibi biraz ileri görüşlü ol da nasıl olacağını konuşalım"

Bir bok başarmış gibi bir de kendini övüyordu. Gözlerimi devirip oturdum, ben stresle başparmağımı dişlerken Jin karşımda çömelip ellerini dizlerime koydu "Dinle beni Tae, şu an ikimizin de bir ilişkisi yok. Ben zaten öyle uzun sürelik ilişki adamı değilim, sen de biliyorsun benim için dün ve yarın çok bir şey ifade etmiyor, her şey anlıktır-"

Sözünü kesip "Ama ben böyle düşünmüyorum" dediğimde yüz buruşturdu "Ne yani evlenip çocuk yapmayı mı planlıyorsun?"

Bunu kastetmemiştim "Saçmalama, bu hayatta en son yapacağım şey aile kurmak" o da biliyordu korkuyordum çünkü...babam ve annem gibi olmaktan, ayrılmaktan, aldatılmaktan, en çok da iyi bir baba olamamaktan korkuyordum.

Evlilik bana göre değildi. O da kendisi için aynı şeyi düşünüyordu. Bu konuda benziyorduk, ikimiz de evlenip baba olacak, sorumluluk alacak kişiler değildik.