2.Bazı Garip Durumlar

23 2 2
                                    

Yeni bölüm geldiiii. İyi okumalarrr

🦅🐺🦊🦁🐍

•••"Dünya iyi değildi, her an hazırlıklı olmalıydın. Yoksa Dünya seni kötülüğün içine attığında kurtulamaz, eriyip yok olurdun."•••

Eve giderken düşündüm. Olanları, olacakları ve olmak zorunda olanları düşündüm. Buraya büyük bir acıyla gelen küçük kızı ve şimdi kendi ayakları üzerinde durabilen o kadını düşündüm. Bu düşüncelerime eşlik eden iki şey vardı: kulaklığımdaki şarkı ve içimdeki izleniyor olduğum hissi.

Evet, kütüphaneye girdiğimden beri bu his dört bir yanımı kuşatıyordu. Ben de bu duruma karşı zehrimi tırnaklarımda toplamıştım, cebimdeki elimle de bıçağımı sıkıca kavramıştım. Dünya iyi değildi, her an hazırlıklı olmalıydın. Yoksa Dünya seni kötülüğün içine attığında kurtulamaz, eriyip yok olurdun. Bunu bildiğimdendi cebimde her zaman bıçağımı taşımam.

Zihindeki düşünceleri kapı dışarı edip yarını planlamaya çalıştım. Yarın yine okula gitmeliydim. Ardından yeni ev için eşya ve gıda alışverişi yapmalıydım. Daha sonra da Yuva'daki eşyalarımı toplayıp çıkış işlemlerini halledecektim. Uzun bir gün olacaktı yani benim için.

Arkamdan bir adım sesi duyduğumda düşüncelerimden sıyrıldım. Yaklaşık 10-15 adım arkamda hızlı adımlar duyuyordum. Zihnime dolan ihtimaller beni korkuttu. Onlar olabilirdi. Ya da belki rastgele yoldan geçen biriydi. Ancak emin değildim. Bunu anlamanın tek yolu Yuva'ya gitmekti. Çünkü peşimden girmeye çalıştığında güvenlikler gelen her kimse kartını göstermesini isteyeceklerdi.

Hızlı adımlarla caddeden çıkıp Yuva'nın olduğu sokağa girdim. Girmemle arkamdaki adım sesleri kesildi. Ancak hâlâ arkamdan yürüdüğünü hissedebiliyordum. Adımlarını sessizleştirmiş veya görünmez olmuştu. Ancak görünmez olmayı herkes yapamazdı. Bazı kişilerde doğuştan böyle bir yetenek olurdu ama çoğu kişi eğitimle görünmez olmayı öğreniyordu.

Bana yaklaştığını hissettiğimde adımlarımı hızlandırdım. Bir yandan çantamdaki kartımı çıkarmaya çalışıyordum. Kartımı çıkardığımda kapıya varmıştım. Görevliye kartımı gösterdikten sonra hemen içeri girdim. Arkamdaki adımlar içeri girmemle birlikte kayboldu. Zaten duyamıyordum ancak yok olduğunu net bir şekilde hissetmiştim.

Sokaktan geçen rastgele biri değildi, onlardan biriydi. Çünkü sokaktan geçen biri çıkmaz sokağa girmez ve sonundaki Yuva'ya kadar giremeyeceğini bilmesine rağmen ilerlemezdi.

Takip etmeye başlamışlardı, yirmiye girdiğim gibi takibe başlamışlardı. Bu da öldürmeye çalışmakta gecikmeyecekleri gösteriyordu.

Tam düşüncelere dalmışken karşıma çıkan Umay teyzeyle gerçek dünyaya döndüm. Dolu gözleriyle bana bakan bu yaşlı kadın benim için bir anneanne gibiydi. Babaannemden sonra bana gerçekten sevgiyi hissettiren insanlardandı ve şu an gideceğim için gözyaşı döküyordu. "Lara... Kuzum... Gidiyor musun sen?" diye duygu dolu bir sesle sordu. Gülümsedim.

"Gittiğime bu kadar üzülmemelisin Umay Teyze. Çok uzağa gitmiyorum. Bir sokak arkaya taşınıyorum sadece." dedim.

Gözlerindeki yaşları silip, "Biliyorum kuzum ama senin sabah 8'de saçını balıksırtı örmek için beni uyandırmanı özleyeceğim." dedi. Güldüm ve "Ben yine gelirim sana, merak etme."dedim.

Güldü ve yürümeye başladı, ben de yanında ilerledim. "Evini aldın mı Lara?"

"Aldım Umay teyze. Eşyaları da tamam. Sadece buradakiler kaldı."

"İyi bakalım." dedi. "Bu arada bir oğlan seni sormuştu, Aslan Krallığından gelmiş, burada da eğitim almak istemiş ve eğitmen olarak seni önermişler. Ben de senin burada olmadığını söyledim."

Kaşlarımı çattım. "Ben henüz 3. Seviye Eğitmen olmadığım halde nasıl olur bu?"

Onun da alnı kırıştı, bir süre sessiz kalıp "Göksel Öğretmene bir danış, kızım. O bilir." diyerek fikrini belirtti.

Ona başımı sallayarak onay verip yanından ayrılırken zihnim düşüncelerle doluydu. Odama doğru ilerledim.

"Ne oldu güzellik?"

Odaya girer girmez duyduğum sesle düşüncelerimi kenara atarak yatağımın üzerinde oturan kıza baktım. "Asel, bu kadar sık ışınlanmaya devam edersen boyutlar arası geçişte kalacaksın." diyerek onu ayarladım.

Kızıl saçlarıyla oynarken omuz silken kız bunu umursamadı bile. "Yeteneğin varsa kullanman gerekir tatlım, hem seni düşünüp geldim. Küçük tilkilerim bir sorun olduğunu fısıldadı." dedi. Somurtarak yanına oturdum ve "Doğru fısıldamışlar." dedim.

"20. yaşımdayım. Yasal olarak yetişkinim."

Yüzü ciddileşti. "Artık seni istedikleri şekilde suçlayabilirler. Hatta senin infazını isteyebilirler. Özellikle meclisin çoğunluğu Kartal iken."

"Evet, hatta babaannemi bile konuya dahil ederler." dedim. "Özellikle bu konu beni geriyor."

"Meraklanma, Ahsen teyzeye bir şey yapamazlar. Çoğu kişi bunu kabul etmez." diyerek bana güvence verdi. Başımı salladım.

"Bir de eğitmenlik mevzusu var. Aslan Krallığından gelen biri beni kişisel eğitmeni olarak seçmiş. Ancak 3. Seviye Eğitmenlik sınavında başarılı olamadım. Yani kişisel eğitim veremiyorum."

"Neden geçemedin ki?"

"Çok sinirliymişim ve öğrencilerim her zaman benden korkuyormuş." Kıkırdadı. "Biraz haklılar bir tanem. Kaşlarını çata çata erkenden kırışıklıkların çıkacak."

"Ha ha ha, çok komik."

Küçük sitemimi görmezden gelip devam etti. "Peki kimmiş bu çocuk? Kimin nesiymiş? Yakışıklı mı? Ayy, yakışıyor musunuz?" Heyecanla sıraladığı soruları bittiğinde ona uyaran bakışlar atıyordum.

"Daha yüzünü göremedim, Asel."

"Görmek istiyorsun yani?"

"Asel!"

Gecenin kalanı yaptığımız sohbetlerle ve birkaç parça eşyamı toplamakla geçerken ikimiz de mutluyduk.

🦅🐺🦊🦁🐍

Umarım bölümü beğenmişsinizdir

Oy ve yorumları bekliyorummmm

-Eda

-2.02.2024-

Beş SoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin