Birinci bölümden herkese selam 🌼
Normalde Diğer kitabım 'LALO' final verdikten sonra yeni bölüm atacaktım ama dayanamadım.
Lafı çok uzatmadan sizleri bölümle baş başa bırakıyorum.
Bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.
KEYİFLİ OKUMALAR
🌑🌑🌑
Hayat mucizelere gebedir.
Saçmalık. Kim gebe bırakıyordu kerdeşim bu hayatı. Niye sürekli başkalarının mucizelerine gebeydi.
Hayat, mucizelere falan gebe değildi. Hayat, sizin imkansız kıldıklarınıza gebeydi. Bazen öyle bir hale geliyordu ki insan... Güneşin doğuşu bir mucize haline geliyordu.
Hayat, sizi yağmurun asla dinmeyeceğine o kadar çok inandırıyordu ki güneş doğduğunda onu bir mucize olarak görüyordunuz.
Oysaki güneşin doğuşu ne imkansız ne de mucize. Onu imkansız kılan sizlersiniz.
Bir gün gülmenin, mutlu olmanın imkansız kılındığı gibi.
Benim imkansızlığım veyahut mucizem -artık her ne dersiniz- yıldızlar.
Yıldızlar geceyi hiçbir zaman aydınlatamayacaktı bana göre. Bununda benim zihnim imkansızlığım olduğunu bilmiyordum; ondan önce.
Yıldızların gecede kaybolduğunu zannederken aslında yıldızları parlatanın gece olduğunu öğrenecektim; onunla. Yıldızımla.
🌑🌑🌑
Son bir kez daha telefonumdan saate bakıp kapattım. Yarım saattir burada boş boş oturmuş, arada kafede ki insanlara bakıyordum. Yakın arkadaşım Fulya beni zorla buraya çağırmış ama yarım saattir gülümseyerek telefonuyla uğraşıyordu.
Ne yaptığı açıkça ortadaydı; nişanlısıyla konuşuyordu.
Ela da bir diğer tarafta telefonuyla uğraşıyordu ama büyük ihtimalle bize çaktırmadan soru çözüyordu. KPSS sınavına hazırlanıyordu ve belli ki o da buraya zorla getirilmişti.
Aslında benimde KPSS sınavına çalışmam gerekiyor ama kendimde bunu yapacak gayreti bulamıyorum. Ya da sadece üşeniyorsun Nisa.
Üşenmiyorum. Sadece çalışmak istemiyorum. Kim bilir belki bir gün bana acırlar ve atarlardı. Kasmaya gerek yoktu.
"Bizimkiler geliyor!" Fulya çok şükür başını telefondan kaldırıp konuştuğunda derin bir nefes aldım. Ela ile konuşuyordu zira benim hiçbir şeyim yoktu. Yalnız olduğunu bu kadar belli etmemeliler. Aksine yalnız olduğum için gayet mutluyum.
"O zaman ben gidiyorum. Zaten sabahtan beri boş boş oturuyorum." Ceketimi alıp kalkacağım sırada Fulya kolumdan tutup durdurdu.
"Bekle! Gelince gidersin. Kal biraz daha." dediğinde gözlerimi devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLMUŞ AŞIKLAR KİTAPÇISI
General FictionOna nasıl bir cevap vereceğimi düşünürken gözlerim cama çarpan yağmur damlalarına takıldı. "Yağmur yağıyor," diye mırıldandım. Başını kaldırıp kara bulutların kapladığı gökyüzüne baktı. "Ya aşkın ya da ayrılığın habercisi derler. Birileri ya aşık o...