Sen ne ayak?

276 24 48
                                    

Merabalar iyi okumalar

°^°

"Evet Arifcim teşekkürler. "

Arif'in birkaç dosyayı çevirmesi sonucu Cenan'ın odasına gelmişti.

Yalnızlığı pek sevmezdi ve kendi odasında çok yalnız ve sessizdi. Biraz da Cenan'ı iş yaparken izlemek istiyordu.

"Biraz odamda sıkıldım. Başka yapabileceğim iş var mı? "

"Şuanlık yok Arifim  ne istersin? "

"Bilmem ki. "

"Benimde şuan işim yok. Sahile yürüyüşe gitmek ister misin? "

Arif düşündü. Annesi ve babası buraya gelmişken akrabaları ziyaret edeceklerdi. Yani Arif'in onlara şuan katılması gerekmiyordu.

"Olur."

Birkaç dakika içinde ikili dışarı çıktı ve  Cenan'ın arabası ile sahile vardılar.

Arif yol boyu Cenan'ı izlemişti. Aklında sadece o dönüyordu. Olmayacaklarını bile bile onu izliyordu sadece. Yolculuk  bittiğinde umarım Cenan bakışlarımı farketmemiştir diye içinden geçirdi.

Cenan ise bakışların elbette farkındaydı. O sevimli ve şirin bakışların kim farkında olmazdı ki?

Sahilde biraz oyalandılar. Arif kafede hep kendinden bahsetmişti. Bu seferde Cenan kendisinden bahsetti.

Genel olarak işlerle uğraştığından anne babasıyla vakit geçirmeye zaman bulamadığından bahsetti.

Bu sırada ara sokaklardan birine girdiklerini fark etmediler. Cenan durduğunda Arif etrafına bakındı. Ne ara buraya gelmişlerdi?

Tam o sırada çaprazlarında duran barın kapısı açıldı. İçinden  sessiz sessiz kendi kendine konuşan adam çıktı. Tabii karşısına bakınca Cenan'ı gördüğü gibi ona sarıldı.

"Aa kardeşim ne güzel vaktinde geldin böyle. "

"Ee Yavuz, senin arkadaşının barı burası mı? "

"Hee valla tam yerinde geldin. Bende canım sıkıldığı için az dolaşacaktım. Gel bi bira falan söyleyeyim. "

Cenan, Arif'e baktı. Arif biraz korkmuş ya da tedirgin gibi bakıyordu Yavuz'a.

Yavuz, Arif'e dönünce sırıttı.

"Ooo Arif, seni görmeyeli baya oldu valla. "

Kolunu Arif'in omzuna attı ve bara doğru sürükledi. Cenan onların tanışmış olduğuna şaşırmıştı. Bunu daha sonra Arif'e soracaktı ama şimdilik sadece peşlerinden gitti.

İçeri girdiklerinde Yavuz köşe masalardan birine oturdu ve ikiliyide Arif'i yanına Cenan'ı karşısına olmak üzere oturttu.

"Evet Cenan aklın karıştı ama anlatayım ben. Arif benim liseden arkadaşım. Hatta bu barın sahibi olan Mert'te onun en yakın arkadaşlarından biriydi. Sonra biz başka liseye geçtik. Bayadır gözükmedik birbirimize. Ne çok tatlılaşmışsın sen Arif. "

Göz kırpıp Arif'in yanağından makas aldı. Arif yalancıktan gülümsedi. Onun planı sanki çok yakınlarmış gibi göstermekti ve Arif bu plana uymalıydı. Eğer bunu yapmazsa başına gelecekleri tahmin ediyor ve düşüncesi bile Arif'i korkudan titretiyordu.

Cenan ise Yavuz'un ve Arif'in arkadaş olduklarına şaşırmıştı. Bir süre Yavuz ile çalışsa da Yavuz'un Arif'den bahsettiğini hatırlamıyordu.

Belki bahsetmiştir ama hatırlamıyorumdur diye düşündü ve boğazını temzileyip konuya adapte olmaya çalıştı. Düşünmekten Arif'in gülümsemesinin yalancılığını fark etmemişti bile.

Bir süre Arif'e soru sordu Yavuz. Ama bu sorular 'evini değiştin mi? ', 'nerde çalışıyosun? ', 'bir ara bana gel takılalım' gibi rahatsız edici sorulardı. En azındam Arif için öyleydi.

Arif hemen kalkmak ve gitmek istiyordu bunu Cenan'a beden yoluyla göstermişti. Ama o hiçbir sinyali almamıştı. En son Yavuz'un ona 'özel' olarak getirdiği içkiden sonra Cenan tamamen kaybolmuştu. Dünyada değil gibiydi. Bu hali tatlı gözüksede Arif buna dikkat etmedi. Çünkü bulunduğu ortam onun endişelenmesine ve artık tek güven kaynağının- Cenan'ın - zayıf olduğunu, korunabileceği kimsenin kalmadığına inanıyordu.

Yavuz onu barın arka tataflarına çekti ve telefonuyla uğraştı. Tarih tekrar eder derler ya... Evet, Arif olacakları anladı. Lisede hep böyleydi. Hiç kimse zayıf, çelimsiz ve aptal birisiyle olmak istemezdi ve Yavuz ile Mert'in yaydığı sahte teoriler Arif'i bu kelimelere benzetmişti. Bu yüzden arkadaşı yoktu. Ayrıca her gün farklı bir şekilde zorbalanıyordu. Arif'in o zor zamanlarda intihar etmemesi bile güçlü olduğunu gösterirdi. Ama bu güçlülük Mert ve Yavuz arasında bir hiçti.

Lisenin ilk zamanları Mert ile tanışmış ve onunla gayet samimi bir şekilde arkadaş olmuşlardı. Daha sonra Yavuz'un gelmesiyle her şey kötüleşmiş ve Arif çeşitli zorbalıklara maruz kalmıştı.

Tabiki zorlu günlerdi ama 11. sınıf başladığında Arif cidden intihar etmeyi düşündü. Anne babasına mektup bile yazmıştı. Neden mi? Çünkü taciz işin içine girmişti. Mert onu zorla kuytu köşede bir bara götürüp içtirmişti. Daha sonra Arif onun evinde çıplak ve yatağa kelepçeli bulmuştu kendini. Arif vücudunun kirini hiç atamadı ondan sonra. Daha reşit değilken tecavüze uğramış ve çocukluğundan beri işe yaramaz muamelesi yapılmıştı.

Mezun olduğu gün kendine söz vermişti. 'Benim hayatım mutsuz geçti. Herkesin böyle geçmemeli. İnsanları mutlu etmeliyim. ' gayesiyle işe başladı. Emre ile üniversitede tanıştı ve anılarını onunla paylaştı. En yakın arkadaşı, hayat dostu oydu artık. Hem Mert kendine bar açmış ve Arif'ten uzaklaşmış hem de Yavuz buradan uzaklara gitmişti. Bu yüzden mutluydı Arif. Kısa bir süre sürdü bu mutluluğu...

Yavuz şuan karşısında birini -büyük ihtimalle Mert'i- bekliyordu.

Arkadan Cenan ve Mert geldi. Arif bir anlığına ona baksa da Cenan kendinde değildi. Biraz sonra yapacaklarını kendi isteği ile yapmayacaktı.

"Oyyy Arifim döndğn sonunda barlara? "

Gözleri doldu.

"Bende ne zaman döneceksin diye bekliyordum. "

İki adım geri attı ve duvara yaslandı.

"Özledin mi beni hm? "

Elleri ve vücudu titremeye başladı.

Mert'in yumruğu ile sarsıldı ve o sırada gelişti her şey. Üç kişi tarafından dövüldü Arif.

"Ucube!"

"İbne! "

"Aptal! "

"Salak! "

"Gerizekalı! "

Ve dahası...

Arif bunlara liseden alışıktı. Ama Cenan... Cenan onun sevdiği adamdı. Bu lafları o istemeden söylüyordu ama yinede Arif'in kalbi kırıldı. Paramparça oldu. Sadece vücuduna darbe yemedi Arif.. Ruhuna işlendi bir gecede bunlar...

°^°

Selam okuyucular🖐
Nasıl gidiyor sizce??

İyi okumalarr

Kafe no 1(/) ArcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin