"Tamam bakın parası neyse vereceğim." dedi adam elindeki Starbucks'tan aldığı o havalı kahve kaplarından birini kavrarken.
"Farkındasınız değil mi?" dedim kızarak. "Arabama çarptınız!" Arka tamponum tamamiyle yok olmuş gibiydi.
"Bakın bayan bir görüşmeye yetiş-"
"Beni ilgilendirmiyor!Tamam mı?" dedim bağırarak. Etrafta oluşan trafik ve kornalar umurumda değildi. "Ne sikime giderseniz gidin! Biraz dikkat edemez misiniz?"
Hala nezaketimi korurken adamın üstüne atlamamak için kendimi zor tutuyordum. Annem beni gebertecekti. Bu hafta alışveriş sırası bendeydi ve arabayı almak için yalvarmıştım.
Şimdi ise arabayı göt gibi yapıp yeniden eve götürecektim. Eminim annem kellemin etrafında dans edip kafasız bedenimi izlemesi için başımı karşısına koyacaktı.
"Bak velet, parasını vereceğimi söyledim ." elini cebine attığında yumruğumu sıktım.
"Seni lanet ola-"
"Rae?" tanıdık ses kornalar arasında yankılandığında adamın arkasından bana bakan Justin'i gördüm.
Aman Tanrı'm.
Onun burada ne işi vardı ki?
Bugün annesinin yanına gidecektik ama , daha sabahın körüydü.
Gözlerim onu süzdü.
Fazla çekiciydi. Nefes alamıyordum sanırım. Beyaz tişörtünün üstüne gri bir süveter giymişti ve tatil günlerinde bile benim aksime tarz olduğunu belli ediyordu.
Benim üstümde ise dizimin üstünde biten bir tayt ve üstünde gülücük yollayan ayıcıklar olan bir tunik vardı.
Kesinlikle paçalarımdan rezillik akıyordu.
Hatta rezillikte son demi kaynatmıştım.
İsmim Rezil Rae olmalıydı.
"Justin?" dedim anında. Şaşkınlık okunan sesim adamın arkasını dönmesini sağladı.
"Ne oldu burada?" dedi kaşlarını çatarak. Elleri ceplerinde ilerlerken yutkunup nefes almam o kadar zorlaşıyordu.
"Bayım, kız kardeşinizin arabasına yaptığım şey için özür dilerim ama bir kazaydı. Ona da dediğim gibi parasını öd-" Justin'in şaşkın sesi adamın sözünü kesti .
"Kız kardeşim?"Kaşları yukarı doğru kalkıyordu. Ve bu durum beni de şaşırtmıştı. Yani Justin'den genç göründüğümden değil.
Genç göründüğüm için.
"Bana bak adamım. Şimdiden canımı sıktın." Elini cebinden çıkarırken bana attığı kaçamak bakıştan kalbim durdu ve dudaklarımı ıslattım.
Nemli gibi görünen saçlarını geriye doğru attığında elimi kalbime götürdüm ve derin nefesler aldım. Kesinlikle atışları dışarıdan bile duyuluyordu.
"Kızdan özür dile ve parayı verip, kaybol."
"Bana emir verebileceğinizi sanm-"
"Kes." dedi Justin bir an da. Bu neden beni korkuturken hoşuma da gidiyordu?
Yani okuduğum kitaplarda çocuk kızı koruyordu ve bu beni heyecanlandırıyordu.Şimdi ise o sahneleri yaşıyor gibi olmuştum.
Kısmen.
"Justin ben hallederim." diye fısıldayıp kolunu kavradığımda omuz üstünden bana baktı. Göz bebeklerinin büyümüş olduğunu fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unanswered(Justin Bieber FanFiction)
FanficOnu seviyordum. O ise başkasını. Ya da başkalarını.. "Parfümünü mü değiştirdin Raechel? Kokun daha çekici."