on sekiz

26 3 109
                                    

"Bula bula onu mu buldun?" diyen Ecem'e bakıp omuz silktim. Bula bula onu bulmuştum, evet.

Cevap vermememe rağmen Ecem devam etti. "Çok çirkin. Bence olmazsınız siz." Tipine ettiği laf umrumda değildi ama benim yanımda yaşamak istediğim bir ilişki hakkında böyle konuşma hakkını nereden bulduğunu anlamıyordum.

"Ecem sana fikrini sordum mu?" Sert çıkışmış olabilirdim, umrumda değildi. Olayların iç yüzünü bilmeden benim hakkımda söylediklerine sayabilirdi. Son zamanlarda Ecem'den güzel bir enerji almıyordum. Geçen sene grup içinde çok daha yakındık ama bu sene her bir hareketinin benim hareketlerimin kopyası olduğunu fark ediyordum. Belki de benim kuruntumdu bilmiyordum ama bu sıralar ona eskisi gibi yakın davranamıyordum.

"Tamam bir şey demedim." dediğinde meyve suyumdan içtim ve cevap vermedim.

Ortamı yumuşatmak için Gülce lafa girdi. "Bebeğim o biraz Kızılcık Şerbeti Fatih gibi ya." dediğinde gülmemeye çalıştım. "Ama yine de çok iyi olursunuz. Biraz çirkin ama özgüvenli. Hem sen onu toparlarsın."

Beğenmek zorunda değillerdi, ben beğensem yeterdi.

"Nazlı," dedim. "Senin doğum gününü nerede kutluyoruz?"

"Ben yeşil lens takacağım sanırım." diyen Ecem'e ters bir bakış attım. Farklı bir konu konuşulurken hep araya girip kendinden bahsetmesi bıktırmıştı. Bir şey söylememiştim ama bakışlarımdan anlamıştı.

"Ya nerede kutlarız bilmiyorum ama Sedef de gelmek istedi. Sizin için sorun olmazsa gelsin mi?" Sedef'le çok fazla konuşmuyordum ama geçen sene içinde bulunduğu gruptaki herkesin arkasından konuştuğunu biliyordum. Bu yüzden genellikle kimsenin arkadaş olarak tercih edeceği biri değildi.

"Bilmiyorum," dedim. "Senin doğum günün, kimlerin geleceğine biz karar veremeyiz. İstiyorsan çağır ama onun yanında çok fazla özel konulara girmeyin."

"Ben o kızı hiç sevmiyorum ya." diyen Selim'in neden sevmediğini biliyordum. Selim'in geçen seneki sevgilisiyle ayrılmasına neden olmuştu. Bunu da Selim hakkında bilip bilmeden konuşarak yapmıştı.

Benim açımdan sıkıntı yoktu, onun arkamdan konuşmasına izin verecek kadar yakın olmazdım. Konuşsa da umrumda olmazdı.

Çoğumuz memnun olmasak da Sedef'in gelmesinde çok büyük bir problem görmemiştik. Yer olarak da ortak bir yerde buluşup kafamız nereye eserse oraya gitme kararı almıştık.

"Eftalya." Adımı söyleyen tanıdık sesle göz devirdim. "Bir gelsene."

Uğur'un kelime dağarcığı adımdan ve beni çağırabileceği her kelimeden oluşuyordu. Ben artık bu çocuğun hayatımda olmasından da sürekli beni çağıracak cesareti bulmasından da bıkmıştım.

Ayağa kalktım son kez söyleyeceklerini dinlemek için. "Senin gerginliğinden bittim ben artık, yeter ya."

"Benden nefret ediyormuşsun gibi konuşuyorsun." Hadi ya.

"Ediyorum çünkü." Bunu beklemiyordu. "Uğur sen tekrardan olacağımız ihtimaline her seferinde bir şekilde inanıyor olabilirsin ama öyle bir şey olmayacak. Artık kabullen. Umarım bundan sonra daha sağlıklı ilişkiler yaparsın." Konuşmasına izin vermeden reddetmiştim çünkü bundan cesaret aldığını fark etmiştim.

--

benim ayda bir gelip tekrar yok olmam saka mi

sen ve yıldız - textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin