Merhaba insan. Buraya kadar geldin, yorgun değil misin?
***
Buradan Beren'e sesleniyorum. Dünyadan Beren'e, dünyadan Beren'e! Hdkajdjs. Ben tabiki yine ne yaptım? Çirkin Ördek Yavrusu'nun konusuna biraz tuz attım🙂🤲 Bu bölüm yine ilk bölümü okuyacaksın yani. Hakkını helal edeceksin artık, kararsız birine denk gelmeyecektin. 😐😎
***
1. BÖLÜM: Uzaydan Gelen Paspas (Çok içimde kalmıştı kocaman '1. BÖLÜM' yazmak😌)☆ Nabzım seninle attığı gün anladım ki, hiçbir bıçak kesemezdi benim bileklerimi... Ben bileklerime bıçak değdirir miyim hiç? Senin tuttuğun o bileklerime hemde. Sen ha inansan, ha inanmasan, seni gerçekten seviyorum. ☆
Gözlerimi doğmayan güne küfürler eden alarmımla açtığımda evrene inat gülümsemek istedim ama ben şu klasik Türk dizilerinin güne otuz iki diş sırıtarak giren başrolü olmadığım için sinirle yatağımdan doğrulup masanın üzerine kadar çıkardığım ayağımla alarma şöyle güzelinden bir tekme geçirdim.
''İnşallah başka bir dünyada sen de uykundan edilirsin, malak.'' Evet ben, kendim alarm kurup alarm çaldığı anda kafayı yiyen bir manyaktım. Yere düşüp çalmaya devam eden arsız alarma kıçımı dönüp odamdan ayrıldım ve banyoya varana dek okulun yanıp kül olması için içimden dua ettim. Banyonun harika son model kapısını güç bela açtım ve doğrudan karşıdaki aynaya baktım.
"Bir kez olsun karşıma çıkma ha!" diye tehdit ettim aynadaki yansımamı. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynadaki suratıma tükürürcesine baktım. "Tipine yağ sürsünler senin." Ardından kaşlarımı çatarak dirseklerimi lavaboya yasladım. Aynada kendimi süzdükten sonra dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Tarık? Çıkmayı düşünmüyorsan ben kendime başka bir banyo yapayım, ha, ne dersin canım?" Arkadan gelen Tufan'ın sesiyle yerimden sıçradım. Şimdi yedim seni! diye kendi kendime konuşarak havluyu tekrar yerine astım ve üç adımda banyonun kapısını açtım. Tufan yüzüme bön bön bakarken gözlerimi kıstım.
"Paramı geri ver, ha, ne dersin canım?" diye onu taklit ettiğimde gözlerini büyüttü.
"Tarık yani şimdi üzülme diye yalana başvurayım diyeceğim de, üzülmen umurumda değil ki. Biz senin paranı Eneslerle çatır çutur yedik." Yüzümü sinirle buruşturdum ve ayağımın altını Tufan'ın karnıyla kavuşturdum. Tufan acıyla geriye düştüğünde hınçla üzerine yürüdüm ve ayağına bastım.
"Eğer bana paramı hemen bugün vermezsen, ayağımın altı başka yerlerini de bulur ve emin ol sadece bir kez değil, defalarca hemde," dedikten sonra içimde hiç acıma duygusu olmadan odama döndüm. Odamda oyalanmadım ve sadece okul üstümü giyerek tekrar odadan ayrılarak mutfağa gittim. Tufan masada oturmuş yoğurdu kaşıklarken bana arsız arsız güldü. Bu çocukta hiç utanç hissi yok muydu? Kırılma, darılma falan filan? Az önce bana yapsalar bavulumu toplayıp dünyayı terk ederek marsa yerleşeceğim bir şey yapmıştım ona ve şimdi o bana gülüyordu. Alt dudağımı dişleyerek buzdolabını yokladım. Tatmin edici hiçbir şey görmeyince de kapağını kapattığım buzdolabına sırtımı döndüm ve yaslandım. Gözlerimi kısarak Tufan'a baktım.
"Ha? Ne? Ne bakıyorsun öyle âşık olmuş gibi? Az önce eritemedin yağlarını sanırım. Sana bir soba alalı-" Tufan'ın sözünü bölen babamın ayı nidasından farksız çıkan esnemesiyle mutfağa disiplin oksijeni girdi.
أنت تقرأ
ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU
PoetryOlduğu yere güzellik saçarken, etrafın güzelliğine bakıp hayran kalan ama buna sebep olan kişinin kendisi olduğunu bir türlü anlamayan B'ye sevgilerle...