Yol sırasında pek konuşmadık. Alex beni başka bir yere götürebileceğini söyledi ama ben "Bugünlük bu kadar aksiyon yeter." dedim. Bir kaç kez daha özür diledi. Sonrasında radyoyu açtı. Green Day - 21 Guns çalıyordu. Favori şarkılarımdan biriydi. Sessizce eşlik ettim. Yine de Alex sesimin güzel olduğuyla ilgili bir şeyler söyledi.
Evimin önünde arabayı durdurdu. Aşağı indik birlikte. Yanıma geldi. Teşekkür edip gitmeyi planlıyordum. Ama o konuşmaya başladı tam karşımda. "Liana.. Biliyorum bu akşam berbattı. Yine de şunu söylemeliyim ki sen çok güzeldin."
Bu çocuk bana yavşıyor mu? Dur bir dakika şu an yanağıma dokundu. Yüzünü yaklaştırıyor. Noluyor lan!?
Ellerimle göğsünü iterken "Yavaş gel Alex!" diye bağırdım.
Geri çekilerek ellerini saçlarından geçirdi. "Üzgünüm. Ben.. Ben bir an kendimi tutamadım."
Utanmış duruyordu. Veya biraz kırılmış. Az önce onu reddettin nasıl durmasını bekliyorsun??
Kendimi suçlu hissetmiştim. "Alex, sen iyi birisin ama şu an bir ilişkiye hazır olduğumu sanmıyorum."
"Anlıyorum. Gitsem iyi olacak." diyerek sürücü koltuğuna ilerledi.
"İyi geceler." dedim ve evin kapısına doğru yürüdüm. Arkama bakmadım ama arabanın sesinden gittiğini anlamıştım.
Çantamdan anahtarlarımı çıkarıp kapıyı açtığımla içeriden gelen kahkaha seslerini duymam bir oldu. Annemin gürültülü kahkası tüm evi dolduruyordu. Çok geçmeden sesini de duydum.
"Alemsin Louis!! Hahahaha!"
Louis? Neler dönüyor burada. Annem kendine sevgili falan mı yapmıştı?
"Sizin kadar olmasın Bayan Montane!" dedi nefret ettiğim ses.
Louis, Tomlinson olan mıydı?? Hadi ama bence bu kadar aksiyon yeterliydi bu akşam için..
Kapıyı kapatırken annem içeriden "Liana? Sen misin hayatım?" diye sordu.
"Evet." dedim ayakkabılarımı fırlatırken.
"Parti erken mi bitti?" diye sordu sırıtırken ukala Tomlinson.
Dur bir dakika? O benim partide olduğumu nasıl biliyor?
. . .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tiptoe. // tomlinson
Short StoryPaçalarımı sıvadım ve Peşindeyim. . . __________________ ©styloves, Nisan 2015 ©Tüm Hakları Saklıdır.