Lanet olsun.
Şunca saattir mesajlarıma ve aramalarıma asla cevap vermemişti. Önemli bir işinin olduğunu söylemişti fakat aramalarıma cevap vermeyecek kadar önemli bir iş miydi?
Evleneli 2 ay oluyordu. Ve bu zamandan beri rahatça yatağa bile giremedik. Her seferinde bir sorun oluşuyordu. Tanrı aşkına, bu benim ahmak şansım mıydı?
Bunları düşünürken kanepede öylesine oturuyor, boktan bir TV programını izliyordum. Şuan kocamın kucağında olmak yerine şu sinir bozucu şeyi izlemek, moralimi yerle bir ediyordu. Yanımdaki çerez tabaklarından biri elimin ters itişi ile yere düştü. Neyse ki, içinde bir şey yoktu ve de kırılacak kadar sert düşürmemiştim.
Son bir defa ellerimi hemen TV önünde olan, hiçbir halta yaramayan telefona uzattım. Telefonu aldığım an kapının zil sesi kulaklarımda yankılandı. Heyecanla olduğum yerden zıplayarak kapıya doğru koştum. Kapıyı açtığımda kapıya yaslanmış ve dengesini kurmakta zorlanmış bir Taehyung ile karşılaştım. Kapıyı açtığım an üzerime devrildi. Kollarım ile onu dengede tutmaya çalıştım fakat nafileydi. Vücudu benim yapıma göre oldukça büyüktü ve tutamıyordum.
"Taehyung içtin mi sen?" Onu yatağa doğru sürüklemeye başladım. Dudaklarını konuşmak için araladı fakat vazgeçti. Daha sonra hemen toparlanarak tekrar cümle kurmaya çalıştı. "Namjoon zorladı. İçmeyecektim." Dudaklarından dökülen sözcükler uzun aralıklı ve yamuk yumuktu.
Sözlerinin ardından yatağa yatırdım. Bir anda boynumu dudaklarına yaklaştırdı. Nefesini boynumda hissederek neye uğradığımı şaşırdım. Evli olabilirdik ama hiç bir zaman tensel bir temas sergilememişti. Nefesi ile ürktüm. Geri çekildim çünkü Taehyung'un nefesi bile alt taraflarımın hareketlenmesine neden oluyordu.
"Taehyung yapma, nefesin kokuyor." Saçma bir bahane ortaya atmıştım.
"Umrumda değil." Dediklerinin karşısında dengesini toparlayarak pantolonunu çıkardı. Bu denli önümde soyunmazdı. Umarım ayıkken bu halinden utanmaz ya da pişman olmazdı.
"Biliyor musun?" Dedi gözlerime doğru bakarak. Gömleğini ilikledi. Kemikli elleri beni yeterince yükseltiyordu zaten. "Neyi?" Sesim çok zayıf ve aciz çıkmıştı. Korkuyor gibi çıkan sesimden sonra dudaklarına bir sarhoş gülümsemesi döküldü.
"Sen uyurken..." Dedi yavaşça. Devamını getirmek için hızlanmadı. Gömleğini çıkardı. Ben ise yatağın ucunda bu adamı izliyordum. "Seni izliyorum, sabaha kadar." Sözlerinin ardından yarı çıplak bi şekilde dudaklarıma dudaklarını bastırdı.
Dudaklarında ki sıcak nem ve iğrenç içki kokusu tenime geçmişti. Nefesi dudaklarımın üstüne doğru gelirken titremeye başladım. Bir eliyle belimi tuttu ve beni kendine doğru kavradı. Artık ayık gibi olmuştu çünkü yaptığı her hareket ciddiydi. Dudaklarının arasından dili, dilime doğru yolculuk aldı. Gözlerim kapalı, Taehyung ne yaparsa aynısını yapmaya çalışıyordum. Yavaşça beni yatırdı ve üzerime çıktı. Dudaklarımı ve dilimi öylesine sert bir şekilde emiyordu ki, bir an kanayacak düşüncesine sıyrıldım. Kemikli ellerimi karnımda gezdirdi. Hafif tişörtümü ellerinden sıyırarak tenimi okşamaya başladı. Gözlerim açılmamak için kendiyle yarışıyordu. Kıyafetlerimi öpüşme sırasında çıkardı.
Dudaklarımı öpmeyi bıraktı ve boynumu emmeye başladı. Geniş omuzlarına ellerimi koydum. Ne kadar emiyorsa o kadar beni kendine çekiyordu. Anın mayoşluğu ile kulağına kontrolsüzce inlemeye başladım. İnlediğim anlar için daha da dilini sert vuruyordu.
Daha sonra boxer'ımın açıldığını hissettim. Bir el yavaşça penisimi kavradı. Gözlerim kayıp gitti o an için. İnlemeye başladım. Boxer'ım bedenimden ayrıldı ve yere düştü. Taehyung hızlıca penisini deliğime değdirdi. Değdirdiği gibi belim yay gibi gerildi. Bu hareketime sinsice güldü. Diliyle ıslattığı parmaklarını deliğime geçirmeye başladı.
"Ahh, yavaş!" Bir daha yeni bir parmak eklenince çığlık atarcasına inliyordum. Girdiği iki parmağını deliğimin içinde makas gibi açıp genişletti. Deliğim şiddetli bir şekilde sızlıyor ve yanıyordu. Kasıldığım her an içinde küfür yiyordum. Ve sonunda penisini deliğime sürdü. Ardından elimi tuttu ve kendini bana doğru itti. İttiği an nefessiz kaldım.
"Taehyung, çıkar!" Dediğim kelimeler pekte sikinde olmadı ve devam etti. Her bana doğru itildiğinde nefessiz kalıyordum. Sıkıca omuzunu tuttum ve uzun tırnaklarımı her acıda tenine batırdım. Görünüşe bakılırsa omuzları tırnak izleri ile doluydu.
"Bebeğim, lütfen biraz bacaklarını arala."
Taehyung'un kalın organı benim içinde oldukça zor anlar yaşıyordu. Kasıp durduğum için daha genişlememişti. Kalın ve damarlı olması beni acıdan kıvrandırıyordu. "Ahh." Sayısız inlemem onun daha da hızlanmasına neden oluyordu.
Hızlıca penisi deliğime girip çıkmaya başladı. Her girip çıkması benim penisimi dikleştiriyordu. Kendime dokunmaya çalıştım fakat izin vermedi. Elleri ile organını kavradı ve hızlıca çekmeye başladı. Ben zevk içinde kıvranırken, beni izliyordu. Sonunda fışkıran menim Taehyung'un yüzüne ve deliğime geldi. Taehyung yüzüne bulaşmış menimi parmak ucuyla alıp yaladı. Güzel nidalar çıkararak tadını belli etmeye çalıştı.
Hızlanmaya başlamıştı ve artık tenlerimizin çarpışması evde yankılanıyordu. Çarpan tenim yanmaya başladı. Yüksek sesli inlemelerim onun hızlanmasında bir numaralı amaçtı.
Sonlara doğru benimle beraber inlemiş ve yeniden o şiddetli öpüşmeye başlatmıştı. Beynim sarsılıyordu neredeyse.Gözlerimi kapatmış, uyanık ve uyku arasındaydım. İçime yayılan sıcak ve inanılmaz bir hisle irkildim. Taehyung sonunda boşalmıştı ve bunu içimde bırakmayı tercih etmişti. Penisini zorlukla çıkararak çekmeye başladı. Boşaldığı itibaren arkasından biraz daha meni geldi. Onlar benim karnımın ve vücudum üzerimde dolaşırken Taehyung'u kendime çekerek öptüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My husband -Taekook- One shot smut
RomanceKocasına yaptığı aramalardan bir cevap alamayan Jungkook, kocasını kapıda sarhoş bir halde bulur. Onu toparlamaya çalışırken kocası onun hiç beklemediği bir hareket yapar. Seme - Taehyung Uke - Jungkook Kısa ve öz.