4- Karşılaşma

138 5 0
                                    



Merhabalar.
Öncelikle birkaç şey hakkında bilgilendireyim.
• ilk kitabım olduğu için ilk bölümler kısa ve kötü olabilir. Bölüm yazdıkça kendimi geliştiriyorum. Lütfen okurken bunu göz önünde bulundurun.
• Melek'in konuşma sahnelerini okurken 4 yaşında bi kız çocuğunun sesiyle konuşma yapıyormuş gibi hayal etseniz daha mantıklı olur.
• bi de neden karekterlerimiz bu kadar hızlı kabullendi derseniz karekterlerimi böyle yapmak istedim çok fazla sorgulamasın çünkü ikisi de her şeyi akışına bırakmak istiyor.

(Aras'tan)

Hayat neden aynı şeyleri tekrar yaşatıp duruyordu? Neden unutmaya çalıştıkça bana daha çok hatırlatılıyordu? Neden hayat dönüp dolaşıp aynı acıları karşıma çıkartıyordu? Tam yaralarım kabuk bağladı derken neden tekrar yaramı deşiyordu? Ben mi hata yapıyordum acaba? Hayır.

Elimden geldiği kadar her şeyden soyutlanmış kendi hayatıma devem ediyordum. Ben ve Meleğim. Sadece onun için yaşadım şu ana kadar. O benim yaşama sebebim. Aileden herkesle arama mesafe koymuştum. Çünkü bir ihaneti daha kaldıramazsın. Kendimi sadece işlerime vermiştim.

Son bir kaç yıldır benim hayatım sadece buydu. Mutlu muydum peki bu hayatta?  Hayır. Dediğim gibi benim tek mutluluk ve yaşama sebebim kızımdı. Bilmiyorum sanıyorlardı fakat benim hakkımda çok fazla söylentiler çıkmıştı. Tabi benim Germa nenem sağolsun beni habersiz bırakmazdı...nasıl söylentiler mi?
   " Aras Ağa zaten soğuk biriydi terkedildikten sonra daha da soğuk birine dönüştü."
   "O şirref kadın gittikten sonra Aras Ağa'nın güldüğünü şuana kadar hiç görmedim" şirref kısmını nenem eklemişti.
   "Çok soğuk ve sert biri bulaşma ona boşuna uğraştığına değmez" bunu bir toplantıdayken duymuştum.
"Kalpsiz"
"Vicdansız"
   "Karanlık işlere bulaştı diyorlar dedim size bu Ağa iyi biri değil diye" bunu nenem duyduktan sonra bana sormuş sonra da bi güzel azarlamıştı.
    "Ailedeki kimseyle konuşmuyormuş",  "Kızı dışında da hiçbir kızla konuşmuyormuş" bu söylentileri Handan Hanım yaymıştı.
    "Kısırmış diyorlar, hatta melek bunun kızı da değilmiş kadın başkasından yapmış diyorlar"  evet bunu da duymuştum. Hatta nenem git baktır bile demişti fakat ben daha önce çoktan DNA testini yaptırmıştım.
    "Kalbi donmuş bi Ağa bu kızım, uzak dur bundan"
" ah bir kere koynuna alsa sabaha kadar beni-"
     ....

   Ve tabiki daha da kötüleri vardı. Bunlar sadece "masum" söylentiler. Daha doğrusu

Şimdi hiç tanımadığım aklı yerinde olmayan biriyle evleniyordum. Bunu yapmazsam ailemin zarar göreceğini gayette iyi biliyordum. Ne kadar aynı anadan değiliz diye birbirimizin arasında soğuk olsa da yine de yeğenlerimi babasız bırakamazdım.

Sahi ben kabul etmiştim. Evlenecektim. Rızası var mıdır bu evliliğe? Behram Ağa okumuş bilmiş bi insan rızasız yapmaz böyle bir işi. Eğer aklı yerine gelirse beni bırakır mı? Bıraksın. Zaten tekrar evlenmek gibi bir niyetim yok....son kez evlenecektim. Zaten İstanbul'da büyümüş bir kızdı. Buralara alışılmaz gider. Ya da aklı yerine gelir gider. Gider mi? Nasıl biri acaba? Sever miyim ki onu? Hiç sanmam.

Onu hiç görmediğim için ve Behram Ağa'nın nüfusunda da olmadığı için hakkında hiçbir şey bulamamıştım. Fotoğrafını bile görmemiştim. Görüp ne yapıcaktım ki delirmiş birini hayal etmek çokta zor değildi. Evet kabullenmem çok zor fakat... şu anlık aklımı yerine almam gerek. Bocalamamak için, bilinmezliğe düşmemek için her şeyi şu an belirlemem gerek. Evet bu evlilik gerçek bir evlilik olacaktı, çünkü bu evlilik meselesinden yeterince yoruldum. Tabi aklı yerine geldiğinde ve onun da rızası olduğunda.

Normal bir evlilik olması için çokça zamana ihtiyacımız olacaktı. Fakat bu evliliğin normal evliliklerden tek bir farkı olacaktı. Güven olmayacaktı. Ona güvenemem, onu sevemem, ona aşık olamam. Bu defterler benim için kapanmıştı. Eğer bunları kabul edecekse ve böyle bir ömür yaşamaya razıysa buyursun gelsin. Fakat bu kız deliydi bunları düşünemezdi. Kim bilir aklı nerelerdeydin.

Kara El (berdel) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin