14 2 0
                                    

Bangchan'ın yanımıza geldiğini gören San konuşmayı kesti. Chan yanımda durduğunda bize selam verdi. San beklemediğim bir imayla "Günaydın Chan hyung." San'ın ses tonunu ilk defa bu kadar tehtidkâr duymuştum. Onun bu hareketi beni şaşırtırken Chan ona sadece bakmakla yetindi.

Tam bende selam verecekken Chan, San'ı yanına çekip kulağına bir şey dedi. Ne dediğini duyamasamda işler iyice geriliyordu. "Chan hyung bu seni hiç ama hiç alakadar etmez."San tam olarak Chan'ın gözlerinin içine bakıyordu. Chan onu yakasından tuttu ve tam o sırada kapı açıldı.

"Beyler noluyo ya bu sizin aranızdaki gerginlik ne?"diyerek içeri giren Woobin hocamız ortamdaki gerginliğin kısa süreli olsada durulmasını sağlamıştı. "Yok birşey hocam şakalaşıyorduk sadece."diyerek konuyu geçiştirdi Chan hyung.

"Peki o zaman yerlerinize geçin."ders çok güzel geçmemişti benim için. San'a her baktığımda Chan'a kinle bakıyordu Chan'da ondan farksızdı gerçi. Onların arasındaki bu soruna karışmalı mıydım bilmiyorum ama karışmazsam işler kötüye gidecekti.

Ders bitmişti ve Chan bizden önce çıkmıştı. Onun çıktığını gören San onun peşinden gidip beni iyice meraklandırdı. Ben fark edilmeden onları izlemeye çalıştım Chan tuvalete gidiyordu San'da onu takip ediyordu. Tuvalete gittiklerinde onları kapıdan dinledim evet biliyorum bu kötü bir şey ama araları kötüyken onları yalnız bırakırsam biri ölebilir.

"Çok dikkatsizsin San senin bu kadar aptal olduğunu bilmiyordum."diyordu Chan muhtemelen henüz dövüşmüyorlardı ama her an olabilirdi. "Aptal olan ben değilim sensin Chan."San gittikçe sinirleniyordu bu ses tonundan bile belli oluyordu.

"Vay San dün seni nazik bir dille uyardım ama bakıyorum ders almamışsın daha iyi bir ders vermem gerekecek sanırım hm?"yani dün San'ı döven bir başkası değil bana bu yalanı söyleyen kişinin ta kendisiydi. Biri birine tokat attı ve o an artık olayın arasına girmem gerektiğini anladım.

"Durun! Noluyor ya?" diyerek içeri girdim ikisininde bakışları bana döndü tokat yiyen kişi beklemediğim bir şekilde Chan'dı. San ona tokat attıktan sonra onu yakasından tutmuştu Chan. "Hyunjin bu işe karışma seni alakadar etmiyor."dedi Chan. Onun sesi onunla tanıştığımdan beri ilk defa bu kadar sinirli geliyordu.

San bakışlarını benden ayırıp Chan'a döndürdü. Bir anda Chan'a kafa attı. Chan onu bırakınca durmak bilmeyen San, birde onu itti. "Ya siz salak mısınız amına koyayım size noluyor dedim ve cevap istiyorum!"bunu kendimden beklemiyordum ama gerekliydi.

Birbirlerinden uzaklaştılar. "Bu karşındaki orospu çocuğu var ya işte buydu dün beni bu hale getiren. Üstelik hiçbir sebebi de yokken."Chan San'ın ona küfretmesine belli ki çok sinirlenmişti ben konuşmasam bu sefer o kafa atacaktı.

"San şu iğrenç tavrını değiştir Chan sende." ikiside sebepsizce tartışıyordu  yani tamam sebepleri vardı evet ama bu kadar büyümesi gereken bir konu değildi. "Neler olduğunu biri bana anlatsın hemen." ikiside cevap vermedi. "Cevap verin lan!"dedim bağırarak Chan yüzüme bakmadan konuyu anlatmaya karar verdi.

"Bak dün ben bundan senin numaranı istedim ya biz biraz konuştuk sonra ben bunların yanına bara gittim bu çok sarhoşmuş sözde ben inanmıyorum ama içinden ne geldiyse bana küfretti dövme sebebim bu ama onun bana küfretmesi için bir sebebi yok." son kısmı özellikle San'a bakarak söylemişti.

San bunu neden yapmıştı ki. "Seninle bir sorunum yok olsaydı küfürle yetinmezdim zaten."diyerek ateşe körükle giden San'ı durdurmam gerektiğini anladım ikisinide kollarından tuttum ve çekiştirmeye başladım tuvaletten çıktık. Sonra terasa gittik. Onları buraya getirmemin sebebi belki temiz hava biraz rahatlamalarını sağlar diyeydi.

"Bakın bir daha boş konulardan dolayı kavga ederseniz siz ölümüne dövüşürken ben sizi gülerek izlerim tamam mı? Bir daha sakın." dedim. Onlar biraz daha sakin görünürlerken "Üzgünüm hyung sana küfretmemeliydim sanırım."dedi bıkkın bir şekilde nefes verirken.

Chan da aynı şekilde özür dilemeliydi ondan karşılık bekleyen San gözlerini devirdi ve bana baktı Chan bana baktığında özür dilemeye karar vermiş gibiydi. "Bende üzgünüm sana vurmamalıydım."dedi gözleri bana bakarken. "Hadi sarılın barışın."dedim onlar hareket etmeyince onların zorla da olsa sarılmalarını sağladım.

Ben gülmeye başlayınca onlar da gülmeye başladı. Sonrasında binaya geri girdik. İlk dersler biraz sorunlu geçsede son derslere doğru normale döndüler. Son dersle beraber bugün 5 blok dersimiz vardı açıkçası baya yorucuydu.

Onlara yemek yemeyi teklif ettim onlar da kabul etti. Yemekleri aldıktan sonra bir masaya geçtik. Yine ortamda bir sessizlik vardı. Ama bu sefer nasılsa öyle kalsın dedim ve ses çıkarmadım.

Yemekleri bitirdik. Rastgele saçma sapan konulardan bahsetmeye başladık konu konuyu açarken San bara gitme teklifi sundu Chan kabul edince San'ın ısrarı sonucunda bende kabul etmek zorunda kaldım. Chan'ın arabası, San'ın da motoru vardı ve kiminle gideceğimde az kalsın kavga konusu olacaktı.

Ben hepimizin arabaya binmesi gerektiğini düşündüğümü söyledim ve hep beraber arabayla gitmeye karar verdik. Arabada San'ın yaptığı saçma olsada komik olan şakaları saolsun bol komedili bir yolculuk yaptık. Ben gülerken arasıra gözüm Chan'a takılı kalıyordu çünkü gülüşü çok güzeldi ve baktıkça bakasım geliyordu.

Yaklaşık 40 dakika sonra bara vardık. Barmene içeceklerimizi söyleyip beklemeye başladık. San daha  bardaki ilk 5 dakikada bir şişe bira bitirdi. Bu gidişle bir saate kalmadan sarhoş olacaktı.

Herkes çok eğleniyordu ben hariç bu bar benim için özeldi çünkü ilk defa eski sevgilimle gelmiştim buraya. Onu düşünmek beni zaten üzerken anılarımız aklıma geldikçe daha da kötü oluyordum. "Ben gidip sigara içeceğim gelecek misiniz?"dedim Chan'la San'a ama onlar reddetti.

Ben dışarda sigaramı içerken bir anda yanıma biri geldi. "Selam. Ben Felix."diyerek yanıma geldi. Çok iri yapılı olmayan biriydi bu ama sesi yüzünün tatlılığının aksine baya kalın geliyordu. "Selam bende Hyunjin."dedim şaşırmış gibi duruyordu.

"Hwang Hyunjin mi ?"diye sordu başımı salladım sanki inanamıyormuş gibi. "Aman tanrım beni hatırladın mı liseden Lee Yongbok ben." Lee Felix benim lisede yakın arkadaşlarımdan biriydi ama onu tanıyamayacağım kadar değişmişti. Tam adını söylemese tanıyamayabilirdim. Yanımıza biri daha geldi geldiğinde beni süzdü ve Felix'in omzuna kolunu attı.

"Bu kim lix?"dedi yanına gelen adam. "O benim lise arkadaşım Jisung  bu Hyunjin, Hyunjin bu Jisung."diyerek bizi tanıştırdı el sıkıştık. "Tanıştığıma memnun oldum Hyunjin değil mi? Neyse aşkım ben seni arabada bekliyorum."dedi Jisung ve Felix'i bana bakarak öptü. Sanki sevgilisine yavşamışım gibi davranmıştı. Felix de veda edip gitti.

Ben içeri geri döndüm. San'ı Chan'a yaslanmış ayakta durmaya çalışırken gördüm.

"Ah Hyunjin yardım et bana taşıyamıyorum bunu iyice sarhoş oldu bu."diyerek benden yardım istedi. Bende San'ın bir kolunun altına girerek Chan ile beraber onu arabaya taşıdık.

Yurda giderken, San şarkı söylüyordu sarhoş olması bir yana bağırarak söylüyordu sağır olacağımı sandım. Biz yurda doğru giderken arabada uyuya kalmışım.










________________________________



Bölüm biraz gecikti kusura bakmayınn düzenleyice uzun sürdü yayınlamam


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Trust Fall ~Hyunchan~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin