parçalanırım

29 4 10
                                    

en baştan. tüm kelimelerin, sözlerin en başından. defterlerin bir arkasından bir önünden başlıyorum mesela. her yazdığımda diyorum bu sefer devam edeceğim, bir sayfa boşluk bırakayım. sonra emin olamıyorum en arkasından başlıyorum. hiçbir zaman devam etmiyorum. parçalanırım. herkes gözlerini benden kaçırana kadar parçalandığımı anlamam.

bana bulanık gözlerle bakıyorlar. o gözlerde acı öfke ve hatta hasret dolmuş, taşıyor. ama sevgiyi göremiyorum. kendimi hiçbir gözün yansımasında göremiyorum, hissedemiyorum. gözlerin gölgesine dahi sığınamıyorum, sığmıyorum. yine o bulanık gözlerle bakıyorlar bana. bazen arkamı dönüp bir yerlere sığınmak için çabalarken onlar yine benim en içime bakıyor, tüm parçalandığım yerleri görüyor. parçalanıyorum.

duyduğum tüm sözler göğsümü delip geçiyor sanki. kaşlarım çatılıyor, çenem tir tir titriyor.

sanki bir yere sığındım, fazlayım oraya biliyorum. ama şimdi kalkıp gidersem, kalacak yerim yok.

burası benim dünyam değil. biliyorum. burası kimsenin dünyası değil ama eğer biri size baktığında gözleri gülüyorsa, bu dünya sizindir. o gülüş sizin dünyanızdır. ve eğer siz bu dünyaya aitseniz, birini ölesiye sevmekten korkmazsınız mesela. ben korkuyorum.

kendimi hissedemiyorum, ellerime bakamıyor, gözlerimi kırpmıyorum. sanki herkesi kurtaracağım, tüm dünyanın kaderi ellerimde. ama ben bilmiyorum. ne çabalamayı, ne savaşmayı ne de var olmayı. tüm acılar boynuma yük, sırtıma kambur oluyor sonra. biliyorum, bunca acı benim acımmış gibi davranmak haddime değil. onca insan kimsesizken, yokken, kaybolmuşken var olmamış olmam mühim değil. biliyorum ama yine parçalanıyorum.

silinip gitmeyi düşlüyorum geceleri, sabah uyandığımdaysa kaybolmak kabusum oluyor. bu düşüncemden tiksiniyorum sonra, çabalamamak için bulduğun bahanelerden biri diyorum kendime.

daha tek kez yere düşmemiş biri ben parçalandım diyemez , dememeli.

değiştiler, değiştim. kimin değiştiğini ise anlayamıyorum. ya her şey aynıysa, ya herkes yolun sonuna gelip yeni yollara gitmiş, yüzlerce kez düşmüş, binlerce kez ayağa kalkmışken ben daha korkumdan bir kere bile düşememişsem yere?

yıllar önce yazıp sildiğim tüm o dizeler gözümün önünden gidiyor, güzellikleri, içindeki tüm o hisler. daha henüz parçalanmanın eşiğindeyken haykırılmış satırlar. yıldızlar gibi parıldıyorlar. bazen saatlerce sadece onlara bakmak istiyorum, şimdi silinmiş o şiiri her gün hatırlamayı düşlüyorum.

bir daha hiç öyle haykıramayacağım biliyorum, bir daha hiç öyle var olmayacağımı biliyorum.

boğuluyorum. parçalanmasaydım boğulmazdım. dünyaya katacak bir şeyim var mı diye kendimi yiyip durmazdım o zaman. saf umut, saf sevgi olmuş bakışları, yalnız bana bakan o gözleri görürdüm o zaman. çocukken çok sevdiğim o saksı çiçeğini, en sevdiğim şarkıyı ,o silinen tüm dizeleri görürdüm. herkes varken yalnız bana görünürlerdi, o dünyaya ait olurdum, orada korkmazdım, hep bir sonraki günü düşünüp durmazdım.

yere düşerdim, kalkardım. bazen hiç kalkamaz, yerin en dibinde kalırdım. ama çabalardım, kendime çabalayacak kadar inanırdım.

tut kendini, sık. ağlamayacaksın. göğsünden yaş akıtma. ağlarsan gerçek olacak, senin de gözlerin bulanıklaşacak. düşün dur. düşün. bir gün öyle çok düşüneceksin ki unutacaksın her şeyi, bir daha aklına gelmeyecek. ağlama. ağlarsan gerçek olurmuş.

içine dahi akıtmayacaksın göz yaşlarını. izin vermeyeceksin kendine. kabullenmeyeceksin sana yapılanları. bir zamanlar yalnız sana bakan gözlerin senden kaçtığını unutacaksın. unut. unut.

sık kendini, kırpma gözlerini. yok olmuş parçaların dahi görmeyecekler onları.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ben diyeyim beş, siz diyin son.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin