1.BÖLÜM KARŞILAŞMA
SOĞUK BİR SONBAHAR GÜNÜ
Tuna Soykan sıradan bir sabaha daha gözünü açtı. Dönemin en başarılı sanatçılarından olmasına rağmen, gayet mütevazi bir hayat süren meşhur sanatçı, penceresinden, aşağıdaki insanları izledi bir süre; ve hayatın monotonluğu, yine şaşırtmadı.
Araba ile şehirden uzağa yaptırdığı stüdyosuna varan Tuna, çalışma odasının ışıklarını açtı. Gelecek pazar günü başlayacak sanat haftasından ötürü çalışma masası, çöp kutusu ve kağıt öğütücüsü, galeri davetiyeleri ile dolmuştu. Aylardır odasını işgal ediyorlardı.
Aslında en başından olacakları biliyordu Tuna; yeteneğinin farkındaydı ve eserlerini gün yüzüne çıkarınca, olacakları tahmin etmek zor değildi; ama yinede istemişti; ilgi ya da şöhret değil ama sanatını göstermek istemişti. Şimdi ise seçimlerinin sonuçlarına katlanıyordu; rahatça dışarı çıkamıyor; alışverişi bile sahte isim ile internetten yapıyordu.
Çalışma odasındaki işlerini halledince atölyesine indi. Aylardır üzerinde çalıştığı eserinin önünde durdu. Bir şeyler eksikti; ama, ne olduğunu bilmiyordu. Tüm tablolarında kullandığı 3 rengi kullanmıştı; zaten onu bu kadar özel yapan unsurda, bu değil miydi? "Sadece 3 renkle harikalar yaratan sanatçı!"
Tablosundaki eksiği bulamamak keyfini kaçırıyordu. Belki -herkes sahte olsa da- bir galeriye katılmak dikkatini dağıtabilirdi. Çalışma odasına geri dönüp masadan rastgele bir zarf çekti ve açıp okumaya başladı. Gereksiz gördüğü yerleri geçip sadece galeri adresini, geri dönüş numarasını ve başlama saatini not aldı.
Kişisel stüdyosunda saatlerini harcadıktan sonra dönüş yolunda olan tuna evine yaklaşırken arabayı hemen durdurdu çünkü karşısında çok can sıkıcı bir manzara vardı. Evinin önü gazete ve magazinci kaynıyordu. Anlaşılan ne kadar kaçarsa kaçsın medyadan kurtulamayacaktı. Fark edilmeden arabanın yönünü değiştirdi. Neden kimse anlamıyordu ki? İlgi sevmezdi o sadece resim yapmak ve bunu sanatını dünya ile paylaşmak istiyordu.
Merkezden biraz uzakta bir otele yerleşti anlaşılan yine taşınması gerekecekti. Aslında bundan kurtulmak kolaydı eserleri için pek çok kişi yüksek Mevlalarda ödeme yapıyordu lüks bir sitede bir villa alabilirdi ama bu seferde sitedeki gösteriş meraklısı zenginlerden rahat edemeyeceğini biliyordu o yüzden genellikle böyle memur kesimin yoğunlukta olduğu mahallelerden ev almayı tercih ediyordu. Çocukken yeterince sahte insanla aynı ortamda kalmıştı zaten.
Tuna artık gerçek bir şeyler istiyordu gerçek sevinçler, gerçek hüzünler, gerçek anlar ve kulağa imkansız gelse de gerçek aşkın ne olduğunu bilmek istiyordu. Belki kendi başına asla gelemeyecekti ama bu koca dünyada en azından bir kişinin gerçek aşkı bulduğuna şahit olmak ve o anı resmetmek istiyordu.
Rahatlatıcı bir duş aldıktan sonra üstünü giyinip yatağına geçti ve eline telefonunu alıp not aldığı numarayı aradı tuna. Telefon üçüncü çalışta açılınca hoş bir kadın sesi karşıladı onu "Genç Yetenekler Resim Galerisi ben Defne Yılmaz, nasıl yardımcı olabilirim?" demek şanslı zarfın sahibi bu galeriymiş diye içinden geçirdi "merhaba, ben Tuna Soykan ve sanat haftası için düzenlediğiniz etkinliğe katılmayı kabul ettiğimi bildirmek için aramıştım. Yalnız sadece 1 saat için katılabilirim"
Daha fazlasına tahammül edemeyeceğini çok iyi biliyordu."Pekala , o zaman iyi günler hanımefendi" dedi ve telefonu kapattı.
Tuna bilmiyordu ama rastgele seçtiği o galeri daveti hayatını hiç ummadığı bir şekilde değiştirecekti.Bu sırada telefonun öbür ucundaki Defne olanlara inanamıyordu. Galerinin sahibi olan arkadaşına kimin geleceğini söylemek için yerinden hızlıca doğruldu ama gözü bir anlık kararınca masaya tutunmak zorunda kaldı. Kısıtlı zamanının kaldığının farkındaydı yinede umut etmek istiyordu. Belki hayat ona üçüncü defa gülerdi.
Defne, yüzünde hafif bir gülümseme ile arkadaşı Nüket'in çalışma odasına girdi. "Nüket tahmin et sanat haftası için galerimize kim geliyor?" Nüket kafasını bilgisayarından kaldırdı ve heyecandan yerinde duramayan arkadaşına odaklandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4.RENK
Romancekaderin ilginç bir işleyişi vardır. istediğimizi değil, ihtiyacımız olanı karşımıza çıkarır fakat insalar nadiren bunu fark eder. eğer gerçek bir şeyler arıyorsanız tebrikler; size hem mutluluk hem acı hem de umudu hissettirecek bir hikaye buldunuz...