Kalbe atılan dikiş izleri

7 0 0
                                    

21.01.2005

Selin'in güncesinden

Gözlerimi önümdeki denize çevirdim. Kalbimin acısı vücudumun her yerini sarmıştı. Gözümden akan bir damla yaş gökyüzünden boşanırcasına yağan yağmura karıştı. Ellerimi kalbime götürdüm. Onun varlığını en çok hissettiğim yere. Onun hala orada bir yerde olduğunu biliyordum. Gözlerimi kapattım. Boğazımdaki gitmek bilmeyen o yumruyu yok etmek için bir defa daha yutkundum. Arkamda masumca beni izleyen yeşil gözlü çocuğa baktım. Onun aynısıydı. Davranışları dahi bana onu hatırlatıyordu. Onu hem annesiz hem babasız bırakmak gönlümün en son el vereceği şeydi ama yaşayarak onun canını daha çok yakmaktansa benim varlığımı hiç tatmaması daha iyiydi. Rüzgar sebebiyle gözümün önüne gelen siyah saç tutamları görüşümü kısıtladı. Son kez ona baktım. O yeşil gözlü çocuğa. Bana ondan kalan en büyük hatıraya. Oğluma.

Denize doğru bir adım daha attım.

"Anne."

O sesin bana hissettirdiklerini yok etmek istercesine gözlerimi sıkıca yumdum. Geçer sandım. Kalbimin dinmek bilmeyen ağrısı geçer sandım.

"Anne denize mi gireceksin? Ama hava çok soğuk, hem bak yağmurda yağıyor hasta olursun. Yazın beraber gireriz denize. Hem daha yüzme öğreteceksin bana."

Bir kesik daha. Ruhuma açılan bir kesik daha. Başımı gökyüzüne çevirdim.

"Yanına geliyorum sevgilim, bir daha beni asla bırakamayacağın o yere geliyorum."

"Anne, nereye gidiyorsun?"

Ona son kez kafamı çevirdim. Gülümsedim. O ışıl ışıl gözleriyle gülümseyerek bana baktı.

"Gözlerindeki ışıltının sönmesine asla izin verme Demir, hiçbir zaman izin verme."

Ne olduğunu anlamazcasına kaşlarını çattı. Yavaşça onaylarcasına başını salladı. Ona son kez bakarak gözlerimi denize çevirdim. Bir adım. Bir adım daha. Ve başka bir adım. Ona kavuşmama ramak kaldığında gökyüzü büyük bir gürültüyle aydınlandı. Ayaklarım uçurumun ucuna değerken, gözlerimi son kez gökyüzüne çevirdim. Son nefesimi aldım.

Ve son adım. Son kesik. Ve belki de o yeşil gözlü çocuğun ruhundaki ilk kesik.

-----------------------------------------------

21. 01.2023

Aynada son kez kendimi inceledim. Küt kesilmiş saçlarım, kurumuş dudaklarım ve mor göz altlarımla her zaman ki gibi görünüyordum. Ruhu çekilmiş gibi. Görüntüsünde ruhsuz ama içinde bin türlü fırtınalar kopar gibi.

Ayaklarıma siyah botlarımı geçirerek kaldığım küçük dairenin kapısını kapatıp kilitledim. Binadan hızlıca çıkıp önüme çıkan bir taksiyi durdurduğumda hızlı adımlarla kapıyı açarak arabanın arkasına bindim.

"Kızıldere mezarlığına gideceğiz abi."

Adam kafasını sallayarak önüne döndü ve arabayı hareket ettirmeye başladı. Gözlerimi havaya çevirdim. Her zaman ki gibi fazlaca yağmurluydu. Gökyüzü bana o günü hatırlatmaya çalışır gibi yağmurluydu. Annemin beni bırakışını hatırlatır gibi...

-----------------------------------------------

21.01.2005

Zehra'nın güncesinden

Otobüs durağında yanımda oturan o minik kıza baktım. Benim her şeyime. Güzel kızıma baktım. Onu öylece bu koca dünyada minicik bedeniyle tek başına bırakacağım için dinmek bilmeyen kalbimin sızısını durdurmaya çalıştım. Dolan gözlerimi ondan saklamak için başımı çevirdim. Hava kapalıydı. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur her yeri sırılsıklam etmişti. Ona son kez baktım. Kocaman mavi gözlerine son kez baktım. Kırmızı dudaklarına, upuzun siyah saçlarına son kez baktım. Ayağa kalkarak yolun yanına yürüdüm.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 13, 2024 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

OkyanusWhere stories live. Discover now