-Giriş-

1K 37 74
                                    

*17/01/2024*
(Kitap düzenlemededir. Her hafta yeni bölümle devam edecektir. Çoğu yerler değişeceğinden daha net anlamak için en baştan okunmadı tavsiye edilir;)

*Keyifli Okumalar*

Bir sabah şafağında, gecenin yolcusuz kucağında,
O bir hilalin yolunda savaşan asker.
Sabah oldu mu? Gece çöktü mü tüm vatana?
Ay ve Yıldızın altında iki beden....
Belirirler gecenin mısrasın da onlar,
Vatanın her bir evladı giderken ele...
Sana yoldaş olur, binlerce beden,
Kalpte kızıl var, gözleri yâren  bekler...

Sağ serçe parmağına sürülür mü bir de kına?
Yedi cihanda da bilinir sonrasında ,ad ve soyadın.
Binlercesi birikirken kapıya, dayanmışken ellerde toplar ve tüfekler;
İşte o an gelir asker.
Ellerin silahın, gövden siperin olsun...

O gecenin şafağa sararmasını da bekle asker,
Vatan da seni her daim bekler...

O gecenin şafağa sararmasını da bekle asker,Vatan da seni her daim bekler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


''Giriş: Yirmi Bir Harf, İki Kelime''


Radyonun çektiğince haberlerini can kulağıyla dinleyen Kıdemli Üsteğmen İlyas Ekinci elinde tutuğu bir ağaç dalını diğer elinde tutuğu bıçağı ile oymaya başlamıştı. Radyodan çıkan her haberde bir başka darbe daha indiriyordu elindeki ağaç dalına  bıçağıyla.

İçindeki sese hakim olamıyordu, biraz da olsun kafasını dinlemek için radyoyu açmıştı lakin,  açmaz olsaydı yeriydi. Haberlerde gene bir kavga olayı vardı, hiç adını sanını bilmediği bir kadını da tahmin ediyordu kameranın önünde. Haberlerini elindeki kağıttan duygusuzca okuyor ve akşamına parasını alıp yoluna koyuluyordu.

Buna kızıyor muydu? Kızmıyordu. Kendisi bu vatana kendisini feda ederken vatandan hiçbir karşılık  beklememişti. Şimdide bir şey diyemezdi elbet. Ama canı sıkılıyordu. 

Bir magazin, moda ya da bir şarkıcının aşk hayatı kadar bile görünmüyorlardı. Ama buna da 'eyvallah' diyordu. Bu mesleğe başlarken zaten amacı görünmemek değil miydi? Bilinmemekti.

Yine bir kadın cinayet vardı mesela İlyas bunu daha dikkatli dinlemişti .

''Kıskançlığına mani olamayan 'R' kişisi eşini dört yerinden bıçaklayarak öldürdü.''

İlyas bu habere peki hala gülmüştü ama bu gülüş hiç de keyfi değildi. Her askerin belki de bu haberleri duyunca aklına gelen ilk şeyler dökülmüştü fısıltı şeklinde dudaklarından.

İlyas o an kafasını radyoya doğru çevirmiş ve sanki o 'R' kişisi karşısındaymış gibi konuşmaya başlamıştı .

"Sen sıcacık yuvandan her sabah korkusuzca uyan diye varız burada, şerefsiz it! Gel de karını ve çocuğunu döv diye değil!"

-KOD ADI: PENÇE -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin