Tarih: 23 Nisan 2011
- Of anne. Beş dakika daha. Hem bak bugün 23 Nisan. Lütfen. Bugün okulun kutlamalarına gitmek zorundamıyım.
- Evet Arya bugün o okula gidilecek. Kalk hazırlan. Formanı giy. Gel yanıma saçlarını yapayım.
- Tamam anne. Zaten uykumda kaçtı.
- Hadi birtanem servisi kaçıracaksın. Yemeğini de hazırladım.
Bugün içimde tuhaf bir his var. İçimden bugünün çok farklı olacağı bir his var. Nasıl bu hisse kapıldığımı bilmiyorum. Ama altıncı hissime güveniyorum.
- Hadi tatlım servisin geldi.
- Geldim anne. Şimdi çıkıyorum. Ve çıktım.
Servise binerken gözüm Eymen'e kaydı. Yine mi uyuyordu bu çocuk. Bu rahatlığı öldürecek beni. Yani bir insan nasıl bu kadar uyuyabilir ki. Ama şunu itiraf etmeliyim ki çok tatlı uyuyor. Dikkatimi onun üzerinden çekip yerime oturdum. Sırayla herkesi evinden aldık. Sırada Cihan ve kardeşi vardı. Her zamanki gibi yine geç kalmışlardı. Cihan yanıma geldiğinde ona günaydın dedim.
- Günaydın Cihan.
- Günaydın Arya.
- Bugün nasılsın?
- İyiyim sen ?
- Bende iyiyim. Sen de mi zorla okula gidenlerdesin.
- Evet. Ne yapalım katlanacağız bir gün. Eymen yine mi uyuyor.
- Evet. Eymeeeennn uyan artık okula geldik.
- Bi uyutmadınız ya. Ne var Arya ne var. Yine ne oldu.
- Kıyamet koptu haberin yok.
- Hahahaha çok komik. Gerçekten çok güldüm.
- Eymen Arya bu sefer haklı.
- Sa ol Cihan. Sen de olmasan.
- Bir şey değil. Yeter bir sabah da seni uyanık görelim.
- Okula geldik. Dışarda tartışmaya devam edersiniz beyler.
Ben sınıfa geldiğimde zaten çoğu kişi gelmişti. Bugün tören olduğu için ders işlemeyecektik. Zil çaldığı için bahçeye indik. Törenler çok sıkıcıydı. İlk önce konuşmalar yapıldı. Kısa bir aradan sonra şiirler okundu. Öğle yemeği vakti gelmişti. Bu yüzden ara verildi. Herkes yemeğini yedikten sonra gösteriler sunulmaya başladı. Ben biraz sıkılmıştım. Servislerin olduğu kısma gitmiştim. Gördüğüm manzara karşısında şaşırmış değildim. Tek sıkılan ben değilmişim. Servise bindiğim sırada Cihan ve kardeşi geldi.
- Öne oturalım mı Arya?
- Peki. Oturalım.
Biz çantalarımızı yerleştirirken Cihanın kardeşini arkadaşları çağırdı. Yalnız kalmıştık. Sohbet ediyorduk. Birden
- Sence ben yakışıklımıyım?
Donup kalmıştım. Böyle bir soru beklemiyordum.
Yani. Ben şimdi ne diyebilirim. Ne bileyim. Gevelemiştim anlayacağınız. O da heralde halimden anlamış bir tavırla neyse boşver dedi. Ben konuşamıyordum. Zil çalınca herkes servislerine bindi. Eve dönüyorduk. Cihan yol boyunca hiç konuşmadı. Tabi ben de öyle. Eve geldiğimde çok yorgundum. Odama çıkıp biraz uzandım. Duvarları izleyip bugün Cihanın neden öyle bir soru sorduğunu düşünüyordum. Aklımdan bir türlü uzaklaştıramadım bu düşünceleri.
İşte günlüğüm ben böyle bir günde aşık oldum. Ama aşık olduğumu çok sonradan farkettim. Belki biraz geç oldu ama aşık olduğumu kendime itiraf ettim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVERDİM
De TodoAşkın birçok tanımı vardır. Ama biz insanlar bu tanımlardan hangisini yaşamak istersek onu seçeriz. Ben sadece mutlu olmayı, aşık olmayı, sevdiğim insan için üzülmeyi, korkmayı seçmek istiyorum. Ben onu görene kadar yaşadığımı zannederdim. Onu gördü...