SRB-17

632 52 52
                                    

Selam kızlar, herşeyden önce bugün biricik okuyucularımdan @blue-freedom ' un doğum günüymüş, hadi onun doğum gününü kutlayalıım! RENK okuyucuları olarak :) Doğum günün kutlu olsun canımın içi, iyiki RENK ailesinden biri olmuşsun, hayatında hep mavi ve beyazlar olsun siyah yer almasın :) Seni seviyorum, iyiki doğdun!

---

Mutfakta domatesleri rendeleyen anneme baktım.

''Anne?''

''Efendim hayatım?''

''Sana birşey sorabilir miyim?'' Elindeki domatesleri bırakıp bana döndü.

''Tabiki.'' Dudaklarımı yaladım.

''Selin Başar kim?'' gözleri yere indi. Bir müddet öylece durdu. Ardından arkadan babamın sesi duyuldu:

''Selin Başar, benim yakışıklılığımla gözünü kör ettiğim kızlardan biriydi lise zamanımda. Annenle az kavga etmediler benim için.'' dedi, ve göz kırptı. Annem elindeki domates ve rendeyi hışımla bıraktı ve bize döndü:

''Ya, şu sarı saçlarını elime doladığım zamandan bahsediyorsan evet, ama kavga olması için onunda beni dövmesi lazımdı. Ki, o dövmedi. Dövdürdü. Çünkü korkağın tekiydi. Bizimle ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sonunda kazanan Ekin ve ben olduk. Aşkımız oldu.'' dedi gülümseyip.

''Peki sen nerden çıkardın bu konuyu?'' diye sordu babam.

''Bir arkadaşımın annesi.''

''Selin evlenmiş mi?'' diye sordu.

''Sanane Ekin.''

''Banane tabi hayatım.''

''Seni ilgilendirmez.''

''İlgilendirmez komutanım!'' dedi babam anneme asker selamı verirken. Onlara gülümserken odama çıktım.

---

''Bugün çalışmalar var yine. Yılmama ramak kaldı Mira. Atıcam kendimi bi yerlere.'' dedi Beste.

''İlk başlarda öyle demiyordun ama?''

''İlk başlarda Kerem vardı çünkü. Şimdi yok.'' dedi. Doğruydu. Beste sırf Kerem için müzik kulübüne gitmişti. Ardından Kerem okuldan ayrılmıştı. Okulun kapısına yaklaşırken tanıdık o yüzü durmamla durdum.

''Senin burda ne işin var?''

''Sana da merhaba Mira.''

''Afedersin. Şaşırdım sadece.''

''Artık orada oturamayacağım sanırım. Buralarda kendime ev bakıyordum da, belki yardımcı olursun diye düşündüm.''

''Pekala, Çağdaş. Bunu okuldan sonra konuşsak olur mu?'' Numaralarımızı aldıktan sonra Beste'yle okula girdik.

''Hey Mira! Burdayız!'' Gülümseyerek Sena ve Yağmur'un yanına ilerledim.

''Nasıl gidiyor?''

''Güzel, senin?''

''Standart işte.'' dedim gülümseyerek.

''Çıkışta birşeyler yapalım mı?'' diye sordu Yağmur.

''Çok isterdim ama bir arkadaşımla ufak bir işimiz var. Ev bakıcaz kiralık.''

''Sakıncası yoksa bizde gelelim, hem yardım ederiz size.'' dedi Sena. Başımla onayladım.Sınıfa girdiğimizde Kuzey'i görmemle boynuna sarıldım.

''Özlettin.'' dedi.

''Sende öyle.'' dedim gülümseyerek. Ardından bize bön bön bakan Defne, Sena ve Yağmur' baktık. Hepsi aynı anda gözlerini devirmişti. Kıkırdadım. Kuzey'e Çağdaş'ın geldiğini ve durumu anlattım.

''Tamam siz kızlarla halledin benim çıkışta bir işim var.''

''Ne işin var?''

''Gereksiz birşey.'' dedi Kuzey. Uzatmadım. Yaklaşık 7 saat sıkıcı ders sonra Çağdaş'a okul kapısına gelmesi için mesaj attım. Kızlarla beraber okul çıkışında Çağdaş'ı bekledik. Geldiğinde yavaş yavaş yürümeye başladık.

''Ee, anlat bakalım.'' dedim.

''Onları benim ihbar ettiğimi öğrenmişler. Mahalledeki bir iki arkadaşı haberi almış, beni arıyormuş her yerde. Artık evde kalmam imkansız yani. O yüzden buralarda ev kiralamayı düşündüm. Hem çalışıp hem okuyacağım.'' dedi Çağdaş.

''Benim yüzümden.'' dedim.

''Hayır seninle bir alakası yok. Kim olsa aynı şeyi yapardım. Pişman da değilim Mira, gerçekten.''

''Tamam ya, sana en ucuzundan güzel bir ev bulacağımıza emin olabilirsin Çağdaş. Ben Sena bu arada.''

Çağdaş gülümsedi. ''Memnun oldum Sena.''

''Bende Yağmur.'' dedi Yağmur'da.

''Bende Beste.''

''Memnun oldum kızlar, ama hadi artık başlayalım. Gece sokakta yatmak istemiyorum.'' dedi Çağdaş. Gülsem mi ağlasam mı bilememiştim. Tabiki sokakta yatmasına izin vermezdim.

Bütün gün, ev aramakla uğraşmıştık. Ama bulduğumuz evler ya yıkık döküktü yada çok pahalıydı.

''Bu gece bizde kalıyorsun Çağdaş.'' dedim.

''Aslında bizde de kalabilir. Annemler yoklar. Ev boş.'' dedi Sena.

''Mira, sanırım az önce arkadaşın beni eve atabileceğini söyledi.'' dedi. Kahkaha atarken:

''İstediğin de kalabilirsin.'' dedim.

''Senin şimdi annenle babana rahatsızlık vermek istemem. En iyisi Sena'larda kalayım.'' dedi, bana göz kırparak. Gülümsedim.

''Ya gerçekten, acayip susadım. Şurda oturup birşeyler içelim mi?'' dedi Beste. Hepimiz onayladıktan sonra yakınlardaki bir kafeye girdik.

Gözlerim boş bir masa ararken, görmesini istemeyeceğim en son şeyi gördü. Zeynep ve Kuzey'i el ele kafede görmek.

---

Kuzey ve Mira ilişkisi pek içime sinmedi açıkçası. Bunun için hikayenin kurgusunu değiştirebilirim. Bu arada, aranızda hala 4. kitap isteyen var mı? :)


RENK Serisi 3- Saflığın Rengi BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin