Medya: Meriç
1 hafta sonra
İnsanların nasıl olurda brokoliye böyle aşk beslediklerine bir türlü inanamazken kaşığımı tabağımın yanına bıraktım. Bardağımdan büyük bir yudum su alırken ağzımdaki o garip tadın geçmesini diliyordum.
Yeni okulumdaki ilk haftamı bitirmiş ikincisine başlamışken şu an tüm aile üyeleri olarak akşam yemeği yiyorduk ve yemekte brokoli çorbası vardı. Hayır normalde sebzelere karşı değilimdir ama brokoli çorbası nedir ya?
Kafamı kaldırıp bakışlarımı diğerlerinde gezdirirken Buse'nin boğazını temizlemesiyle herkes ona dönmüştü. Ne diyeceğini beklerken bir süre oyalanmış ardından da direk olarak Zafer Bey'e dönmüştü.
"Bir süredir araştırdığınızı biliyorum ama gerçek ailemden hala mı bir haber yok?"
Bu sorusu zaten sessiz olan masada ölüm fısıltılarının dolaşmasına sebep olurken Yasemin Hanım eşinin elini tuttu.
"Daha bir şey demek için çok erken Buse ama..."
"Anladım." diyerek konuyu direk kapattığını belli eden Buse tekrar çorbasına dönerken bu sefer araya giren Yasemin Hanım olmuştu.
"Burası senin de evin kızım, biz de senin aileniz, biliyorsun değil mi?"
Duygu dolu sözleri ağlamaklı bakan gözleriyle dolup taşarken Buse'den gelen cümle onu yıkmıştı.
"Sizin acımanıza ihtiyacım yok!"
Masadan buzla kalkıp merdivenlerden çıktığında arkasından Zafer Bey ve Yasemin Hanım da kalkmış ve bir an için abi takımıyla aynı masada yalnız kalmıştım. Her ne kadar geri çorbama dönmek istesem de brokolinin çorbadaki o yüzen halini görmek...
Ben brokoliyle bakışırken Barış'ın kaşığını sesli bir şekilde masaya bırakmasıyla hafifçe irkildim. Nefretle bakan gözlerinin hedefi benken yine ne diyecekti acaba?
"Olmayan huzurumuzu da kaçırdın! Başka planların varsa şimdi söyle!"
Ciddi mi diye gözlerinin içine bakarken böylesine saçma bir cümle kurmasını beklememiştim. Hayır Allah beyin dağıtırken sen neredeydin? Ben burada huzur içinde masumca otururken katledilerek suda haşlanıp önümüze yemek olarak sunulan garip yeşil tonundaki çorbamla bakışmak dışında başka bir şey yapmıyordum ki.
O değilde benim çorbamın yeşili diğerlerinin tabağındaki çorbadan daha mı kimyasal tonunda bir yeşil? Hayır Barış gibi ne olduğu belirsiz bir manyak var, götü kollamak gerek. Benim gibi birisinin ölümü kesinlikle yeşil bir çorbadan olmamalı.
Onu kâle almazken araya Doruk girmişti.
"Saçmalama Barış, herkes zor günler geçiriyor. Direk olarak Ece'ye saldıramazsın."
Barış'ın çatılı olan kaşları gözleriyle birleşecek diye düşünürken "Abi! Barış değil. Abinim ben senin."demişti.
"O zaman abi gibi davran."diyen Doruk'la içimden vay be derken onu takdir etmiştim. Adam resmen vurdu ve gol oldu. En azından birileri krizden faydalanmayıp düzgünce hareket edebiliyordu.
"Doruk'un da dediği gibi bu aralar hepimiz zor günler geçiriyoruz ve bunun için birbirimizi üzmek yerine-"
"ATAKAN!!!"
Herkes bir ağızdan Atakan'ı susturduğunda kafasını eğip gülmesi bunu planlamış olduğunu anlamamı sağlamıştı. Pekala Doruk'tan sonra şu an favorim Atakan olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1-0 |Belki Bir Gün Serisi
Fiksi RemajaYaşadığımız hayatta her insanın kendini ait hissettiği bir yer, kişi ya da en azından bir an vardır. Ben ise bu acımasız dünyaya karşı bir sıfır geride başlamıştım. Yaşadıklarım, duyduklarım... 17 yılımı çöpe atmak istediğim zamanlarda yanımda olma...